Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Bedri Tokul
Bedri Tokul
VİP ÜYE

BERBER DÜKKANI

Yorum

BERBER DÜKKANI

11

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1975

Okunma

BERBER DÜKKANI

BERBER DÜKKANI


Babasız çocuklar haylaz oluyor. Kim ne derse desin. Bu genel geçer kural olmasa da, çoğunlukla böyle. Kendimden biliyorum.
Babam gece bekçisiydi. Akşamdan gider, güneşle beraber dönerdi. Mevsim yazsa bir
domates, bir sivri biberi yufkayla yer yatardı. Kışın domatesin yerini yağsız peynir alırdı.
Sonra uyurdu. Akşama doğru kalkar, çorbasını içer, özenle üniformasını giyerdi.
Çok severdi bekçi elbiselerini, onları sık sık anneme kömürlü ütüyle ütülettirirdi. Elbisesini giyip çapraz kayışını da takınca, birden değişirdi babam. Kendisini bir gece bekçisi gibi değil de o şehrin emniyet müdürü gibi görürdü.
Gündüz baba uykuda. Gece zaten evde yok. Ben gece gündüz sokaklardayım. Yaş 13-14 anneyi kim dinler? Mahalle arkadaşlarıyla aramızda para toplar sigara alır içerdik. Karneler hep zayıflarla dolu olurdu.
Okul tatiline sevinmeyen çocuk olur mu? Ben sevinemezdim. Tatilde çocuklar hürriyetlerine kavuşurlarken, benim esaretim başlardı. Ağabeyimin berber dükkânında çıraklık yapmam lazımdı. Bilal ağabeyim disiplinli biriydi. Ondan korkardım.
Müşterilerin yere dökülen saçlarını süpürürdüm. Tıraşı bitenlerin sırtlarını fırçalardım Bu
"Beni de görün. Bana sarı bir yirmi beşlik verin" demekti.
Genelde de verirlerdi. Topladığım bahşişleri akşam anneme verirdim. O da eve ekmek,
zeytin alırdı.
Hayatım çekilecek gibi değildi. En iyisi satmak için sabah simidi almak, anaparasını da fırına vermeden bu diyardan kaçmaktı. İstanbul’a gitmeli, Yeşilçam bulunmalı artist
olunmalıydı.
Kaçtım da… Ama ağabeyim beni Ankara da yakaladı. İyi mi etti san ki? Sinema dünyasını bir yıldızdan mahrum bıraktı !!!(Kaçma apayrı bir olay. Belki onu ileride anlatırım.)
Yine berber dükkânı. Yine sarı yirmi beşlikleri kovalama…
Kaderime razı oldum. Bu dükkândan kurtulmanın tek bir yolu vardı. Okumak…
Evdekilerin de isteği buydu zaten. Haylaz, serseri olmamı istemiyorlardı. Okuyup “ADAM” olmam dı istedikleri…
Mahalle arkadaşlarımla ilişkimi kestim. Gece çalınan arkadaş ıslıklarına cevap vermedim. Gündüz berber dükkânında, gece de evde ders çalışıyordum. Bendeki bu değişikliğin farkındaydılar. İkmale kaldığım bütün dersleri verdim. Bir üst sınıfa geçmiştim. Evdekilerde, dükkan komşuları da beni sevmeye başlamışlardı. Arada bir bana takılıyorlardı;
“ Ne haber artist ?”
Sağ elimi sol göğsüme vurup;
"Eyvallah abisi" diyordum. Gülüşüyorduk.
Pazar günleri çıraklar dükkan temizliği yaparlar. Bu dükkanında çırak bulundurması gereken bütün işler için geçerlidir.Yine bir pazar günü dükkânı temizliyorum.
Bitişik lokantanın garsonu geldi. Yüzü asık.
"Sen sakal tıraşı yapmasını biliyor musun?"
Fırsat bu fırsattı. Aylardır bu dükkânda çalışıyordum. Temizlikten başka hiçbir iş yapmamıştım. İşte fırsat hazırdı.
"Tabii ağabey. Bilmez olur muyum? Sana bir sinekkaydı yapayım da gör."
"Hadi… Hadi… Uzatma. Patrondan sakal yüzünden fırça yedik zaten. Hadi yap ne yapacaksan. Ama çabuk ol."
Bağladım havluyu. Yüzünü sabunladım. Usturayı aldım elime. Ağabeyim gibi kayışa bir iki sefer sürdüm. Kayış usturayı bilemek için kullanılırdı. Ama bu iş ustalık isterdi. Ben havalardaydım.
Usturayı yüzüne sürmem le bir çığlık koptu.
"Anaaammmm."
Evet. Kesmiştim yüzünü. Fakat yara derin değildi. Pamuk yapıştırdım. Kan taşı sürdüm.
Hırsla usturayı elimden aldı.
" Senin yapacağın tıraşın…"
Kendisi kâh yüzünü kese, kâh pamuk yapıştıra bitirdi tıraşını. Hırsla çekip gitti.
Ertesi gün ağabeyim dükkândan kovdu beni. Ben de kovulmanın mutluluğunu yaşadım.
Daha sonraki yıllarda okul bitti. Ben Hava Astsubay okulunun sınavlarına girdim. Kazandım.
Belki on, belki yüz öykü çıkabilecek iki yılın ardında da. Astsubay olarak hayatım devam etti.
Su gibi akıp geçen yıllar… Daha dün gibi. Nasıl geçti? Neler le karşılaştım? Kimleri tanıdım?
Kimleri kaybettim?
Şimdi hayat oyununun son perdesini oynuyorum. Perde ne zaman kapanır bilmiyorum.
Dönüp geriye bakınca acı, tatlı birçok olaylar yaşadım. Mutluda oldum, mutsuz da. Ama genelde yaşamaktan zevk aldım.
Bazen düşünüyorum da. Ufak tesadüfler insanların hayatının değişmesine neden olabiliyor.
O garson tıraş olmaya gelmeseydi. Ben onu tıraş etmeye kalkışmasaydım. Ağabeyim beni kovmasaydı. Belki de serseri olacaktım.
Benim onlara minnet borcum var…
Sağ ol garson ağabey…
Sağ ol Bilal ağabeyim. Sen benim meslek, ev ocak, çoluk çocuk, torun torba sahibi olmamın tek nedenisin.
Sana borcum çok. Ödemem imkansız. Ancak bir taksitini daha gönderiyorum. Lütfen kabul et.
SENİ SEVİYORUM… SENİ SEVİYORUM… SAYGIYLA MİNNETLE ELLERİNDEN ÖPÜYORUM…
NOT: Ağabey o garson tıraş oldu ama para vermemişti.Verse miydi acaba?

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Berber dükkanı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Berber dükkanı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BERBER DÜKKANI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Fethi
Fethi, @fethi
20.8.2011 09:43:58
Hayat zaten yaşam sahnesinde oynanan ; iyi ve kötü anılarla dolu gerçeklerin segilendiği bir öykü değilmi ki..
senin dağarcığında bu öykülerden çok fazla olduğunu biliyorum...
yazmaya devam.....
Şu Taco'yu da halledersen lider sen olursun, çok yaklaştın ona, bu hızla sollar gidersin sen.....
sevgilerimle....
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
18.8.2011 00:20:34
Hayat ne ilginç değil mi? Türlü senaryolar içinden, öyle birini seçiyor ki... O biri de, genellikle, hiç aklımıza gelmeyen oluyor. İyi mi oluyor? Bilinmez. Yaşadığımızda; İyiymiş diyorsak... En uygun senaryoyu oynuyoruz demektir...

Hayat, böyle bir şey işte..:-) Saygılar, selamlar.
HakkınSesi
HakkınSesi, @hakkinsesi
17.8.2011 20:43:31
İnsanın kaderini çizen o ince ayrıntılar...Ah onlar yok mu onlar...!

Rabbim geçmiş hata ve günahlarınızı affeylesin inşallah...Bu yazıya en güzel yakışan dua buydu sanırım...

Hürmetle efendim..
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
17.8.2011 20:18:27
abin senden kurtulmuşta ben nasıl kurtulacağım...son yaşımın ikramiyeleri....sen ve toynak...doğru artist olurdun....her filmin dövüş sahnelerinde sopa yerken...görünürdün....şakayı bırakalımda yazın geçmişimizin...ta kendisiydi.... tebrikler can saygılarımla....bilal ağabeyininde ellerinden öperim....selam söyle
Genç Ozan
Genç Ozan, @gencozan
17.8.2011 18:01:15
Çok güzel bir öykü, kutlarım Bedri hocam
Saygılarımla....
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL, @fikret-tezel
17.8.2011 15:35:53
Evet Bedri dost ; bir Yeşilçam jönü olabilirdin, başarılı da olurdun. Usta bir berber olabilir, hayatını öyle de kazanabilirdin.

Sende o karakter varken, serseri asla olamaz, mutlaka bir yerden dönerdin.

Allah gönlünün lâyığını vermiş ki şerefli bir asker olarak yaşamışsın ve dilerim daha uzun yıllar da o şerefle yaşarsın.

Fikret TEZAL tarafından 8/17/2011 3:36:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
O qué
O qué, @o-qu
17.8.2011 14:19:49
Çok güzeldi , beğeniyle okuduk yazarım.
Tebrikler
karakaranfil
karakaranfil, @karakaranfil
17.8.2011 13:52:19
Kader derler ya ..
İşte bu kader böyle bir şey değerli Bedri ağabey..
Bir taş atsan sağa sola çarpa çarpa sonunda ona yazılan kadere oturu kalır.
Bir de babası olmayan çocuklar "haylaz" olur demişsiniz ya. Babası olan da oluyıor çoğu zaman.
Bir emekli astsubay arkadaşımdan hayat hikayesini dinlemiştim. Sizin hayatınıza ne kadar benziyor.
Onun babası yaşlı imiş. Doğudan bir memleketinden babasının yanına gelmiş İzmir'e.
"baba hasta ,yatakta,baba bana sadece bakıp duruyor,bir gün de dediler 'baba öldiii' gittik mezarlığa ,ağladık yalandan geldik,başımın üzerinde simit tepsisi ile gezerken abim beni astsubay okulunun imtihanına soktu ve devlet beni adam etti, baba sevgisi alakası görmedim,elimi tutup parka götüren bir babam,ayakkabı alan bir babam bayramda harçlık veren bir babam hiç olmadı. " demişti.
Çok beğendim değerli ağabey.
Bizzat yaşanmış hayat hikayeleri zaten bir başka oluyor.
Yanlış kurgu isteseniz de olmuyor.
Bir de sizin gibi tecrübeli bir ağabeyin hayatı olunca...
İşte güne gelen bir hikaye.
Bizim günümüze.
Günümüz aydın.
Saygı ve selamlarımla dğerli ağabey.
bekir güçlüer
bekir güçlüer, @bekirgucluer
17.8.2011 13:50:24
Dün bir yerde okumuştum aşağıdaki Atasözünü.

"Unutma, müşkülünde sana uzanan eli.
Feraha ulaşsan da, o el hep öpülmeli"

Ne güzel siz de unutmamışsınız.
Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
17.8.2011 13:16:44
10 puan verdi
Vefalı abim :)) Gerçi sinema sektörü zararlıu çıkmış. Bedri abi çok duygusal, sıcacık, samimi bir anı yazısıydı. Lütfen, bütün anılarını yaz. Hiç bişr kurgu hikayenin yerini tutmaz. Malzeme bol, kalem kavi daha ne ? Değil mi ağabeyim. ASaygılarımla abim.
7TEPE
7TEPE, @7tepe
17.8.2011 13:10:06
:)))))))))))))))))) Belki de sana kötülük etti. Düşünsene bi Behlül olabilirdin... yazık olmuş

:) Şaka biyana yan çok güzeldi.

Sevgiler.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL