2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
272
Okunma

Çok sıcak çokk… Her sene mi böyleydi? Yoksa bu sene mi böyle oldu?
Çıktım balkona. Yaprak kıpırdamıyor. Dolaptan aldığım su da ısını verdi.
Birinci kattaki Müdürün üç yaşındaki torunu gelmiş. Onu sitenin bahçesinde gezdiriyor.
Çocuğu gören bir sokak köpeği bahçeye girdi.
Aman Allahlım o ne cilveler. O ne oyunlar. Hopluyor zıplıyor. Çocuğa sarılmak isterken balkondaki annesi gördü.
Elinde saplı fırçayla koşarak indi aşağı. Olanca kuvvetiyle vurdu, vurdu köpeğe. Köpek:
“Benim kötü bir niyetim yoktu. Oynamak istedim sadece. Çocuğunuz sevinsin istedim.”
Demedi. Diyemedi.
Sadece inledi.
Müdür bir yerlere telefon etti. Çok sürmedi. Bir arabayla elleri tüfekli görevliler geldiler. Arka ayakları üzerine oturmuş
“Beni yanlış anladınız” dercesine oradan ayrılmayan köpeği vurdular. Ölüsünü çöpe attılar.
“Müdürüm başka bir emrin var mı?”
“Teşekkür ederim. Bir çayımı içseydiniz?”
“Sağ olun daha çok işimiz var.”
Bastılar kornaya gittiler.
İçeride televizyonlar yanıyordu. Ciğerlerimiz yanıyordu. Kurt, kuş yanıyordu. Vatan yanıyordu…
Bu kadar mı bu yazı.
Evet, bu kadar.
Önce Suat Zobu’nun son iki şiirini okuyun.
Sonra da bu yazının devamını sizler usta kalemlerinizle getirin.
5.0
100% (3)