Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER

MARTILAR VE ÇOCUK -4

Yorum

MARTILAR VE ÇOCUK -4

12

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1101

Okunma

MARTILAR VE ÇOCUK -4

MARTILAR VE ÇOCUK -4

Doktor, simsiyah gözlerini bana dikmişti. Esmer tenli yüzü, şimdi açık mavi gömleğinin üzerine giyindiği beyaz önlüğünün rengiyle birdi. O dakika, bakışlarımı tekrar Burak’a çevirmeye cesaretim olmadığını hissettim. Şakaklarıma vuran ağrının şiddeti tüm başımı sarmıştı. Karşımdaki korkunç görüntüyü beynim de hafızama kaydetmemi istemiyor gibiydi. Haberlerde, gazetelerde okuduğum bir haberin canlı tekrarını yaşıyor gibiydim. Ellerimle yüzümü kapatarak kafamı yana doğru çevirdim.

Titreye titreye orta ve yüzük parmağımı araladım. Doktorun Burak’ı muayene eden ellerinin; omuz, göğüs ve karnına doğru adım adım inişini dehşet içinde izledim. Midem alt üst olmuştu, dudaklarımın üzerine sıkıca ellerimi bastırarak tuvalete koştum.

Döndüğümde asistanı bilgisayarın başında, Burak’ı yine sedyenin üzerinde buldum. Burak, içine kapandıkça sanki daha da bir küçülmüştü. Oldukça iri yapılı, geniş omuzlu hafif kambur olan doktor, pencereye dönük bir biçimde hararetli hararetli telefonda birisiyle konuşuyordu.

“Çocuk, bir psikopat tarafından işkenceye maruz kalmış. Kimi izler çok eski, bazıları ise yakın zaman önceden kalma. Ama omzundaki iz beni çok rahatsız etti. 312 numaralı odaya gelebilir misiniz?’

Burak’ın önce çenesi sonra dudakları titredi. Gözyaşları yanaklarından sicim gibi akmaya başladı. Yanına doğru giderek ellerimle küçük parmaklarını kavradım. Burak’ın kolları bir anda boynuna dolandı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. “Korkma canımın içi korkma! Seni yalnız bırakmayacağım. Bana güven lütfen! diye fısıldadım kulağına.

Farklı nehirlerin bir denize sessiz sessiz dökülüşü gibi gözyaşlarımız yüreklerimizde birleşiyor tek yaş olarak da yanaklarımızdan iniyordu.

Açılan kapının sesiyle Burak, yüzünü göğsüme doğru iyice gömdü. Kızıl saçlarını hassas dokunuşlarla yavaş yavaş okşuyordum.

Orta yaşın hafif üstünde görünen polis memuru Bilal, bir doktora bir de çocuğa baktı ve gözleriyle Burak’ı işaret ederek “Çocuk bayağı küçükmüş! Allah kahretsin! Ama bu pisliği yapan her kim ise emin olun yanına kar almayacak! dedi. Doktor ve polis aynı anda attıkları büyük adımlarla yanımıza geldiler. Polis, çakır gözleriyle bana dik dik baktı ve “Sen nesi oluyorsun? dedi.

’Yakını değilim. Vatandaşlık mı yoksa insanlık mı ne dersiniz bilemiyorum ama ben sadece vicdanının sesini dinleyen ve çocukları çok seven biriyim.’

Polis memuru, yüzünü buruşturarak başını iki yana doğru salladı. Burak’ın vücudunu inceledikten sonra başını okşayarak kendine doğru çevirdi. ’Delikanlı benim adım Bilal’ diyerek iri ellerini Burak’a uzattı. Burak, arkasını döndü ve tekrar bana sarıldı. Doktorla, Bilal konuşmaya başladılar. Polis, Burak’ın omzundaki yazıyı göstererek ’Bunu burada çıkarmanız mümkün mü acaba?’ diye sordu. Egemen, dudaklarını dişlerinin arasına alıp geri bıraktı ve ’Maalesef. Bizim hastahanemizde plastik cerrah kadrosu yok’ dedi.

’Peki bu iğrenç yazı tamamen yok edilebilir mi?’

Doktor Egemen, Burak’ın omzundaki yazıya bir kez daha dokundu ve bir süre düşündükten sonra ellerini önlüğünün cebine yerleştirdi.

’Koyu renkle yazılmış olsaydı daha az uğraştırırdı. Allah’ın cezası, sarı renkle yazmış! Bir Plastik Cerrahın önerisine göre ya lazerle, ya zımparalama yöntemiyle ya da bacak veya kasık bölgesinden alınan parçayla ilgili bölgeye deri yaması yapılarak kapatılabilir.’

’Çocuğun sağlık güvencesi var mı?’

Bu soru sorulurken hem doktor hem de polis memurunun bakışlarını üzerimde hissettim. Kekeleyerek “Daha önce söylemiştim. Çocuğu gerçekten tanımıyorum. Ailesi kim bilmiyorum ki sağlık güvencesinin olup olmadığını bileyim. Keşke maddi durumum iyi olsa da tedavi masrafının hepsini ben karşılasam ama inanın en ufak bir birikimim yok!’

Bana inanmadıklarını alenen gösteren bakışlardan iyice tedirgin olmaya başlamıştım. Doktor, bana döndü ve çocuğu giydirebileceğimi söyledi.

Polis memuru Burak’ı kendine doğru çekti ve yüz yüze konuşmaya başladı.

’Bak delikanlı! Sen kocaman bir ağabey olmuşsun! Bizden kesinlikle korkmamalısın! Eğer bizimle konuşmazsan sana yardımcı olamayız. Büyüklerin olduğu gibi küçük çocukların da hakları var. Seni, kimsenin bu hale getirmeye hakkı yok. Bu kişi annen ya da baban olsa bile! Şimdi söyle çocuğum. Bunu sana hangisi yaptı? Annen mi, baban mı? Yoksa tanıdığın başka biri mi? Bu yazıyı omzuna kim yazdı?’

Burak, ağlaya ağlaya yanıma koştu. Burak’ın durumu içler acısıydı. Ona çok ama çok üzülüyordum. Yere eğildim ve gözyaşlarını sildim. ’Hadi Burak’cığım bize yardımcı ol. Seni koruyacağız. Yalnız bırakacağımızı aklının ucundan bile geçirme! Yeter ki doğruyu söyle!’

Burak, dudaklarını bile kıpırdatmıyordu. Doktor önce yutkundu sonra “Memur Bey bir saniyenizi rica edebilir miyim? diyerek kapıya doğru yürüdü. Peşinden de Bilal yürüdü. Burak’la yapayalnız kalmıştık.

Duygusal terazim; nefret, hayret, öfke gibi ağır duygularla, sevgi, merhamet, acıma gibi hassas duyguları aynı anda taşımakta zorlanıyordu. Burak’ın gözlerinin içine baktığımda yüreğim; sahip olamadığım çocuk özlemimin getirdiği yoğun sevgi seliyle yanıp tutuşuyordu.

Diğer yanım ise hayatımda hiç kimse için hissetmediğim kadar kötü duygularla dolup taşıyordu. Çünkü Burak’ın küçücük bedeninin farklı noktalarında acımasızca söndürülmüş sigara izmariti izleri, sırtında pantolon kemeri genişliğince izler vardı. Ama en dehşet verici olan ise omzuna dövme ile kazınmış olan “P..ç yazısıydı. Polis memurunun söylediği gibi bunu yapan her kim ise cezasız kalmamalıydı. Burak’la birlikte derin sessizliğin, karanlık gölgesindeydik. Kapı kolunun aşağı doğru iniş sesiyle birlikte bakışlarımız aynı anda o yöne doğru çevrildi.

Doktor Egemen, hızlı adımlarla masasına doğru gitti. Asistanı hemen ayağa kalktı ve koltuğu geriye doğru çekti. Polis memurunun bakışları hiç de iç açıcı değildi. Gözleriyle çantamı işaret ediyordu. Alt dudağımı dışarı doğru çıkararak, başımı iki yana doğru salladım.

’Duymuyor musun? Cep telefonun çalıyor?’ dedi sert bir ses tonuyla.

Beş duyu organım birleşip sessiz sedasız beni duygularımla baş başa bırakıp terk edip gitmişlerdi. Ne yapacağımı bilemez haldeydim. Ama ısrarla çalan telefona da bakmak zorundaydım.

DEVAM EDECEK
Aysel AKSÜMER

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Martılar ve çocuk -4 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Martılar ve çocuk -4 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MARTILAR VE ÇOCUK -4 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
meselci
meselci, @meselci
15.12.2011 11:04:08


Olayların akışı
başka yönlere sıçraması
öyküyü
muhteşem kılmış kesinlikle.


Tasvirlerin ve diyalogların harika.
cizgilikagit
cizgilikagit, @cizgilikagit
9.12.2011 12:20:41
Yazınızı okudukça benim de zihnimde bazı fikirler canlandı. Sayenizde belki de bir çekirdek düştü toprağa. Ama bir öykü olarak yazmam için mevsimler lazım.
Bu Yasemin inşallah yaptığı iyilik yüzünden hukuken zor bir duruma düşmez. Ben korkarım da biraz polislerden.
Çok güzel gidiyor elinize sağlık.
Entellektüel-41
Entellektüel-41, @entellektuel-41
8.12.2011 20:34:51
Çok istememe rağmen bazen yazılarınızı kaçırıyorum...paylaşmanın mutluluğunu yaşatan kalemi tebrik ediyorum efendim...
glenay
glenay, @glenay
8.12.2011 20:18:02
8 puan verdi
Güzel bir dille anlattığınız öykü insanın yüreğini acıtan türden . Allah zavallı çocukları korusun .
Geçen gün yeğenimin anlattığı erkek arkadaşını babası dövüyormuş .Hem onu , hem de annesini.
Evde üç küçük kardeşi daha varmış. Çocuk öyle hırslanıyormuş ki artık en fazla bir yıl sonra babasının karşısına dikilebilir .

Öykünüzü merakla okuyorum , selâm ve sevgiler..
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU, @ibrahimerzurumlu
8.12.2011 13:54:51
Allah'ım içim burkularak okudum...anlatımın etkili ve akıcıydı...Heyecan zirvede...Selamlarımla
inci*
inci*, @inci-
8.12.2011 10:29:16
çok duygusal ve çok etkileyici tebrik ederim Aysel hanım.. Okurken beni öyle içine aldıki hikaye neden devamı yok diye hayıflandım birden bire..... merak içindeyim.... sevgiler.
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
8.12.2011 10:10:52
10 puan verdi
Toplumun kanayan yaralarından birine çok güzel bir neşter atmışsınız...Kutlarım. Çok güzel bir anlatım..

Heyecanla devamını bekliyoruz.

Selam ve saygılarımla.
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
8.12.2011 10:06:43
Aysel hanım heyecanla okumaya devam ediyorum, bakalım neler olacak. Sevgilerimi yolluyorum...
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
8.12.2011 07:33:09
evet canım çok hazin bir öykü
rabbim ne olur yavrularımıza iyi yazılar yaz
öyle bir zamandayızki kötülüler kol geziyor çok güzel anlatımdı canım saygımlasın
Kemnur
Kemnur, @kemnur
8.12.2011 03:29:49
KEYİFLİ OKUAMIZ DEVAMLI...SAYGIYLA
Gül Şehri
Gül Şehri, @gulsehri
8.12.2011 00:25:44
Merakla bekliyorum .. İçim kan ağlayarak okudum malesef var böyle sadistler.. malesef...
GÜLDESTE
GÜLDESTE, @guldeste
8.12.2011 00:15:27
10 puan verdi
OFF OFFF AYSELCİĞİM İNAN NEFESİMİ TUTUP OKUDUM İÇİM YANDI İNAN BAKALIM DEVAMINDA NELER OLACAK ? KALEMİNİ YÜREKTEN ALKIŞLIYORUM SEVGİMLESİN
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL