Öyle sitemler vardır ki, bir medihtir ve öyle medihler vardır ki, bir kötülemedir. la rochefaucauld
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri

ADI SEVGİ 'YDİ...

Yorum

ADI SEVGİ 'YDİ...

5

Yorum

18

Beğeni

0,0

Puan

342

Okunma

ADI SEVGİ 'YDİ...

ADI SEVGİ 'YDİ...



Adı Sevgi’ydi.
Ama adıyla kaderi hiçbir zaman aynı cümlede durmadı.
Sevgi, yalnızlığı genç yaşta öğrendi.
Öğrenmek zorunda kaldı demek daha doğru olur.
Annesiyle babası ardı ardına göçtüğünde, evin içindeki saatler durdu.
Duvarlar susmayı, kapılar kapanmayı, geceler uzamayı öğrendi.
Eskiden dolu olan odalar, artık sadece eşya barındırıyordu.
Ses vardı ama ait değildi.
Işık yanıyordu ama iç ısıtmıyordu.
Henüz genç bir kızken, omuzlarına bırakılan sorumluluk bir yük değil,
bir gölge gibi çöktü üstüne.
Nereye gitse onunla geldi.
Sevgi o günden sonra şunu öğrendi:
Kimseye yaslanmadan yürümeyi.
Düşmemeyi değil…
Düştüğünde kendi kendine kalkmayı.
Sığındığı yerler, en çok yaralayan yerler oldu.
“Buradayım” diyenler, en erken gidenlerdi.
“Güvendesin” denilen her cümle, onu biraz daha savunmasız bıraktı.
Zamanla şunu anladı Sevgi:
İnsanı en derinden yaralayanlar düşmanlar değil;
yakın duranlardı.
Okudu.
Sessizce, kimseye yük olmadan, kimseye borçlanmadan okudu.
Üniversiteyi bitirdiğinde elinde sadece bir diploma yoktu;
uzun süredir taşınan bir yorgunluk da vardı.
Ama yılmadı.
Çalıştı.
Saygın bir işte emek verdi.
Masasına hep erken oturdu, geç kalktı.
Kimseye minnet etmedi.
Kendine bile.
İşe başladığı yıllarda, hayat bir kez daha sessizce yaklaştı.
Önce annesi gitti.
Evden değil…
hayatın içinden çekildi sanki.
Mutfağın kokusu eksildi.
Perdeler daha erken karardı.
Akşamlar konuşmamayı öğrendi.
Sevgi yasını tutamadan babasını kaybetti.
Bir mezar daha eklendi kalbine.
İki omzuna birden çöken yalnızlık,
onu bir gecede büyüttü.
O günden sonra sırtını kimseye dayamadan yürümeyi öğrendi.
Çünkü öğrenmişti:
İnsan bazen en çok “gel” denmeyen yerlerde üşür.
Zamanla etrafı sözlerle doldu.
İyi niyetli olduğu sanılan ama içi boş cümlelerle.
Bir masada, bir çay arasında, hiç tanımadan konuşanlar çıktı.
“Daha yaşın genç, bul birini. Hiç değilse yaşlanınca birbirinizin ilaçlarını verirsiniz.”
Bu cümle Sevgi’nin kulağında soğuk bir metal gibi çınladı.
O sevgi arıyordu;
ilaç listesi değil.
Bir başkası gözünü kaçırarak ekledi:
“Yol yakınken huzurevine git. Yalnızlıktan kurtulursun.”
Sanki yalnızlık bir bina,
kapısı kilitli bir oda gibiydi de
adres değiştirince geçecekti.
Akıl veren çoktu.
Omuz veren yoktu.
En çok da canını yakan, en yakın akrabalarının kapıları oldu.
Kapılar açılıyordu ama içtenlikle değil.
Eşikler soğuktu.
Çaylar aceleyle dolduruluyor, sohbetler erken bitiyordu.
Sevgi oralarda hep misafir gibi durdu.
Kan bağı vardı ama yer yoktu.
İşte o zaman anladı:
Akrabalık bazen sadece soyadında kalıyordu.
Hiç evlenmedi Sevgi.
İstediği karşısına çıkmadı.
Çıkanları da gönlüne yakıştıramadı.
Çünkü Sevgi, yarım sevilmeye razı olacak bir kadın değildi.
Bir bakışta şefkat,
bir susuşta sadakat,
bir cümlede vicdan arardı.
Bulamayınca da sessizce geri çekildi.
Yalnızlık, kalabalık hayal kırıklıklarından daha dürüst geldi ona.
Yıllar geçtikçe insanlardan uzaklaştı.
Vefasızlık, sevgisizlik, hoyratlık
kalbinin etrafına görünmez duvarlar ördü.
Ama kalbi taşlaşmadı.
Sadece yoruldu.
Emekli olduğunda herkes “dinleneceksin artık” dedi.
Oysa Sevgi en çok o zaman yoruldu.
Çünkü kalabalıklar çekilince,
geriye sadece sessizliğin sesi kaldı.
Ve o ses, bazen insanın içini acıtacak kadar yüksekti.
Şimdi Sevgi kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışıyor.
Küçük alışkanlıklarla tutunuyor hayata.
Sabah erken uyanıyor.
Pencereyi aralıyor.
Sokaktaki hayatı izliyor.
Çiçeklerin toprağını eşeliyor.
Akşamları aynı koltuğa oturuyor.
Kimseye yük olmamak,
kendine verdiği en büyük söz.
Ama geceleri…
Geceleri adıyla yüzleşiyor.
“Sevgi” diyor kendine,
“Bunca yıl sevgi görmeden nasıl bu kadar ayakta kaldın?”
En çok da şuna yanıyor:
Güçlü dururken,
bir kez olsun
“Gel, yoruldun” diyen çıkmamış olmasına.
Yine de kalbi kötü değil Sevgi’nin.
Kırgın ama kirli değil.
Yorgun ama vazgeçmiş değil.
Hâlâ bir yerlerde,
geç kalmış ama sahici bir şefkatin
onu bulabileceğine inanmak istiyor.
Belki de en büyük direnci bu:
Sevgi görmeden,
sevgiden vazgeçmemiş olmak.
Bu, Sevgi’nin hikâyesi.
Sessiz.
Uzun.
Gerçek.
Ve tanıdık.

Peri Feride ÖZBİLGE
23.12.2025

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Adı sevgi 'ydi... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Adı sevgi 'ydi... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ADI SEVGİ 'YDİ... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
yön
yön, @yon
24.12.2025 01:53:26
Yüreğine kalemine sağlık değerli hocam harika kalemin daim olsun saygılarımla esen kalın
nedim demirbaş
nedim demirbaş, @nedimdemirbas
23.12.2025 16:30:00
GÜZEL BİR HİKAYE AKICI.AMA KARAMSARLIK DOLU.KENDİME YAKIN BULDUM ONUN İÇİN.KALEMİNİZE SAĞLIK.
Orhan Gülaçar
Orhan Gülaçar, @egemavi
23.12.2025 11:44:26

Merhaba ;
Hayatın acı gerçeklerini ve yalnızlığın derinliğini Sevgi'nin yaşadığı zorlukları, kayıplar ve hayal kırıklıkları, En çarpıcı yönü Sevgi'nin güçlü ve dirençli karakteri. zorluklara rağmen ayakta kalmayı başaran, kendini geliştirmeye çalışan ve sevgiyi hiç kaybetmeyen bir kadın.
Bu Sevgi bana çok tanıdık geldi .

Yüreğine sağlık Şiir Perisi selam sevgiyle ...
Oktay Güvener
Oktay Güvener, @oktayguvener
23.12.2025 10:02:11
Bir kadının zorlu yolculuğunu harika bir şekilde anlatmışsınız Hüzünlü Peri. Tebrikler.
hosoglu
hosoglu, @hosoglu
23.12.2025 09:45:46
Dedim, bir yol bakayım neymiş sevgi bağları,
Aşkına tutsak düştüm taktın bana ağları,
Küçük kıvılcım sandım, görmedim cehennemi,
Yüreğim alev alev söndürmez buz dağları!
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL