6
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
367
Okunma

Gazze’de gece, karanlığın en siyahını giyer.
Bir odanın köşesinde, yarısı yırtılmış bir battaniyenin altında çocuk nefesi titrer. O battaniye, artık sadece bir örtü değildir; ateşin közünden, barutun dumanından, enkazın soğuk taşından saklayan tek kaledir.
Annenin gözleri, sabaha değil, göğe kilitlidir. Oradan gelecek olan her ışık, bir yıldız mı yoksa bir füze mi, bilemez. Babaların elleri, göğsünde açılmış görünmez yaraları gizler; onlar ağlamaz çünkü gözyaşı bile çocuklara ayrılmıştır.
Ve sokaklarda, taşların üstünde sessizce yatmış oyuncaklar vardır. Bir zamanlar kahkahalara ortak olan, şimdi yalnızlığa gömülmüş… Bir bez bebek, bir paslı araba, bir defterin yarısı… Hepsi battaniyeye sarılı acılar gibi, şefkatsiz bir dünyanın tanıklarıdır.
O battaniyenin içinde sadece bir çocuk yoktur,
yarım kalmış bir ömrün sıcak nefesi vardır.
Kimi zaman annesinin kokusu,
kimi zaman babasının sessiz feryadı…
Gazze’de battaniye, sadece örtü değildir,
bir mezar taşına dönüşür çoğu kez,
adı bile okunmadan toprağa verilen küçücük bedenlerin şefkatli kefenidir.
Bir köşesinde yanık ekmeğin kokusu sinelidir,
öbür köşesinde bombalarla yarılmış evlerin sessizliği…
Anneler, battaniyeye sarılmış çocuklarını kucakladığında,
aslında koca bir şehri sırtlanır,
dünyanın en ağır yükünü taşır da kimse bilmez.
Ve o battaniye…
Kimi zaman gökyüzüne açılan bir pencere gibi,
kimi zaman yeryüzünün vicdanını örten kara bir perde.
İçinde acılar saklıdır;
bir çocuğun son gülüşü,
bir babanın “dayan” diye fısıldadığı son nefes,
bir annenin kalbine gömülmüş çığlıkları.
Ama işte o çocuk nefesi…
O titreyen küçük göğüs, hâlâ inatla kalkıp iniyor.
Bütün enkazın, bütün karanlığın, bütün acımasızlığın ortasında bir cümle fısıldıyor:
“Yaşayacağım…”
Çünkü umut, bazen yırtık bir battaniyenin içindeki en sıcak sızı olur.
Bilir misin?
Battaniye sıcak tutmaz artık,
acıyı saklar yalnızca.
Ve o acı, bütün dünyanın utancını örter.
Ama bil ki,
bir gün o battaniye yalnızca acıları sarmayacak.
Bir gün o battaniye, soğuktan üşüyen değil,
oyun oynarken yorulup uykuya dalan çocukları örtecek.
Üzerine ekmek kırıntıları, süt damlaları düşecek.
Ve anneler, gözyaşlarıyla değil,
ninnileriyle ıslatacak köşelerini.
O gün geldiğinde,
Gazze’nin sokaklarında taşların arasından çiçekler fışkıracak.
Yaralı oyuncaklar değil,
rengârenk uçurtmalar yükselecek gökyüzüne.
Her renk, bir çocuğun kahkahası olacak.
Ve biz,
dünyanın dört bir yanında bu battaniyeyi hatırlayanlar,
vicdanımızı örtmeye değil,
sevgimizi paylaşmaya kullanacağız.
Çünkü acıların sarıldığı battaniye,
bir gün umudun bayrağına dönüşecek.
Peri Feride ÖZBİLGE
19.08.2025