Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Bedri Tokul
Bedri Tokul
VİP ÜYE

KAVAKTAKİ KABAK

Yorum

KAVAKTAKİ KABAK

( 5 kişi )

5

Yorum

9

Beğeni

5,0

Puan

365

Okunma

KAVAKTAKİ KABAK

Masal somuttan soyuta giden sanat eseridir. Uzun yıllar insanların edindiği deneylerden, olaylardan ortaya çıkmıştır. Sanatın doğuşunda masal vardır. İnsanoğlu bütün duygularını masala koymuştur. Masal, yüzyıllar boyu bütün koşullarda insanların can yoldaşı olmuştur. Toprak gibi doğa gibi bir şey. Uzun insanlık tarihinde halkın tek tutunduğu dal masaldır.
YAŞAR KEMAL

KAVAKTAKİ KABAK

Bir varmış bir yokmuş, Allah’ın kulları çokmuş. Yaşamak düz bir yol değil, dik bir yokuşmuş.
Güzel Anadolu’muzun güzel köylerinden birinde karı koca, iki kızıyla mesut müreffeh yaşarlarmış.
Bir gün anası büyük kızına:
“Hadi benim koca kızım al kovaları, tak omuzluğunu pınardan su getir.”
Büyük kız gitmiş gitmesine de beklemişler beklemişler gelmemiş. Küçük kızına:
“Hadi benim küçük kızım ablan gelmedi. Bak ta gel.”
Küçük kız da gitmiş, anaları beklemiş o da gelmemiş.
Merak etmiş anaları. Yayan yapıldak koşmuş pınara. Bir de ne görsün? İki kızı da dizlerine vura vura ağlıyorlar. Büyük kız:
“Gel güzel anam gel. Gel garip anam gel. Gel kadersiz anam gel. Pınarın başındaki şu kavağı görüyor musun? Kavağın dibinde biten şu kabağı görüyor musun? O kabak büyüse, dal, yaprak verse, kavağa sarılsa, çiçek açsa, çiçeği büyük bir kabak olsa, ben kocaya varsam, bir oğlum olsa, oğlum pınara gelse, kavaktaki kabak başına düşse oğlum ölse, ben anayım. Buna nasıl dayanırım?
Teyzesi de ağlayarak:
Ya ben, ya ben güzel anam; teyzesi olarak ne yaparım ne ederim?”
Anaları kollarını kartal kanadı gibi açmış:
“ Oyyy…Oyyy… Ben ne ederim? Başımı alıp dağlara mı giderim? Bu acıya dağlar dayanmaz. Ben nasıl dayanırım? Benim torunum ölecek. Ak yanaklarını öpemeyecek miyim? Güllerden güzel kokusunu içime çekemeyecek miyim”?
Üçünün de de de gözyaşları sicim sicim yağmur olmuş. Pınarın sularına karışmış, sel olmuş, Sesleri göğe ağmış ağıt olmuş.
Köyün hocası camiye giderken görmüş bunları:
“Ne var ne oldu?
“ Torunum ölecek hocam, torunum ölecek. Hocam, akıllı hocam, bilge hocam, her şeyi bilen hocam. Benim büyük kız kocaya varsa. Bir oğlu olsa büyüse pınara gelse, şu kavağın dibinde büyüyecek kabak torunumun başına düşüp onu öldürse; büyük kızım anası, küçük kızım teyzesi ben koca ninesi, bu acıya nasıl dayanırız? Bize bir umar, bir çare.”
Hoca sormuş:
“Dedeleri nerede?”
“Öküzümüzün teki ölmüştü hocam. Harman veresiye borç para buldu. Öküze eş almaya komşu köylere gitti. Ahırda bir at bir öküz var. Onlarda kağnıda bir birine eş olmaz.”
O aksi adama camiye gelmiyor diye kızıyormuş zaten. Hoca çok sevinmiş:
“ Öküzü keseceksiniz. Etleri pişirip köylüye dağıtacaksınız. Yoksa torununuzun canı kurtulmaz.”
Kadınlar bulunan çareye çok sevinmişler. Öküz kesilmiş, etler doğranmış, kazanlar kurulmuş altları yakılmış. Bir hay huy, bir coşku, bir neşe köylüde.
Alloşşş…
Öküzünü almış gelen evin erkeği köyden yükselen dumanı görünce şaşırmış:
Allah Allah bu dumanda ne ki? Düğün yok, toy yok.”
Köye yaklaşınca üç kadın neşeyle koşmuşlar. Öküzün ipini almışlar elinden:
“Gel herifim gel… Gel evimin direği gel… Torunumun canı kurtuldu. Onu köyümüzün yüzü nurlu hocası kurtardı.”
“ Gel babamız gel… Gel ocağımızın çırası gel… Yeğenimizi köyümüzün ermiş hocası bize bağışlattı”
Olanı biteni anlatmışlar.
Sinirden adamın eli ayağı titremiş, yüzü pancar gibi kızarmış. Atlamış atına:
“Nereye gidiyorsun nereye? Daha ekinler biçilecek, harmanlar sürülecek.”
“Cehennemin dibine gidiyorum. Sizden daha delisini buluncaya kadar da gideceğim.”
Sürmüş atını.
Yorulmuş. Bir pınarın başında mola vermiş. Yanına yaşlı bir adam gelmiş oturmuş:
“Hayırdır evladım nereye gidiyorsun?”
“Cehennemin dibine”
“Hah işte ben de senin gibi birini arıyordum. Benim oğlumda kızmış, çıkıp gitmişti evden. O da “cehennemin dibine gidiyorum” demişti giderken.
Şu iki altın lirayı al. Oğluma ver. Orada harçlıksız kalmasın.”
Adam o iki altın lirayla yeni bir öküz almış. Köyüne dönmüş.

Masal bittiii…

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

100% (5)

Kavaktaki kabak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kavaktaki kabak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAVAKTAKİ KABAK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Rû //
Rû //, @r --
1.12.2025 15:58:08
abi merhaba

masal denemeniz de gayet başarılı olmuş.
yani... kalem usta olunca her türden anlatının hakkını veriyor.
beğeniyle okudum

tebrik ediyorum

selam ve saygıyla
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
21.11.2025 08:56:33
"Yazacak bir şey bulamadın da masal mı yazdın? Çocuk muyuz biz?"
Diye düşünebilirsiniz. Haklısınız. Sizlerden biri yazsaydı belki ben de öyle düşünürdüm.
Meğerse hiç te kolay değilmiş masal yazmak. Masalın kendine has bir üslubu, bir tarzı, bir dili var.
Koca usta Yaşar Kemal masalı çok önemsiyormuş. Çoktandır bir masal yazma arzum vardı. Başarılı ya da başarısız olsam da bu bu arzumu gerçekleştirdim. Mutluyum.
Okuyan, beğenen, yorumlayan tüm yazar dostlara teşekkür ediyorum.
Saygılarımla...

Halit Durucan
Halit Durucan, @halitdurucan
20.11.2025 21:55:30
5 puan verdi
Bedri hocam, masal deyip geçmemek gerekir. Hayatın hakikatleri saklıdır her masalda. Ders verici nitelikte. Konu saçma-sapan görünse de bir şeyler anlatıyor insana. Tabi gülümsedim okurken. Kutlarım hocam. Saygılar selamlar
Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
20.11.2025 19:40:43
5 puan verdi
Beklediğim sonuç olmadı.
Çok ilginç.
Demek ki değişik versiyonlar da olabilirmiş.
Çok güzeldi var ol ağabeyim.
Selam ve saygılar.
neneh.
neneh., @neneh-
20.11.2025 19:05:27
5 puan verdi
:) deliler olmaz ise veliler nasıl yaşar ki?.Bu velilik Allah vergisi olsa gerek.Köyün hocasından tutun da tüm bağlantılarına.Her masaldan bir ders işte.Muhteşemdi.Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL