5
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1252
Okunma

sadakat mi demiştin ?
duymadım..
hem ölüler duymaz
dokunma kanayan yaralarıma
dokunma ..!
ayaklarım yorgun
ellerim yorgun
sol yanım yıkık harabe
elbet çıkarım düştüğüm cehennem çukurundan
doğarım yeniden küllerimden
bu gün nemi yaptım?
ayrılığınşakağına kurşun sıkıp son kez
abdest alıp
iki rekat şükür namazı kıldım
ve gönül penceremin panjurlarını kapadım
iyot kokulu siluetin yüzüne
hırçın Karadeniz dalgalarını geride bırakıp
ne çok ağlamaklı oldum
ve ne çok gemiler yaktım
limanları ateşe verdim
bir HİÇ uğruna
gizlice kapı aralığından içeri sızıp,
korkak ve ürkek ..
ve ne kadar varsa çer, çöp
geçmişin tozlarını silkeleyip üstümden
yaşam hızımı kesen küfeyi indirdim
sırtımdan son kez
yalnızlığın ağırlığı düşerken omuzlarımdan aşağı
ahrazdı bakışlarım
buz tutan gözlerimden ateş yağarken
geceyi ellerimle dürüp,
yıldızları söktüm canhıraş avazlarımla
göğün bir katından
ayın kulağını çekerek
şafağa çeyrek kala
son kez alıp hülyalarımı
gökyüzünün maviliklerine süzüldüm kanadı kırık kuş gibi
ketumdu hecelerim aşka galabe çalarken ardım sıra
arama,sorma
neredeyim, nasılım diye ..
belki adımız bir varmış bir yokmuş
masallarına karışacak
belki bir daha yolumuz sevgiden geçmeyecek
açtığın yarayı sarmakla meşgul olacağım ilelebet
sen hareminde meşk ederken SÜLEYMAN..!