18
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
1362
Okunma

Tümden gelen bir yolculuğun hibeli vazgeçişi,
Kıyama durduğum gök kubbede,
Yâd ettiğim bir serzeniş belki de
Hiçliğimin tezahüründe, o engel yüklü
Bedelli meylediş ki rükû eden bir gölge kadar da
Çaresizliğe namzedim yokluğun coğrafyasında
Ve demlenirken usulca, hakkaniyet yüklü bir kalbe.
Dokunmaksa gönülsüz tümcelerimde
Anlık bir hezeyana delalet
Ölümün mabedinde daldığım uykunun
Verdiğim hangi molası ise,
Uzağında durduğum bir rakıma esir düşen
Kırık haznemde dolu boydan boya;
Sessiz cümleler kadar tevafuk bildiğim,
Yol yordam bilmeden düşmüşsem eğer
Telaşesine yüreğin çeperinde gizil bir hazine.
En münafık gölge kadar kıymete binmişse aşk,
Devrik bir yetide uğrarken yerli yersiz
Enginliğin coğrafyasında kesilen onca ahkâmdan
Arda kalan kırık bir nizam belli ki,
Hiçliğin, sipere konuşlanan
Varlıksız sureti ki indinde tek rahmet
Yürekten sızan anbean.
Durağanlığında ömrün aksayan tek yanım işte;
Ellerimde tek bir günce,
Çocuk sevinçlerimi kaydetmişken
Pür neşe olsam da uzağında dünden hariç
Tek münafık gölge
Şu sefil benliğim:
Hiçliğe kurmuşken zamanı,
Tek dokunuşla infilak etmezden önce.
5.0
100% (31)