- 2457 Okunma
- 22 Yorum
- 0 Beğeni
YİRMİ YEDİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
Bu yazı intihar etmiştir
Ruhuna el fatiha...
YORUMLAR
Tekrar açıklama yaptığınız için teşekkür ederim Aynur hanım...
Tabi ki ben de polemik ya da tartışma olsun istemem, dediğiniz gibi fikirler söylenmeli ve tartışma da olmalı. Ama benim yorumuma cevap olarak değil de genel olarak bir yorum yazdığınızı belirtseydiniz ,yorumunuzu üzerime almazdım. Sonuçta sayfada, farklı içerikli yazıların güne gelmesini savunan tek yorum bana aitti ve haliyle yorumunuzu üzerime aldım.
Yorumunuzda sessiz kalamayaacağım ifadeler vardı. Ama genel bir yorumdu dediğinize göre, cevap hakkını diğer kalemlere bırakıyorum...
Tekrar teşekkürler açıklamanız için...
Sevgiler...
Çok şükür yazılanları anlayacak kapasitem vardır. İyi bir yazar olamasam da, iyi bir okuyucuyumdur. Benim sözüm aynı kişilerin seçilmesinden raharsızlık duyan ya da şiire verdiği önemi yazı bölümüne vermediği halde, sitemlerde bulunanlara. Herkes hür fikrini yazıyor. İsteklerini dile getiriyor. Ben de diyorum ki, bu bölüm daha çok okunmalı...Eğer okunma düzeyi bu ölçüde kalırsa, hep aynı isimlerin dönmesi kadar doğal bir iş olamaz. Ama kimseyede zorla okutamayız tabi...
beliss hanım, ikinci kez yorum yapışım, bana bir soru yöneltilmesi vesilesiyleydi. Üçüncü yorumum da size cevaben. Yanlış anşalılacak, ya da hakarete varan hiç bir kelime yok yorumlarımda. Elbetteki tartışacağız. Fikrimizi söyleyeceğiz. Ama insanların sayfalarını er meydanına çevirmeden olmalı bu.
Yorum sayınız kaçtır bilemem. Rastlayıp okuduğum yazınızda beşi geçmez. Okumadıysam bu benim eksikliğimdir. Ama kendinizle yorumumu kıyaslamanız yanlış. Evet sizin sözünüzden sonra yazdım yorumumu, çünkü son dönemlerde herkes aynı şeyleri söylüyor. Geneldi yorumum..Hala da aynı şeyleri düşünüyorum.
Buraya kadar anlaşıldım umarım. Fevri çıkışlara hiç gerek yok. Tartışmak gerekli ama sataşmak olmamalı. Olmadı da bence...
Sayfa sahibinden de, kendiyle alakalı olmayan bu yorumlarımıza katlandığı için özür diliyorum.
Ozaman yorum bana yazılmış sevgili Rom@ntik:) Peki şimdi ne yapmalı? Yorumumu okuyup cevap verme nezaketinde bulunan Aynur hanımefendiye bir açıklama da tarafımca yapılmalı...
Öncelikle, birinin bana cevap vermesi güzel fakat yazdıklarımı ne şekilde anladığını kestiremiyorum Aynur hanımefendinin ya da yazdıklarımı nekadar dikkatle okuduğunu çözebilmiş değilim.
Ben o yorumu yazarken her kelimesine özendim ki çok net ve doğru biçimde anlaşılabileyim diye... Hatta bir hayli vaktimi aldı çünkü çok güzel bir yazıya gölge düşürmek ve kimsenin kalbini kırmak istemedim. Fakat kendi yorumunuzu bir kez daha okumanızı rica ediyorum sizden... Çünkü eleştriyi kime yönelttiğiniz açık değil. Galiba çok iyimserim , bu eleştiri bana... Niye bana ? Çünkü sonunda ezbere konuşmamalı kimse diye bir ifade var... Eh, sesini çıkaran doğrucu Davutlardan biriyim de, o nedenle ezber konuşuyorum!
Üstelik 'Aynı kişilerin ve aynı türden yazıların seçilmesini eleştirenlere lafım', demiş Aynur hanım... Tek eleştiren ben isem böyle bir ifadeye gerek var mıydı? Ve bilmem doğal karşılar mısınız, benim bir de adım var ki eğer profilime bakarsanız görürsünüz! Yok, o zahmetli diyorsanız kullandığım rumuz tam karşınızda duruyor. Kullandığınız dilin nekadar nezaket içerdiğini sorgulamanız için sizi vicdanınızla baş başa bırakıyorum!
Ve aşağıda yazan , tarafımca yazılan paragraflara göz atmanızı rica ediyorum...
Günün yazılarının maalesef bir kurul tarafından seçilmemesi çok üzücü. Üst üste benzer içerikli yazılar yerine içinde farklı duygu , kültür ve birikimin yattığı yazıları okumayı tercih ederim. Bunun için yazıları sürekli güne gelen arkadaşları değil onları üst üste okuyup farklı yazarlara fırsat vereyen arkadaşları kınıyorum. Evet, ben de çok fazla yazı okumuyorum sitede(çok fazla kelimesi fazladan ne anladığına bağlı) ama ben siteye çok vakit ayıramıyorum zaten, ki çok yorum da yapmam, okurum ve sessizce giderim... Ne var ne yok diye siteye girdiğimde ise de maalesef, bukadar yazı arasından yine mi aynı yazarların yazıları güne gelmiş yahu diyorum. Şahsen, şiir dışında eğer yazı okumaya başlamışsam en az on tane okuyorum ki haksızlık olmasın ve kaşılaştırmaya yapabileyim diye.
Sizin yazdıklarınıza bakalım mı şimdi;
'Aynı kişilerin ve aynı türden yazıların seçilmesini eleştirenlere lafım.'
Hemen ardına gelen ifade;
O yüzden tekrar ediyorum, yazılan yazıları okumadan, yazı bölümüne sadece hatra binaen girip, sonra da aynı kişiler seçiliyor diyenlere sözüm.
Acaba bunları yazarken kaç dakika düşündünüz diye merak ettim!
Yazdığım yazılardan herhangi birini açın lütfen- o yazılara verdiğim emeği ben bilirim- altındaki yorum sayısına bakın. Sonra da kaç tane yorum yaptığım hakkında fikir edinmek için yorum yaptığım yazılara bakın. Üstteki açıklamamda her şeyi ifade ediyorum ki eğer birdaha okursanız daha net anlayacaksınız. Sizce, hatır için yazı okuyan birisinin sayfasında iki ya da üç kişi mi olur? Ya da acaba beni bukadar yakından mı tanıyorsunuz ki hatır için çiğ tavuk yediğim firine kapıldınız. Bana yazı asmadan önce siteden bazı arkadaşların, siteye yazı astıktan hemen sonra haber ver de okuyalım dediklerini ve benim hiçbir zaman haber vermediğimi de biliyor muydunuz? Lütfen insanlar hakkında konuşurken daha dikkatli olun...
Sitede çok değerli yazarlar yok demedim, aynı içerikli yazıların sahiplerine HAKARET de etmedim. Ben okuyucuyu kınadım, yazarları değil! Sizce, bukadar kişinin yazı yazdığı bir sitede acaba güne gelmeyi hakedecek kadar değerli en az üç beş yazı çıkmaz mı? Bunlar arasından farklı güzellikleri benimseyebileceğimiz diğer günlerden farklı bir eser seçilemez mi? O, aynı yazarı okuyan arkadaşlarımız , emeğe saygı duymak ve farklılıkları görebilmek adına bir kaç yazı daha okuyamaz mı?
Evet, fikrimi söyledim ve ezbere konuşan oldum ne yazık ki. Bir de diyorsunuz ki Aynur hanım, güne gelen yazıların içeriklerini bilmiyormuşum, seçilen yazıları okumadan bu yorumu yazıyormuşum... O yazıları okumadan bu yorumu yapmam mümkün mü? Yazıların içeriğini bilmeden bu yazımızla karşılaştırma yapabilme imkanım nekadar?
Şuna dikkat edin; YAZDIKLARINIZA...
Ayrıca; eğer bir şiire dakikada şukadar yorum yapılıyor cümlesiyle genel bir eleştiri yaptıysanız haklısınız. Yok, ben sizin yormunuza cevap yazmıştım , bu yorumum da size derseniz , benim yaptığım yorum içeriğine ve sayısına sayfamdan bakabilirsiniz... Kopyala yapıştır yapmıyorum!
Aynur hanfendi; yorumunuza özenerek cevap yazdım umarım okurken aynı özeni gösterirsiniz...
Sevgiler...
Sayın Romantik. Polemiği sevmem, yorumum sizin ünlem işaretiyle ilgili yorumunuzla ilgili değildir, bilginize.Aynı kişilerin ve aynı türden yazıların seçilmesini eleştirenlere lafım. O yüzden tekrar ediyorum, yazılan yazıları okumadan, yazı bölümüne sadece hatra binaen girip, sonra da aynı kişiler seçiliyor diyenlere sözüm.
Ünlm işareti, konusuna gelince, evet tebrik ifadesinin sonuna ünlem konunca, biraz farklı algılanabilir. Ama şahsi görüşüm olarak, kasıtlı yapılmış bir eylem ya da protesto değil bence. Örneğin, yukarı da kaleminize sağlık deyip ünlem işareti koyanlar da var. Kasıt olduğunu sanmıyorum. Eğer kasıtlı bir biçimde kinaye olsun diye yapan varsa, kendi vicdanına kalmış, ne diyebiliriz.Beğenmediysen açıkça eleştirirsin. Aksi, dalga geçme olu ki; bu da hiç hoş değildir.
Ama sayfa sahipleri bu duruma tepki göstermiyorsa, siz de boş verin ve canınızı sıkmayın. Bu site zaten çok acayip bir hal aldı. Birden bire siyasileşti herkes. Edebiyatı ideolojileri için kullnır hale geldi bir çok kalem.
Umarım, kendimi doğru ifade edebilmişimdir, sayın Romantik. Saygılarımla...
Türk’ü yakmak mı, türkü yakmak mı?
Yazı hakettiği yere asılmış, tebrikler. Türkü dendimi akan sular durur, içinde kaybolur giderim. Türküsüz bir hayat düşünemem, demekki türkü dinlemek sizinde dediğiniz gibi TÜRK'ÜN kanında var. Tekrar tebrik eder, başarılarının devamını dilerim... Saygılar...
Sn. Aynur Engindeniz
Yazınızı kime ithafen yazdığınızı belirtmemişsiniz ?...
Yani ezbere konuşan kim ?
Yorumlarımızda bahsedilen konu ne tam olarak anladınız mı ?
Ya da şöyle sorayım... Benim yorumumda yazdığım konuyu biliyor musunuz, sizin bu konuda verecek bir cevabınız var mı ?
Bence iki şık var dedim ve daha birni yazdım...
Diğer konuya değinmedim bile !...
Siz, yazıları takip eden biri olduğunuz için "sorumun muhatabı siz olmasanızda" lütfen kendi görüşünüzü bildirir misiniz ?
Ben o konuya takıldım kaldım...
Bir insan karşısındaki kişinin eserini gerçekten okuduysa !
Laf olsun diye, sayfanda bende varım süsü vermek için değil... Yazıyı hakikaten okuyup beğendiyse ve tebriğini dile getirmek istiyorsa, yorumunun sonuna neden ünlem işareti bırakır ?
Rom@ntik tarafından 8/15/2009 3:12:23 AM zamanında düzenlenmiştir.
Gerçekten taktire değer bir makale. Her şey gayet net ve doğru dürüst cümlelerle aktarılmış. Tebrik ediyorum.
Ayrıca güne aynı kişilerin seçilmesine hayıflanmak yerine, daha çok yazı ve hikaye okunursa, neyin ne olduğu anlaşılır. Dha çok okunmalı bu bölüm. Bir şiire saniyesinde onlarca yorum yapılabiliyor. Şiir dakikalar içinde elli kere tıklanıyor. Ama yazı bölümü hak ettiği ilgiyi göremiyor. Oysa bu bölümde de değerli yazarlar var. Ezbere değil de, okuyup, bilerek konuşmalı insanlar.
Ben yazınızı çok beğendim. Farklıydı, başarılıydı. Başarınızın devamını diliyorum. Saygılarımla.
Sevgili Ali Bey; öncelikle bu emek dolu yazıyı bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim kendi adıma...
Pek çok türküden bahsetmişsiniz yazınızda ve o türkülerin bizde yarattığı duygulardan tabi... Ben de türküleri çok severim hem de çok; Tabi bu demek değildir ki güncel müziğe ilgim yok. Hayır; güzel olan her şeye, içinde emek ve duygu barındıran her şeye varım ve her şeye saygılıyım...
Önemli olan sanatın evrensel yada yöresel olması değil; sanat eserinde kendinizden bir şeyler bulabilmeniz ve verilen emeğe saygı duyabilmektir. Hissedebilmektir farklı dillerdeki insan seslerini yani...
Günün yazılarının maalesef bir kurul tarafından seçilmemesi çok üzücü. Üst üste benzer içerikli yazılar yerine içinde farklı duygu , kültür ve birikimin yattığı yazıları okumayı tercih ederim. Bunun için yazıları sürekli güne gelen arkadaşları değil onları üst üste okuyup farklı yazarlara fırsat vereyen arkadaşları kınıyorum. Evet, ben de çok fazla yazı okumuyorum sitede ama ben siteye çok vakit ayıramıyorum zaten, ki çok yorum da yapmam, okurum ve sessizce giderim... Ne var ne yok diye siteye girdiğimde ise de maalesef, bukadar yazı arasından yine mi aynı yazarların yazıları güne gelmiş yahu diyorum. Şahsen, şiir dışında eğer yazı okumaya başlamışsam en az on tane okuyorum ki haksızlık olmasın ve kaşılaştırmaya yapabileyim diye.
Sözün özü şu ki; bu yazıyı güne getiren arkadaşlara teşekkür ediyorum, farklı güzellikleri ve emekleri de görebildikleri için... Kendi adıma keyifle okuduğum ve burada olmasından mutluluk duyduğum bir yazıydı... Yazan , güne getiren hassas kalemlere teşekkürler...
Sevgiler...
Bugün bu türkülerin, bizleri aynı duyguya, aynı ruh iklimine götürdüğünü anlıyorsak, milletimizin harcında türkülerin rolünü de anlıyoruz demektir.
Bunun için kıyıda köşede kalanlar da dâhil, yurt genelinde bütün türkülerimiz konunun uzmanlarınca toplanmalı, kayıt altına alınmalı ve değerli ses sanatçılarının marifetiyle milletin ruhuna geri verilmelidir.
Türk, duygu birliğini kaybedip ateşlerde yanmadan, türkü yakmaya devam etmelidir.
Türk’ü yakmak mı, türkü yakmak mı?
-Son derece aydınlatıcı bir konu üzerinde oldukça detay çalışmışsınız ne denli gereklilikti ahhh bilse okur..?
-Bu bağlamda İzzet Altınmeşe/Neşet Ertaş/Orhan Hakalmaz başı çekenlerden bir kaçı olarak aklıma gelse de geçtiğimiz günler de/Türki kökenli çok iyi şarkılarla Azerbeycan'dan dönen sevgili Serdar Ortac'ı da genç kuşaklara örnek olarak yabana atmamak lazım.
-Konuya ve sayfaya mıhlandım şair...kalemin daim olsun
Türkülerle ağlamış, türkülerle gülmüştür.
Çünkü türkü; Türk’ün sesidir.
Türkü; Türk’ün duygusu, düşüncesi, acısı, şölenidir.
Türkü; Türk’ün yanan bağrı, yanan yüreğidir.
İşte bunun için Türk, “türkü yakar.” Özellikle bu söze bayıldımmmm.
Kutlarım.Keşke 10 puandan fazlasını verebilseydim.
Emeğinize ve size saygılar