14
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
1317
Okunma
yüzün ay gibi gülümsemişti
gönlümün gecesine
100 milyar yıldız doğmuştu
o an gözlerime
samimi itirafımdır
o kadar güzeldinki
akdenizdi tenin
her dokunduğunda
tuz kokardı dilin
korsika adaları gibi
yaşam üflüyordu
ölü dudaklarıma nefesin
şunu bilki seni hiç unutamadım
senden ayrılalı
içimde halen bir mağrip rüzgarı
yüreğim Cezayir kadar yaralı
Libya gibi derbeder
Beyrut kadar belalı ve
dahada kötüsü
şimdi yüreğim
Moritanya’nın kuzeyindeki
sahra çölü gibi ölü sanki
sevgili
senden ayrılalı çok şey değişti
devran döndü çark kırıldı
Paris artık düşlerimizin kenti değil
Şam’ın korkutucu yüzü sanki ...,
senden ayrılalı
sağ elimde yorgun bir İstanbul gibi, yüreğim
ne yapacağını bilmiyor
sol avucumda İzmir gibi
biraz ümitsiz
en kütüsü Ankara kadar şaşkın
Ankara kadar kararsız
biliyormusun sevgili
bu ayrılıkta yüreğim
Diyarbekir gibi hırpalanmış
kurşunlu cami kadar eskimiş
olmasına rağmen
senin için çarpiyor halen
ve şimdi
Cizre kadar mahsun
Cizre kadar yalnız
Cizre kadar yorgunum
Cizre gibi cayır cayır her yanım
ve dahası
yarı yıkık duvarlar dibinde
insanlar
bunca hengame içinde
bu şehirde bizi konuşuyor
şimdi söyle?
söyle bu şehirde nasıl yaşanılır
nasıl durulur
bu yürek yanılışına
kim dayanır ?
söyle bana ey acımasız
baba yurdu nasıl terk edilir ......
insanın kendi hayallerine ......
kendi çocukluğuna ,geçmişine ......
sırtı nasıl dönülür ?
söyle bana gözüm
insan bilmediği meçhule nasıl yürür ......
başka hiç bir şey söyleme bana
varsa bir bildiğin söyle ...!
bu kördüğüm nasıl çözülür
yüreğimdeki bu yangın nasıl sündürülür ?
Can Fırat
17/04/2016