Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri

YARALI BİR ÜLKENİN GÜNCESİ ..

Yorum

YARALI BİR ÜLKENİN GÜNCESİ ..

4

Yorum

10

Beğeni

0,0

Puan

439

Okunma

YARALI BİR ÜLKENİN GÜNCESİ ..

YARALI BİR ÜLKENİN GÜNCESİ ..



"Bir tohum bile ağlarken, insan nasıl susar?"

Bir zamanlar türkülerle büyüyen bir ülke vardı.
Bir zamanlar şiir okuyan, kitap koklayan çocuklar…
Şimdi aynı toprağın üstünde kinle yürüyen, nefretle bakan gözler…
Bir milletin ortak türküsüydü “yarın”, şimdi her hanede ayrı ağıt.

Eskiden şiirler barış taşırdı dizelerinde,
Şimdi kimi kalemler ayrışmayı kutsuyor.
Kelimeler kılıç olmuş, şiirler siper…
Oysa kelime, önce kalbe dokunmalıydı.
Şiir; taraf tutmaz, siper kazmaz, yürek açar.
Ama şimdi, bazısı şiir yazmıyor; kin döküyor kağıda,
Mısralarına zehirli sözcükler yükleyip,
İnsanlığı bölüyor: "Sen" ve "Ben" diye.

Tarikatlar, cemaatler, mafya, çıkar ağları...
Ülke bir örümcek ağı gibi örülmüş.
Her yeni gün bir ifşa, her yeni haber bir başka çürüme.
Ve insanlar arasında köprüler değil, uçurumlar inşa ediliyor.
Köprü olsa atlar geçeriz de,
Uçurumun dibi görünmüyor artık.

İşsizlik, yoksulluk, umutsuzluk…
Bir baba, çocuğuna süt alamıyor.
Bir anne, sabah kahvaltısı hazırlarken gözyaşı döküyor.
Bir genç, diplomayla değil, torpille iş buluyor;
Bir yaşlı, emekli maaşıyla ilaç mı alsın, elektrik mi ödesin, karar veremiyor.
Koca bir millet, asgari bir hayata sıkıştırılmış.

Ve doğa…
Ormanlarımız rantın ateşine kurban gidiyor.
Bir zamanlar kuşların ötüştüğü dallar, şimdi duman içinde.
Ağaçlar kesiliyor, yerine beton dikiliyor.
Toprak susuyor, su çekiliyor, rüzgâr öfke taşıyor.
Seller şehirleri yutuyor,
Erozyon sadece toprağı değil, vicdanları da aşındırıyor.

Eğitim…
O artık bir sistem değil, bir çöküş hikâyesi.
Öğretmen aç, öğrenci yorgun.
Kitaplar lüks, bilgi ise artık “kaynak belirtmeden kopyalanan bir içerik”.
Oysa bir zamanlar öğretmen eliydi çocuklara yön veren…
Şimdi çocuklar sokaklardan öğreniyor hayatı,
Ve ekranlardan tüketiyor düşlerini.

İnsanlar mutsuz.
Sabahları gülümsemeyen sokaklar var artık.
Birbirine selam vermeyen komşular.
“Günaydın” demek bile lüks olmuş.
Hoşgörü mü? Raf ömrü geçmiş bir kavram.
Tahammül azaldı.
Bir korna sesiyle kavgaya tutuşuyor şehirler.

Ama hâlâ bir umut var.
Çünkü bu ülke, her zaman küllerinden doğmayı bilen bir ülke.
Ve bu millet, ne zaman dara düşse,
Bir annenin duası gibi ayağa kalkmayı bilir.
İşte o yüzden, yazıyoruz.
Şiir gibi ama gerçeğin ta kendisi olan yazılarla…
Unutmayalım:
Bir kelime bir hayattır.
Bir yazı bir vicdandır.
Bir çocuk bir ülkenin yarınıdır.

Kadınlar…
Bir zamanlar ninnilerle büyüten,
şimdi mahkeme koridorlarında haykıran…
“Ölmek istemiyorum!” diye pankart açan,
duyulmayan birer sessiz çığlık oldular.
Her gün bir kadın eksiliyor bu topraklardan.
Kimi eski kocasıyla, kimi aile baskısıyla,
kimi de sistemin suskunluğuyla gömülüyor toprağa.
Ama biz hâlâ “iyi hâl indirimi” konuşuyoruz.
Vicdan, nerede kaldı?

Çocuklar…
Okul yolları yerine moloz kenarlarında büyüyen minik eller…
Küçücük yaşında çalışmak zorunda kalanlar,
çöp karıştıranlar, mendil satanlar…
Bir kalemin ucunda tutunacakları bir hayal bile bırakılmadı onlara.
Çocukken çocuk olamayanların,
büyüyünce nasıl bir yürek taşıyacağına kimse bakmıyor artık.
Ve bazen sadece bir simit parası kadar değer görüyor hayatları.

Sessiz kalanlar…
Bir zulüm yaşanırken televizyonu sessize alanlar,
bir ağaç devrilirken “bana ne” diyenler,
bir kadın feryat ederken camını kapatanlar…
Sessizlik artık tarafsızlık değil.
Sessizlik, en çok kötülüğün işine yarıyor.
İyi insanlar sustuğunda, kötülük kazanıyor.
O yüzden ses olmalı bu yazı;
O yüzden bu yazı, susanlara da dokunmalı.

Ve umut…
Umut hâlâ bir annenin yüreğinde,
bir çocuğun gözlerinde,
bir öğretmenin defter kenarına iliştirdiği cümlede.
Bir şairin şiirinde,
bir yazarın makalesinde…
Hâlâ var.
Çünkü biz bu topraklarda karanlık ne kadar artsa da
gün doğmadan evvel aydınlığın nasıl kıymetli olduğunu bilenlerdeniz.


Söz verdik bu toprağa,
Susmayacağız.
Yangına su, karanlığa mum, ölüme dua olacağız.
Bize emanet edilmiş her ağaç, her çocuk, her kadın,
bu ülkenin vicdanı olacak.

Tarikatlara, mafyalara, çıkar çetelerine değil;
kitaba, kaleme, sevgiye tutunacak çocuklarımız.
Korkuya değil, konuşmaya alışacak kadınlarımız.
Açlığa değil, üretmeye koşacak işsizlerimiz.

Çünkü biz, bir yangını söndürmek için doğmuş nesiliz.
Çünkü biz, birlikte ağlayan, ama birlikte ayağa kalkmasını bilen insanlarız.

Eğitim artık sadece sınav sonucu değil,
vicdan eğitimi olacak.
Sevgi, sadece sözde değil, davranışta yaşayacak.
Adalet, sadece mahkeme salonlarında değil,
sokak ortasında da hissedilecek.

Ve sen ey güzel ülkem…
Topraklarının üstü kadar, altı da dolu.
Bu vatan, düşmüş ama düşmemiştir.
Bu halk, susmuş ama susturulmamıştır.
Bu yazı,
bir tarihe not düşmek,
geleceğe umut bırakmaktır.


Peri Feride ÖZBİLGE
13.07.2025

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yaralı bir ülkenin güncesi .. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yaralı bir ülkenin güncesi .. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YARALI BİR ÜLKENİN GÜNCESİ .. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
15.7.2025 01:21:46
Var ol Feride hanım.
Selam ve saygılar.
Etkili Yorum
kundakçıoğlu
kundakçıoğlu, @kundakcioglu
13.7.2025 23:53:13
Şiiri galeyana getirmişsiniz

Yazmak okumak ve en önemlisi hakkını aramak suç...

Şair inanmak nasıl bir şeydir inanmak ve kimler inanır insana saygı emeğe saygı belki en önemlisi eşitlik nasıl bir şeydir. Koparıp koparıp karanfilleri ve gülleri kadınlarımıza veriyorlar oysa bir karanfil bir gül kadar bile yapamazken kadınlarımız bakanım yirmi yedi ülke geziyor. Şair çifte standart nedir başkalarını suçlarken kendisini tarif edenler var desek yalan yazmış olmayız aslında çok yazılacak var da...

Saygı ve selam ile.
Tüya
Tüya, @tuya
13.7.2025 20:07:00
"İçerde" yaşayan, deneyimlenen bir gözlemcinin, acılara ve tuhaflıklara sahne olmuş bir cografyadan derlediği şiirsel notlar...

Evet, bütün bunları yazmak gerek. Unutulmaması için, ders çıkarılması için, tarihe geçmesi için yazmak gerek.
Gelecek kuşakların daha iyi bir dünyada yaşamaları için gerekli bu gerçekleri bilmek: Zira biliyoruz ki, yaşananlar kolay unutulduğu zaman, tarih tekerrür eder...

Kendi adıma teşekkür ediyorum, sevgili Peri hanım.

Tüm güzellikler, güzel kalbinizin olsun.

Selam, saygı ile.
serdarascioglu
serdarascioglu, @serdarascioglu
13.7.2025 13:40:33
korkusuz yüreklisin sen şairim...tebrikler..! Topluma güzellik yerine kaostan beslenen ,dindar vede kindar...ötekileşmiş ; bir toplumun ayrıştırılmasını...fakirliği yazmışsın...yürekli dost...! Dünyada haksızlıklara BAŞ KALDIRAN -YÜREKLİ KADINLARDIR...ERKEKLER DEĞİL...SAYGI VE SEVGİLERİMLE..GÜZELLİK OLSUN...SEVGİ OLSUN...!
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL