7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1586
Okunma

Kızılın ötesinde kızıl
Karanın ötesinde kara
Ya duvar ardında
Ya kurşun bağrında
Katran karası yıllar
Kara bir kurşun gibi
Kandamlaları yağdırdı üstüme
Bir umutla doğduğumda.
Kızıl kundaklara sarıldım
Kin türküleri fısıldandı kulağıma
Korkunun keskin hançeri
Saplandı yüreğime.
Uğursuzluğuna inanmazdım on üçün
Soğuk demirden lanetin
Tam on üçündeydim
Elime verildiği gün.
Anam haykırdı, tüm bedeni titreyerek
Kıydılar bak babana
Onlardan sen almazsan
Ak sütüm haram sana…
Ah ana, ah ana,
Yakışır mı insana
Tetik çekmek
Hem de günahsız cana?
Buz gibi soğuk demir kor oldu yaktı beni.
Düşlerimde gördüğüm bir barış rüzgârı vardı hani
Ilık nefesiyle gönlümü ferahlatan
Gölgeleri silip atan
Neredeydi barış, söyleyin nerede?
Ey! Pembe düşlerimin güzel perisi
Barış rüzgârım…
Ilık nefesini çekmek istiyorum içime
Dizelerde yaşatıyorum seni tutuşan güller gibi…
Uzaklarda aramadım ki
Yakamozların oynaştığı denizden sordum
Kayaları yırtan nehirlerden
Bembeyaz köpüklerle taçlanmış çağlayandan
Kır çiçeklerinin düğün yaptığı yamaçlardan
Yüreğimden sordum seni
Gel artık, tut ellerimden
Kırıver tüm parmaklarımı
Tutuşsun gönüller çılgın alevinden.
Çare;
Boynu bükük
Uzak iklimlerin çocuğu
Aradım, bulamadım
Gördüm ki en sonunda
Kızılın ötesinde kızıl
Karanın ötesinde kara varmış.
Ya taş duvar ardında
Ya kurşun bağrında…