7
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
2077
Okunma

duruldukta coşkun akan bulutlar duru bir deniz olur
berrak yüzleri hep hurileri andırır
derinlerde, en derinlerde esrarlı bir cenneti
murassa beşiklerde zamanı uyuturlar ninnilerle
mavilerin yapayalnız boşluğuna uzayıp giden masallardan
evvel zaman içinde ki aşklardan
kör kurşunlar girdiği vakit yüreklere
terk edilmiş ülkelere en yeni haberleri götürürler
gecenin eşiğinde yağmalanmış kentleri örterler sonra
yıldızları avuçlayıp gönüllere serperek
delinmemiş inci kıratı kadar güzel...
sunarlar ruhi bir nefesin ılık soluklarını
bir heyecandan çıkıp başka heyecanlara koşarak
sonsuzluğun ağırlığını taşırlar omuzlarında itirazsız
ateşler söndüren bir saba esintisine benzer
yalnızlığın en ucunda ayak değmemiş en tenha kıyılara
kuytulara ,dar patikalara,çıkmaz sokaklara
serin bir yağmurla doyumsuz şerbet içirirler
sınırları karıştırmadan mevsimleri şaşırmadan
nevbahar gibi ya sevgiden yorgun ya sevgiye vurgun
mavi bir ahengin mersiyesini okurlar
can yakan kızgın kumlar üzerinde
alev alev yanan kor parçası halinde
zikirlere karışmış hu çeken bir derviş misali
kıyameti koparır sağır ışınlarını bozkıra salan güneş
hülesa yağan ateş etraflarında ateşten haleler
can havliyle bağrışan insanların haykırışları çaresizlik
solukları kesilenlerin can çekişenlerin hırıltıları
yapayalnız bir tepenin üstüne
mistik sırlardan bir elbise biçmek için
kimsesizliğin tam ortasında uzun uzadıya giden yollardan
vadinin başında nöbet tutan şelalenin şakırtılarından
her vakit izzet-i siyah bir mahşer aydınlığı bırakırlar
meçhul bir zamandan beri toprağa
bulutlar sarhoş ve ahenkten bihoş
yağmurlardan önce aşka kasem edercesine
gölgeleri sızar sükunetin üstüne
bir uçtan bir uca mavilere tutsak
her mutluluktan pencereler açarlar emellere
gökyüzü çıldırmış yere düşmekte alevler kırmızı-mavi renkte
gömleğini yırtıp rüyalardan uyandırırlar cümle alemi
gök dokunuşuyla keserler hayatın boynunu
akıp giden zamanın başına bıçağını vurarak
çöken felaketin sesleri yankılanır karanlıkta
yollarını değiştiren ışık füzeleri bulutları yırtar
gittikleri yön yanan vucutlarını soğutmak için karlı yerlerdir
karların izinden mavi tabutlarla taşınır ölüleri
her sabah heyecandan uyanıp
der ağlayarak gider bulutlar
uykunun tüm mahmurluğunu silerken gözlerinden
özlemini duydukları dünyanın her köşesine
hayal bile edilemeyen yerlere
yeniden doğup yeniden yürürler
vakit aşığın maşukuna ulaşma vaktidir artık
redfer