2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1481
Okunma

Sokağın sularında
akşam üstü çöken
hüzün yaşındayım
çitlerle çevrili yalnızlık
dem vurdu içime
gönül dökecek
bahçe aralanıyor
maddesel boyutta
sesim dalgalanıyor
boşlukta
çitlenbik ağacına..!
ağrımı
duyma,
görme,
dokunma..!
yetiğin ya da düşsel
şavkın var mı yarına
ben dönüşürken kriminal aşka
bu yağmurda sağanak kalacak
büyümüşte küçülmüş çocuklara
imgesel dallarını
tanrılar ve kuşlar çıplak basacak
ya da
düşsel meyveler
düşecek kurtlar sofrasına
ki ben taştan nöbetçiyim bu saatte
sana silkeleneceğim köpek ıslaklığımla
bir an’a yapraklarımı dökerken...
5.0
100% (8)