16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1575
Okunma

Cennetlik yaşımdayım…Daha doğrusu yaşımızdayız…Üzerimde dikişsiz bir esvap, başım ise çoktan bulmuş omuzlarının kuytusunu…Yüzümden süzülen mutluluk yaşlarım..Hayalim belki de rüyam…. An yok ki, gerçekle dilek karışmasın, kesişmesin yolları..Bu öyle bir hal ki; belki yine sabah olacak uyanacağım… Ama değişmeyen bir şey var. Sen varsan eğer; ben dingin, ben huzurlu, ben gerçekten özlediğim ben...
Ey sevgili kulak ver dinle kâinatın eşsiz musikisini dillendirmekte yanı başımızda bülbüller. İşte şurada üzerine ant okunan incir, ötesinde zeytin ağacı…Az ileride cennetlik nehirler..Fırat’la.. Nil… Hatırladın mı?...Mezopotamya’nın hayat membaı... Nasırlı ellerinde tokaçlarıyla kilimlerini yuyan kadınların, güneş esmeri tenleriyle çıplak ayaklı çocukların, tarlasına bereket umuduyla Fırat’a yol veren aydınlık yüzlü Anadolu insanımın nehri..
Beriki Nil... Mısır’ın yüreğinden kopup gelen tanrılar nehri… Bıkmış o da kendini putlarına ön ad edenlerden besbelli….
Sevgili sensizlik ne acı… Sen ki sevginin temeli… Sen; seni anlatan dilin hüneri, sen yüz akı sen gönüllerin huzur otağı, sen yek dost… Cennetlik yaşımda senin hemen yanı başında, hiç söylenmemiş cennetlik sözcükler düşüyor dilime, sen güzelliğin adı, sen dikenden gül bitiren, sen fikrime dokunan latif düşünce...Sen ki dosttan öte dost…
Daha varamadığım yıllardı..Almamıştım yaşımı başımı… Değmemiştim 33 yaşıma. Nar-ı cehennemdi dünya..Kalmıştım kendi başıma, her dem yanmıştım boş telaşına..Sitemkardı bakan gözlerim, kendimle kavgalı idi sözlerim...Varmış kendime bir hışmım ki; ettiğim her fiilim kendime kıyım...Derdim ne imiş diye sorarken kendime; Anladım nihayetinde sensizliğin derdindeymişim..Yangınmış sensizlik,bir türlü söndüremediğim… Bu yüzden hep telaşa düşmüşüm..
Ah sevgili cennetlik yaşımda, ömrüm bahar aylarında, fesleğen kokuları soluyor hülyalarım.. Seninle yaşadığımı anlıyorum.. Sana yaklaştıkça yalan dünyaya daha bir yabanım.. Hatalarımı topladım, zamanını zeminini sorguladım…Nedenlerle, niçinlerle kendimi yargıladım…Ağladım, ağladım, ağladım…
Ağladım ki gülmeye hakkım olsun… Geçmişime baktım… Bir hata diğerine ayak olmuş.. hata hata üstüne… Hali ahvalim düşkün, koyuversen beni bir başıma “inecek”..Bu hatalarla merdiven yukarı çıkacak değil ya, elbette aşağılara inecek. Birden sana değdi gözlerim, seni bildim, seni tanıdım, sana döndü yüzüm… Şu an otuz üçlüğüm..Cennetlik yaşımda seni bildikçe; hatalarım devriliyor, çözülüyor kördüğümlerim, basmakları yukarılara uzanıyor merdivenimin…Ben ise binlerce kez şükürdeyim…
Ah sevgili bilsen ne çok sevinçliyim. Beni sevindiren seninle olmak. Senin eline tutunup yol almak… Sensizlikte ömür denilen çölü geçerken; bir bilsen yara üstüne ne yaralar edindim... Sensizliğin kaygısında dolaştı yıllar var ki ayaklarım. Sen ki kokan güllerin Gül hecesi, hesapsız kitapsız demlerin, zamansız zeminsiz ikramların hatrına sunulduğu en Sevgili..
Koma beni bana bir başıma. Suçluysam suçum sensizlik. Senin anılmadığın her yer karanlık Sensizlik derbederlik… Senin olmadığın yerde yol bilmez, iz bilmez, kendi içine bile kör bakan bir Adem’im..Yalnız ben mi? Şu kainatın dili bozuk sensiz..Sensizsem bomboş kalbim, dipsiz bir kuyu, uçurum yüreğim…Ah sensiz talan Servetim.. …Sitemim olmaz ne düne, ne de bugüne… Dünler olmasaydı yüreğim seni bulur muydu? O yüzden sitemim yok aldanıpta kokladığım sahte güllere bile..
Seni buldum ya… Seni hiç kaybetmemek; evvelime, ahirime seni yazmak diledim… Seninle baharın haşrını sürmek istedim..Arıyorsam seni sevgili biliyorum sebebim sensin, hatırlıyorsa her anımda kalbim seni, hatırlatan sensin..
Şu an şu saatte düştün yadıma, elimden tutup götürdün beni otuz üç yaşıma..Kışın ortasında kasvete teslim etmedin ya gönlümü, bil ki Sevgili, şu cennetlik yaşıma değdiğim an hiç aklımdan çıkmayacak..
Tan vakitlerini bekleyeceğim, dualarım var arşa el açacağım.. Gönlümden gelip geçeni pulsuz beyaz bir dilekçe Rabbime sunacağım…Dilerim her kulun böyle bir demi, sonrasında Ey Sevgili seninle bir cem’i olsun..
Ey sevgili gel… Gel otuz üç yaşıma… Akıp giden mazime de, geleceğime de sen şahit ol.. Gelişin öyle bir geliş olsun ki sonu bizim cennetimiz olsun…
Perihan Tunçok KILIÇ
Esmize
İZMİR
her gün dünya denilen bu yerde hırslarımız,hayat telaşımız vs.nedenlerle öyle çok şeyin etrafında toplanıyoruz ki...Bu yazı bir dilek, bir dua, bir hatırlatmaydı sadece...Benimle beraber hatırlayan "amin" dilekleri ile duaya ortak olan tüm dostlara ve seçki kuruluna sonsuz teşekkürler...saygılar