14
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
2444
Okunma

Sırf için de anne’n var diye sebepsizce k’aralanır geçmişin kapısı bazen..
Güne üstü kapalı bir gece
yıldızlar aya küskün
bende hislerimin tetikçisine..
Şairi meçhul şiirlerle
ve
boğazımdaki kördüğümlerle
kinimin sevgime koyduğu elle
ne hazin yol almak yakın geçmişe.
Attığım her adım varacağım noktaya mesâfe artırırken
gördüğüm her baykuş hayra yorumluyor şerri ötüşüyle.
baykuşlar da sırdaşım bundan böyle
yabani, alaycı gülüşleriyle.
Karşıma çıkan ilk durak
hayatı yudum yudum zıkkımlandığım
umuda kırkbir mum yaktığım
sahibi meçhul mey’hâne
aslında yegane sığınağım
üstü kapalı hiserime ney’hâne.
Şuur altı şubat tadında,
fuzuli mezelerle donanmış yine o eski masa
çayıma rakı katan aşk ile
gönlüme çay sallayan hevesler ucube kavgada
ya beyhude heveslere koşacağım gecenin sonunda,
ya da dingin kalacağım aşk’da.
Geçmişin sararmış yaprakları
gözlerimden birer yaş olarak dökülürken
umarsızca,
beklentisiz omuz silkiyor zihnim bitkin geleceğe .
Sırrını çözemediğim iki nefes arası felsefede
ürkekliğimle girdâbına saklandığım her köşe
o sokak lambası şahidimdir ki
yeminliyim artık
ne sevmeye
ne de.... -herneyse-
Dilim döndüğünce
en az beş dilde
ahlakım el verse söveceğimde
nâfile.. -kadınım bir nebze-
Aldığım her nefes batıyor sol yanıma
ellerim titriyor koynumda
dudaklarım nikotin sarısı sonbahar
gözlerimden yağmurlar d’üşüyor
kanıyor usulca...
İçimde ki acıyla uyandığım sabahın ayazı soğutuyor
geceden kalma yanan külleri
acının sebebi belki aşk, belki hasret
belki de
içinde olmayı istemediğim amansız gâflet.
Penceremdeki
umut kırıntılarıyla beslediğim güvercinler
uyanmak istemediğim her günde
teslim alıyor öfkemi
zehrini düşmana akıtmış akrep kadar sakinim şimdi.
Aslında,
ne gün doğuyor gecemin sonunda ne devran dönüyor,
farkına varamamışım ama dünyam duralı hayli zaman oluyor..
...
5.0
100% (28)