12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2869
Okunma

Yanaklar, duyguların renklerini sunduğu bir arena gibidir.. Mahcubiyetin, aşkın ve sevincin yürekteki kanat çırpışı ve yumuşak dokunuşu pembedir yanaklarda. Mayısı beklemeden de açar güller yanaklarda eğer duygulara aşk dokunmuşsa.
Bazen yüreğin nefretidir. Bastırılamamış öfkenin izdüşümüdür. Kıpkırmızı olur belli eder yüreğin iç sıkıntısını, öfkeye tutsak olduğunu işte o zaman yanakta patlar al al.
Dere yatağı gibidir bazen… Kah hüzün akar yanaklardan içi sızlatır, kah sevinç olur rahatlatır.
Bir kelebeğin çiçeğe narin dokunuşu gibidir yanakta öpücük. Uzun uzun dökülmüş sözden daha etkilidir. Bazen “çok seviyorum seni”, bazen “gurur duyuyorum senle”, bazen “ çabuk gel özlerim seni”, bazen de şefkattir .
Zenginin de, fakirin de sahip olabileceği, kolayca verebileceği güzel bir ikramdır öpücük. Yanaklar sevgisiz solar. Çoraklaşır. Buz tutmadan yüreğin sesi dinlenmelidir.
Yanaklar bir tek sevgiye yakışır. Ne çocuklarımız ne de kadınlarımız şiddete maruz kalmasınlar. Yanaktaki tokadın sesi ve izi belki kısa sürede geçer ama yürekteki ve bellekteki izi kalıcıdır.
Yanaklara dokunacak eller açılacaksa sevmek ve okşanmak için olmalı. İniş izni her yerde yasaklanmalı tokadın..Beş kardeş geliyor sözü ve eylemi gelecekse kardeşçe gelmelidir. Yani sevgiyle, özlemle, dayanışmayla ve insanca…
Aysel AKSÜMER