13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4514
Okunma

KAN GÜLLERİ
Hangi kasırga yıktı
Köprülerini akrabalığın?
Siperleri aydınlatmıyor artık
Sarhoş ayın sızan bakışları
Oysa hayatın
Yalın dinginliğinde tanımıştım
Doğduğumda dünyayı…
Şimdi cehennem treninin biletleri avucumda
Parmaklarım tetiği çekmekten aciz
Korku kuşları titremekte içimde
Buz gibi yağmurlar yağıyor tenimden
Çamurlar sızıyor bedenimden
Yok olası töredir
Değiştirmek gelmez ki elimden…
Gece ağlarını kuyu gölgelerine asarken
Karanlığı acımasızca delen gözler
Kısılıyor birden ürkek ürkek
Kan ateş oluyor, yakıyor bedeni
Ateş kan oluyor akıyor sel gibi…
Koca bir hayat uçuyor
Kartal kanatlarına kapılıp
Bir hayat eriyor buz gibi
Kafeslerin ardında.
Güneş artık taş duvarlar arkasında
Geceler kâbusların kilitli kasasında.
Tüm ağırlığı ile yükleniyor
Eziyor, eziyor, eziyor…
Baharı emzirirken doğa
Söylenmemiş türküler dökülmeliydi
Dillerden.
Güneş tarlaya düşmeliydi
Konmalıydı güllerin gözbebeklerine.
Ölü yıldızları kovalayıp ay
Nehirlerde gezintiye çıkmalıydı
Korkusuzca
Bulutların yumuşak kucağında.
Usandım dönüp bakmaktan
Peşimden kovalayan gölgelere
Mutluluğun ölümsüz
Gerekliliğini istiyorum
Zihnimdeki kan gülleri
Kurusun istiyorum.
Kızıl güller yetişmesin
Masum bedenler üstünde
Ölüm kar altında, hayat güneşin de üstünde…
KUSCUMUS-1966