16
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
1303
Okunma

daha öncede geçerdim bu sokaktan
yaşam ölümü görmezdi
birbirine laf atardı komşular
duvarlara yazı yazılmamıştı
içimizde bu kadar yer tutmazdı
unuturduk az ötede
çocuksu dokundurmalarını kızların
duyulurdu iğde kokusu
az geçince sokağı
eğitirdi dilimizi türküler
boca etmezdik gereksiz sözleri
kuşburnu çiçekleri üstüne
uzanıp alırdık dikenine aldırmadan çiçeği
bir kaç yıl sonra öleceğini bilmezdim
yolumuzu kesen genç gülüşlerin
daha böyle harabe değildi evleri
duvarları yazılı, kapısı sürekli açık
içinde bırakılmışlığın keskin yüzleri
içlenişi kimsesizliğin
sızıp kalmazdı
yıkık ocağın önünde
kimsenin umurunda olmayan
küpeliler, sardunyalar pencerede
süpürülmüş kapı önünde
oyun oynardı çocuklar
atlarlardı ıslak umutsuzlukları
yarın daha yaşanmamıştı
yaşama umut vardı
güneşini kaybedenler girip çıkıyor şimdi
birbirlerini eğip
bir şişeye sarılıyorlar
çektikçe bir fırt daha hayattan
artıyor duvarlara yazılan
hüznün katsayısı..
18. 06. 2016 / Nazik Gülünay