0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
360
Okunma

Şekerle Sınanan Dostluk
Hasan, babası adına uzun zamandır bir hayır yapmak istiyordu. Mevlit Kandili’nin yaklaştığını duyunca tüm mahalleye şeker dağıtmaya karar verdi. Gitti, birkaç kilo şeker aldı. Akşam ezanı okunurken, sokak lambalarının titrek ışıkları altında, torbasını omzuna atıp kapı kapı dolaşmaya başladı.
Mahallede bir sevinç havası esiyordu. Çocuklar, Hasan’ın şeker torbasını görür görmez kapıya koşuyor, ellerini uzatıp şeker kapışıyorlardı. Kâğıtlara sarılı şekerler avuçlara düştükçe hışırtılar duyuluyor, küçüklerin kahkahaları sokağı dolduruyordu.
Ama torbadaki şeker hızla azalıyordu. Birkaç kişiye yetmeyecek gibiydi. Hasan, bir an duraksadı. “En yakın dostum Ahmet bana darılmaz, yarın bakkaldan alıp ona ayrıca götürürüm,” dedi ve şekerleri bitene kadar dağıttı. Eve döndüğünde hanımına,
— Bütün mahalleye şeker dağıttım ama Ahmetlere kalmadı. Yarın gidip onlara vereceğim, dedi.
Fakat işler Hasan’ın düşündüğü gibi olmadı. Çünkü Ahmet’in hanımı, bütün mahalleye şeker dağıtıldığını görmüş ve akşam sofrada eşine,
— Senin dostun Hasan, herkese dağıtmış ama bize vermemiş, dedi.
Ahmet’in kaşı çatıldı. Sesini yükselterek,
— Benim gibi bir ağaya nasıl yapılır bu? Benim bir şekere mi ihtiyacım var? dedi.
Hanımı ise ince bir sitemle,
— Öyle deme bey, herkes aldı, bir tek biz almadık. İnsan ister istemez içerliyor, dedi.
Ahmet, bu sözleri gururuna yediremedi. Ertesi gün sabah erkenden bakkaldan birkaç koli lokum aldı. Gün ikindiye varmadan kapı kapı dolaşıp tüm mahalleye birer kilo lokum dağıtmaya başladı. Aslında amacı Hasan’ı utandırmaktı. Lokum paketleri kapılardan kapılara geçerken sonunda Hasan’ın komşusuna kadar geldi. Tam o sırada Hasan kapıyı açtı. Dostunu görünce yüzünde içten bir tebessüm belirdi:
— Ahmetciğim, lokum mu dağıtıyorsun? Ben de lokumu pek severim, dedi.
Ama Ahmet’in bakışları buz gibiydi. Yüzünü çevirdi, tek kelime etmeden hızla uzaklaştı. Hasan, neye uğradığını şaşırmış hâlde arkasından bakakaldı.
Eve girip durumu hanımına anlattığında hanımı içini çekerek,
— Sen dün bütün mahalleye şeker dağıttın ya, Ahmetlere vermediğin için böyle yapmış. İntikam almak istemiş, dedi.
Hasan, o anda derin bir hüzne kapıldı. Elinde hâlâ Ahmet’e götürmek için ayırdığı, beyaz kâğıtlara sarılı son şekerler vardı. Hanımının sözlerini duyunca parmakları gevşedi, şekerler elinden kayıp yere saçıldı.
- Ben de onlara şeker vermeye gidiyordum,dedi.
Hanımı ona dönüp, sakin ama derin bir sesle şunu söyledi:
— Sınanmamış dostluk, dostluk değildir.