Yalnızlığın mimarı, gurbetin padişahı
Yolunda donduğumu, sanmam nereden bilsin
Yar diye hayaliyle, pervanelerin şahı
Halinde döndüğümü, sanmam nereden bilsin

Hicranın marifeti, tavan yaparken hepten
Düşlerin terkisinde, düşerken aklım çaptan
Sulara pusulasız, gemisi batık kaptan
Rolünde indiğimi, sanmam nereden bilsin

Son kampana çalarken, dayanma inancımı
Düşlerin menziline, pes eden güvencimi
Feleğin kotasına, rest çekme direncimi
Elinde sandığımı, sanmam nereden bilsin

Güngörmez kirpiklerim, suları yoklamadan
Yaşayamam gözlerden, hasreti saklamadan
Dünyada son konuğum, kapımı tıklamadan
Salında yendiğimi, sanmam nereden bilsin

Gecelerin hakkına pas geçerek, beşlerken
Dünyanın yekûnunu, sevdasıyla eşlerken
Toprak kokan saçları, ciğerimde düşlerken
Telinde onduğumu, sanmam nereden bilsin

Melekleri mest eden, kullar üstü ahvâle
Mecnun’u çölde tutan, Kerem’i yakan hale
Gönlümü dâra çekse, takılsa da hayale
Dilinde kandığımı, sanmam nereden bilsin

Seraba kafa tutan, selleri zemzem sanır
Çöle rağbet etmeyen, gülü dikenden tanır
Çıtkırıldım kelebek, göze dalsa utanır
Külünde yandığımı, sanmam nereden bilsin

Canhıraş telaşlarla, ölümle can arası
Yıldızlar söndürürken, gurupla tan arası
Olmayınca Delibal, yürekle kan arası
Gölünde yunduğumu, sanmam nereden bilsin