***Azizim!*** dedi Eugène alçak sesle. ***Goriot Baba hakkında yanıldık galiba. O, ne bir budala ne de kalpsiz bir adam. Şu senin Gall sistemini ona da uygula ve ulaşacağın sonucu bana da bildir. Bu gece onun gümüş bir tepsiyi balmumu gibi yoğurduğunu gördüm. Şu an ise yüzü çok büyük duygular içindeki birinin yüz ifadesini yansıtıyor. Bu adamın yaşamı, bana incelenmeye değecek kadar e..»»
Akşamki eğlencemiz öncekilere benzemedi. Edilecek sohbet, okunacak müsvedde olmadığı için yemekten önce çok güzel bir konçerto dinleyerek kulaklarımızın pasını giderdik. Yemekten sonra ise hep edebiyatla, felsefe ile ilgili sohbetler yaptık. Fakat, köprü kapanmadan biraderin evine gitmek zorunda olduğumu söylediğimde, Refet yine ayağa kalkarak bana arkadaşlık edeceğini söyledi. Gerek ..»»
Mösyö! Şimdi dışarı çıkacaksınız. Ve bu resmi daireye yakışır edep takınuncaya kadar su kapıdan içeriye ayak basmayacaksınız! dedi. Frenk yerinden kımıldamadı. Mansur -çıngırağı oynatarak gelen odacıya: — Şu terbiyesizi dışarıya at! dedi. Odacı şapkalıyı görünce tereddüt gösterdi. Şapkalı da cevaben Türkçe olarak: — Terbiyesiz de, edepsiz de sensin, dedi. Mansur kendini kaybetmişti. Ş..»»
Aslında benim ne istediğimi biliyor musun? Hepinizin canı cehenneme! Rahatlık, sakinlik istiyorum! Kendi huzurum için bütün dünyayı beş paraya satarım ben. Beni kıyametin kopmasıyla çaysız kalmam arasında bir seçime zorlasalar, dünyanın batmasını umursamaz, çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım. Bunu biliyor muydun? Ben yalnızca bir alçak, bir namussuz, bir bencil, bir tembel olduğumu..»»
Ne kadar acı çekmiş olduğumuzu bilsen... Hepimiz seninle adeta hasta olduk. Ya Meliha, o zavallı kardeşin yatağa serildi. Tehlikeyi geçirmiş olduğunuza dair bu sabah telgrafı aldığımız zaman kendisini güç tuttuk. Mutlaka gitmeliyim, diye ısrara başladı. Halbuki altı günden beri kendisini tedavi ettiriyoruz. Kandırıncaya kadar öyle zorluk çektik ki... Nihayet ben kendisinin ne derece h..»»
Fabrikada, meyhanelerde o zamana dek kimsenin tanımadığı birtakım adamlar ortaya çıkıyor; ona buna bir şeyler soruyor, herkesi inceliyorlardı. Ana, bütün bu çalkantıların oğlunun işi olduğunu biliyordu. Çocuğunun çevresinde insanların toplandığını görüyordu. Pavel, hiç yalnız kalmıyordu, böylesi daha az tehlikeliydi. Böyle bir çocuğun anası olduğu için bir yandan gurur duyuyor, bir ya..»»
Nerissa: Hanımım anımsar mısınız, vardı zeki bir asker Babanız zamanında Venedik'ten gelmişti Montferrat Markizi'nin alayıyla beraber.
Portia: Evet, evet! Galiba Bassanio'ydu adı.
Nerissa: Oydu işte bütün bu adamlar arasında en çok layık olan, zarif bir hanıma.
(Arka kapak)
»»
Serebryakov: Hayatı bilimle geçmiş; günlerini çalışma odalarında,oditoryumlarda, öğrencileri ve saygıdeğer meslektaşları arasında tüketmiş birinin, aniden kendini şu dört duvar arasında aptallarla aynı ortamda bulması, saçma sapan konuşmalara katlanması hiç de kolay bir iş değil. Ben doyasıya yaşamak istiyorum, Başarıyı, ün ve şöhreti, gösterişi seviyorum. Ama ne yazık ki, burada bir ..»»
İşte Utopia'nın kurumlarını diğer halklarınkilerle karşılaştırınca doğrusu bir yandaki bilgelik ve insanlık beni kendine hayran bırakırken, diğer yandaki akılsızlık ve barbarlık beni üzüntüye düşürüyor. Utopialıların bilgelikle ve sanki ilahi bir ilhamla kurmuş oldukları devlet düzeni az sayıda kanunla tüm halkı huzur içinde yaşatmaktadır. Utopialılar herşeyi herkese eşit olarak bölüş..»»
Uğultulu Tepeler Bay Heathcliff'in malikanesinin adıdır. ***Uğultulu*** fırtına şeklinde esen rüzgarın çıkardığı sesi anlatmak için kullanılan bir sıfattır. Gerçekten de burada havanın her zaman çok temiz, sağlam olduğunu kabul etmek gerekir: İnsan burada kuzey rüzgarının kudretini evin arkasındaki birkaç bodur köknar ağacının yana yatışından, bir sıra cılız çalılığın bütün dallarının..»»
Yürek arzuladığına ulaşabilmek için, ne yollar deniyor ve kendine ne bahaneler buluyor! Uzun süre koridorlarda bekleyemedim, hangi locada olduğunu öğrenmek için salona hızla göz gezdirdikten sonra, orkestra katındaki yerime geçerek oturdum. Marguerite, zemin kattaki ön sahnede, yalnız oturuyordu. Daha önce de belirttiğim gibi bir hayli değişmiş görünüyordu. Dudaklarında o eski umarsız..»»
...Piotr İvanoviç, ta baştan beri tartışmaya girmemiş, biraz önce getirilen gazeteye şöyle bir göz gezdirmekteydi. Aniden: ***Baylar, İvan İlyiç ölmüş!*** diye diğerlerinin sözlerini kesti. ***Ya, gerçekten mi?*** ***Bakın! İşte kendiniz okuyun.*** diyerek, daha mürekkebi taze gazeteyi Fiodr Vasilyeviç'e doğru uzattı. Siyah bir çerçeve içinde şöyle bir yazı görülüyordu: ***Praskovya F..»»
Edebiyatdefteri.com, 2024. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyat -
Şiirler -
Kitap
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.