9
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1487
Okunma

Mütevellit gülüşlerinin davacısıyım yar!
Hangi vakit uçurduk göğüs kafesinden kanadı kırık kuşları da kızıla boyandı
Kan revan oldu göğün mavisi
.
Bundandır asit yağmurlarının göz bebeklerimi delişi
Umut tarlasına kahır ekişim sebepsiz değil...
Ne çok isterdim güneşin zülfünü taramayı
içimi ısıtan geçmişin gözlerine bakarak
Hangi sebepti saklı bahçemizi harap eden?
.
Saçları ağarmış tırnaklarımın izleri kaldı.. geçmişin yüzünde
Dirhemi düştüğü yeri küle çeviren lav misali zehirli acılar var zulamda
Demleyip demleyip içtiğim geceler boyu
Işığa hasret sol yanımda
.
Hangi günün, kara gecesinden düştün mahremime yetim sevi
Uslanmaz ağlamalar sağır ediyor kulaklarımı
Her gün sen, benden biraz daha giderken
.
Değişmeli akrebin, yelkovanın yeri
Mil çekmeli zamanın gözlerine
Adı konmalı bu gidişin
Çözülmeli düğüm..
Bilmeni isterim ki SEN,
Ne virgül, ne nokta oldun hayatımda
Neyim mi oldun?
Boşlukları dolduran
Ünlem !
Ve sayısız soru işareti
yangından geriye kalan KÜL..!