11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1663
Okunma

Bazen insanoğlu yüzüne taşır hislerini... Hüzün; gözlerin ferini alır, güçsüz bakışlar sergiletir. Bulutların en dolusu kadar yoğundur gözpınarları ha yağdı ha yağacak ... Yüzündeki renk tüm canlılığını yitirir, solan yapraklar gibi olur.
Kızgınsa; rengi kızarır, kaşlar sertçe çatılır. Çizgiler daha da bir belirginleşir.
Mutluysa; gözler güneş olur parlar, yanaklar pembe pembe, dudaklar yanaklara doğru kavisli bellidir sevinci, yansıyıverir çehresine en alımlısından....
Bazen de; kendi mutsuzluğunun başkasını üzmemesini ister. En zorudur bu işte... Kendi kendinedir dert paylaşımı... Hangimiz zorunlu gülüşler atmadık ki gerektiği zaman...
O zamanlarda ne olur bilir misiniz? Derin uykuya dalar tebessümler, yarı uyanık sahte, öylesine gülüşler yerleşir dudaklara, ayakta uyutulmaya çalışılan hüzünler yerleşir yüze ve anca düşlere kalır doyasına kahkahalar...
İyi görünmeye çalışılır ama aslında serseri mayın gibi olur insan. Nağmelerin en nihaventindedir, ruhunun ise en izbe köşesinde... Çıkış yolu arar ama baştan kapatmıştır yolunu... Aydınlığını kör karanlıklara boğar ama yine de umudu olur. Çünkü canı bedenini henüz terketmemiştir.
Aysel AKSÜMER