Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER

IHLAMUR YAPRAĞI (11)

Yorum

IHLAMUR YAPRAĞI (11)

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

872

Okunma

IHLAMUR YAPRAĞI (11)

IHLAMUR YAPRAĞI (11)

Dönmüşlerdi mahalleye... Herkes birbiriyle vedalaşmış, taziyeler bildirilmiş ve dünyanın ne kadar yalan olduğu, sonumuzun bir gün toprak olduğu söylemleri arasında Onur; yorgunluktan uyuşan bedeni ve kafasını toparlamaya çalışarak, etrafındaki dostlarına;

- Hepiniz çok sağolun, siz olmasanız ben ne yapardım..Ne olur hakkınızı helal edin!
derken sesi neredeyse duyulamayacak kadar zayıf, gözleri kıpkırmızı, yüzü kireç gibiydi. Ardından “Müsaadenizle, ben artık ayakta duramıyorum, eve gidebilir miyim” dedi .

Herkes bir ağızdan “bizim yapabileceğimiz bir şey olursa bak hepimiz buradayız” dediler.

Mustafa hemen Onur’a doğru yöneldi ve omzundan tutarak:

- Eve gelmemi ister misin? Bak istiyorsan kalırım bu gece seninle, çok samimiyim,
derken zaten Onur o elektriği çoktan almıştı.

- Ağabey benimle birlikte sen de çok yoruldun. Senin de ailen ve dükkanın var. Sağol hem biraz yalnız kalmak istiyorum. Allah razı olsun senden..

deyip kucaklaştılar.

Onur ağlamamak için zor tuttu kendini ve arkasını dönerek hızla apartmana girdi.
Merdivenleri soluk almadan çıktı ve anahtarını almak üzere elini cebine soktu. O olaydan sonra ilk kez eve yalnız girecekti. Anahtarı usulca çevirirken içi ürperdi birden.. Önce lambayı yakıp sonra da gün boyu ayağını pişiren ayakkabılarını çıkardı.

Salona girdiğinde gözü balkona ilişti hemen bakışlarını başka yöne çevirdi.. Boğuluyor gibi hissetti kendini ve evin bütün odalarının pencerelerini sonuna kadar açtı..
Tekrar salona geldiğinde sanki balkonun varlığını unutmak istercesine kalın perdeyi de bir hamlede kapattı. Kafasını o tarafa bile çevirmeyi içi kaldırmıyor, hiç bir şey hatırlamak istemiyordu. Elinden gelse geçmişte ona acı veren herşeyi yok edecekti ama maalesef yoktu böyle bir şansı...

Perde kapalı da olsa, gözünün perdesi arkadaki balkonu görüyordu. İçinden “en iyisi salona hiç girmeyeyim” diye geçirdi.

Gün boyu yaşadığı stresten kaç kez terlemiş ve soğumuştu..Banyoya girip, hiç çıkmadan saatlerce yıkanmak istedi bir an.. "Ne varsa üzerimden aksa ve bana yapışan bütün dert ve tasadan kurtulsam" diye düşündü.

Uzunca bir duştan sonra başını kurulayarak çıktığı banyodan odasına doğru yöneldi. Çekmecesinden temiz bir tişört aldı ve yatağın üstündeki şortu da altına geçirip sırt üstü yatağa attı kendini...Nasıl uykuya daldığını hatırlamadığı gibi nasıl sabah oldu onu da anlamamıştı.

Sabah pencereden süzülen güneşin ışığı yüzüne vurmuştu. Gözlerini açmak istiyor ama sanki kiprikleri tutkalla yapışmış gibi açamıyordu.

Birden içeriden gelen telefon sesiyle irkildi şöyle bir doğruldu, sonra antreye doğru sendeleyerek yürüdü. Telefon hala ısrarla çalıyordu. Aynanın önündeki telefonu eline aldı. Ahizenin diğer ucunda genç daha önce duymadığı bir bayana ait ses vardı ve konuşmaya başladılar.

- Ben “Güneş Dershanesi”nden arıyorum. Onur’un velisiyle görüşebilir miyim?

- Buyurun ben Onur...

- Veliniz yok mu? Ben onunla görüşmek istiyorum.

- Benim velim de yok, hiçkimsem de deyip,
telefonu hızla kapattı. Kalbi hızlı hızlı çarpmaya başladı. Eli ayağı boşalmıştı. Tekrar telefon çaldı.. Açıp açmama konusunda biraz düşündükten sonra eli ahizeye gitti. Aynı ses:

- Neden bu şekilde konuştunuz. Hem iki gündür dershaneyi asıyorsunuz hem de böyle saygısız konuşuyorsunuz!

diye yüksek sesle bağırdı.

Onur; ağlamamak için kendini zor tutarak;

- Telefonu kapattım çünkü bir şey bilmeden bağırıyorsunuz. Üstelik ben dershaneyi falan asmadım. Annemi kaybettim ben anlıyor musunuz? Onun içindi gelemeyişim.

diye sinirli ve yorgun bir sesle meramını anlattı.

Karşıdaki kişi idarede görevli bir memurdu. Böyle bir cevap beklemiyordu.

- Başınız sağolsun inanın çok üzüldüm, affedersiniz
derken sesi çok üzgün ve mahçup geliyordu.

Onur:
- Ben de hem de çok....
Bu esnada içeri giren Dershane Müdürü konuşmalara vakıf olmuş ve Onur’la görüşmek istemişti. Bayan memur:

- Bir saniye ayrılmayın Dershane Müdürümüz Zafer ULU sizinle görüşmek istiyor.
dedikten sonra gür ve tok sesiyle Zafer öğretmen:

- Onur!

- Buyurun benim efendim.

- Evladım, idareden duydum. Anneni kaybetmişsin. Çok üzüldüm keşke haberimiz olsaydı. Başın sağolsun çocuğum. Yapabileceğim bir şey var mı?

- Yok öğretmenim. Yalnız ben kendimi çok kötü hissediyorum. Dershaneye gelemeyecek gibiyim.

- Nasıl yani.. Oğlum şunun şurasında Üniversite sınavına ne kaldı ki? Yapma ! Bu söylediklerini duymamış olayım..Zaten iki gündür gelmiyormuşsun. Bugün dinleniyorsun ve seni yarın sınıfında göreceğim. Ama önce yanıma uğra seninle uzun uzun konuşalım bu mevzuyu.. Anlaşıldı değil mi?

- Ama öğretmenim ben..

- Tamam bu görüşme burada bitmiştir. Tekrar söylüyorum annen için çok üzüldüm. Mekanı cennet olsun. Ama diğer tarafta da senin geleceğin var, hem çalışkan bir öğrencisin sen.. Yarın bekliyorum.

DEVAM EDECEK
Aysel AKSÜMER
28.05.2010

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ihlamur yaprağı (11) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ihlamur yaprağı (11) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
IHLAMUR YAPRAĞI (11) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Neva Ney
Neva Ney, @neva-ney
30.5.2010 13:59:07
hayat herşeye rağmen devam edecek. onur bunun önüne geçemeyecek. sevgilerimle aysel ablam...
N. B. Ç.
N. B. Ç., @n-b-c-
28.5.2010 13:28:43
Onur da öğrenecek ölenle ölünmediğini ve hayatın bir şekilde akıp gittiğini.

Sevgilerimle...
Hicran Aydın Akçakaya
Hicran Aydın Akçakaya, @hicranaydinakcakaya
28.5.2010 12:48:55
dersane müdürünü sevdim umarım hep destek olur onura... sevgilerimle...
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı, @ulviye-yaldizlii
28.5.2010 12:32:36
Ne güzel dostluklar ,insanlar .Bir gencin hayatındaki en önemli devrede herkesin seferber olması çok mutluluk verici.Sevgimle Ayselciğim.
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
28.5.2010 10:41:43
10 puan verdi
Bu bölümde de Onur'un dünyasını akıcı bir şekilde işlemeye devam etmişsiniz. Yine psikolojik ağırlıklıydı.Sizin kaleminiz bu tip öykülere çok yatkın diye düşünmekteyim.

Sanırım bundan sonraki bölümde Onur,kendine rahatlıkla yön verecektir.Özelllikle dershanede başarılı olacak ve öss yi kazanacaktır.Durum onu gösteriyor...

Aysel hanım,yazmaya devam.Biz de okumaya devam edelim.

Selamlar...
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
28.5.2010 08:27:23
güzel anlatımdı akıcı
kutlarım
arkadaşım
saygılarımla
hayırlı cumalar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL