Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
kardanadam
kardanadam

Mavi Sümbül

Yorum

Mavi Sümbül

9

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1771

Okunma

Mavi Sümbül

Zifiri karanlık gecenin koynunda sabahlarken hep okuduğum masallarda aramıştım senin hayat hikâyeni. Bakmadığım kitap sormadığım bilge kalmamıştı şehirde. Sonra kendi içimin derinliklerinden bulup çıkarmıştım senin öykünü, uyur uyanık düşlerimin arasından.

Gerçi yine kendim uydurmuş olsam da kırmızı gülün hayat hikâyesini ezbere biliyordum. O aslında beyazdı yaratıldığı gün. Günlerden bir gün bülbül ona abayı yakmış, müptelası ve dahası kendini ondan alamayıp pervanesi olmuştu gülün. Bülbül yüreğindeki hasretin acısına dayanamayıp beyaz gülün üzerine konarken, dikenler ayağını kanatmış ama bunun farkına bile varmamıştı. Çünkü onun yüreğindeki acı Yusuf’un içine düştüğü kuyudan bile derindi. Bülbülün ayağından akan kanlar beyaz gülü kızıla boyamış ve sevdanın tatlı zehrini güle de bulaştırmıştı. Ondan sonradır ki sevdagüller hep kızıl açtı durdu. Ve insanlar nerede bir bülbül sesi duysalar içlerine hüzün dolup taşar.

Ama sen boynu eğri mavi bir sümbülsün. Sen bu topraklara yabancı gibisin. Boynunun büküklüğü belki de çok uzaklardaki sevgiline hasretindendir. Kim bilir belki de hançer gibi keskin dikenlerin olmadığından boynun eğri ve gül gibi mağrur duramıyorsun.

Aslında senin uzak denizlerdedir vatanın. Hüma kuşu Bir denizkızının bahçesinden aşırmış ve yükseklerden uçarken pençelerinin arasından düşürmüş olmalı seni bu ıssız karaya. Çünkü gözlerin öylesine mavi ve öylesine çok ağlıyorsun ki gözyaşlarının içinde boğulmak üzeresin.

Aslında bütün çiçekler gece boyunca ağlar ve tan yeri ağardığında onları şebnem içinde gördüğümüzde sabah ağladıklarını düşünürüz hep. Güneş doğduğunda gözyaşları kurur. Ama bu kez de onları birer kozanın içinde hapsolduğunu görürüz dikkatle bakarsak.

Tanrı kadınları bir çiçek gibi özgürce yarattı ama biz onların üzerine koza ördük. Onlara meta gibi bakmamız ve dünya ile ilişkilerini kesmesi için ördüğümüz kozalardan dolayı en büyük kazığı da kendimize attık.

Ağlama kadın!
Bırak boğulacaksın kendi gözyaşlarının içinde. Yırt artık kozanı. Çık dışarı. Bugün bulutlar pamuk şekeri gibi uçuşuyor dışarıda. Çocuklar rengârenk uçurtmalarıyla oynuyor. Akasya dallarında kuşlar cıvıl cıvıl yeni bir senfoni bestelemişler bu gün.

Ağlama artık! Seni ağlatanlar çoktan unuttu bile adını ve yüzlerce erkek, akşam olduğunda başını koyacağı bir kadın omuzu hayal edip durmakta. O kadar sevgilere muhtaçlar ki. Görsen gülersin acınası hallerine.

Kozanı yırt ve kendine gel. Çık çarşılarda dolaş. Sokaklar sevgiyle dolsun taşsın. Belki yüzlerce ceket içinde seni ebediyete kadar sevecek bir adama da rastlarsın. Kim bilir?

Gökten yine üç elma düştü ama bunlar yarım elma
İnşallah bugün üç yarımdan üç bütün olur.

Mutlu pazarlar.
Sevgiyle kalın

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Mavi sümbül Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Mavi sümbül yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mavi Sümbül yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
limoniçam
limoniçam, @limonicam
4.9.2009 12:53:29
HARİKA
suzan can
suzan can, @suzancan
15.2.2009 16:37:56
geç kalınmış bir okuma benim ki..

yazınız bir harikaydı celal abi :))
mavi ve sümbül bir kadın olmak ülkemde..
çok güzel yasımız satırlarınıza..

tebrikler hocam..
sümbül
sümbül, @sumbul
12.12.2007
çok güzeldi.Saygılar
ufurmelerim
ufurmelerim, @ufurmelerim
5.12.2007
Kozanı yırt ve kendine gel. Çık çarşılarda dolaş. Sokaklar sevgiyle dolsun taşsın. Belki yüzlerce ceket içinde seni ebediyete kadar sevecek bir adama da rastlarsın. Kim bilir?
cok dogru
tebrik ederim...
peyaminur
peyaminur, @peyaminur
29.5.2007
Güçlü bir anlatım tebrikler
mina
mina, @mina
28.5.2007
Ağlama kadın!
Bırak boğulacaksın kendi gözyaşlarının içinde. Yırt artık kozanı. Çık dışarı...

Aynalara bakıp ne zaman bir yaşın özgür kaldığını görecek olsam bu sözlerinizi anımsayacağım mutlak. Bir kadına en güzel armağan öyle sanıldığı gibi tek taşlar değil, hüznünün perdesinde onu görebilmek ve o perdeleri bir daha açmasına izin vermeyeceği ölçüde kapatabilmektir. Ağlama kadın! derken o kadar etkili bir duruşunuz var ki yazıda. Öyle bir güçle haykırmışsınız ki kadının hüzünden yanan kalbine. Ve çok doğru bir tespittir ki her kadın aslında birer kelebektir. Erkeklere örerler en sert kozalarını ve yine sadece ılık bir gülümsemeye, ucu yanık bir şiire, br öyküye teslim ediverirler kendilerini...

Belki yüzlerce ceket içinde seni ebediyete kadar sevecek bir adama da rastlarsın. Kim bilir?


Ve yine uzun uzun takılı kaldım şu ceket içerisinde ki adamlara... Belki park halinde bir arabanın içerisindeler, belki bir ceket alacak parası olmayan kesimdeler.. Ne gözle baktığından çok seni ne gözle gördükleri mühim birazda... Öyle güzel bir tasvir ki bu ceketlere ayrı ayrı bakmalı... Ama ya o ceketlerin içerisine sıkı sıkı sakladıkları kalpleri nasıl göreceğiz?

Ama sen boynu eğri mavi bir sümbülsün.. Ve bir sümbül... Mor çok daha güzel durur tabiatta ama mavi renk en çok yakışanı olacaktır mavi kadınlara... Kokusu dağılacak parça parça sancının alnında ve yayacak nefesini bu kokuyla her ağladığında...

Tebrikten başka ne çok kelimem varmış hayret... Siz yazın, ben şevkle her zaman okurum elbet...



Fikret TEZEL
Fikret TEZEL, @fikret-tezel
27.5.2007
Çok güzel bir anlatım.Beni en çok bülbüklle gülün öyküsü etkiledi.Kutlarım yazarı.
DeReNn
DeReNn, @derenn
27.5.2007
mükemmel...Bukadar etkileyici anlatımınız.konu güzel,ifade güzel..çok beğendim.kutlarım sizi..elinize yüreğinize sağlık..Mutlu pazarlar.
Sevgiyle kalın
emi
emi, @emi
27.5.2007
"Tanrı kadınları bir çiçek gibi özgürce yarattı ama biz onların üzerine koza ördük. Onlara meta gibi bakmamız ve dünya ile ilişkilerini kesmesi için ördüğümüz kozalardan dolayı en büyük kazığı da kendimize attık.Ağlama kadın!
Bırak boğulacaksın kendi gözyaşlarının içinde. Yırt artık kozanı. Çık dışarı. Bugün bulutlar pamuk şekeri gibi uçuşuyor dışarıda. Çocuklar rengârenk uçurtmalarıyla oynuyor. Akasya dallarında kuşlar cıvıl cıvıl yeni bir senfoni bestelemişler bu gün. Ağlama artık! Seni ağlatanlar çoktan unuttu bile adını ve yüzlerce erkek, akşam olduğunda başını koyacağı bir kadın omuzu hayal edip durmakta. O kadar sevgilere muhtaçlar ki. Görsen gülersin acınası hallerine. Kozanı yırt ve kendine gel. Çık çarşılarda dolaş. Sokaklar sevgiyle dolsun taşsın. Belki yüzlerce ceket içinde seni ebediyete kadar sevecek bir adama da rastlarsın. Kim bilir?Gökten yine üç elma düştü ama bunlar yarım elma
İnşallah bugün üç yarımdan üç bütün olur."

Ne güzel ifade ettiniz Kadının yaşamını. Etkileyici. Takdir ettim sizi. Tebrik ederim. Mutlu bir Pazar başlangıcı etkisi doğurdu bende...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL