Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri

YÜCE DAĞIN ADIYDI DEDEM...

Yorum

YÜCE DAĞIN ADIYDI DEDEM...

3

Yorum

10

Beğeni

0,0

Puan

313

Okunma

YÜCE DAĞIN ADIYDI DEDEM...

YÜCE DAĞIN ADIYDI DEDEM...

______

Her mahallenin bir gölgesi olur. Birinin çınar altı olur, birinin cami avlusu… Bizim gölgemiz Süleyman Dedemdi. Gökyüzü yere inse, onun avuçlarında yer bulurdu. Bir yanı babaydı, bir yanı çocuk; en çok da dua kokardı sesi.

Ama en başında... O da bir çocuktu. Kalbi, henüz anne kucağında öğrenmişti kırılmayı. Babasını kaybettiğinde küçücükmüş. Bir yetimlik sızıvermiş yüreğine, ama o sızıyı hiç kimseye taşırmamış. Onu alan yokluk, içinden şefkat çıkarmış.

Koca ömründe en çok babamı sevdi. Elbette her çocuğunu, her torununu ayrı ayrı severdi ama babama olan sevgisi... O bambaşkaydı. Kırk yıl anlatılsa bitmezdi, ama bir bakışı anlatmaya yeterdi.

Babam doğuştan kalp kapağı bozukluğu ile doğmuştu. Doktorlar sık sık “Dikkat edin, zamanı gelecek,” derdi. Süleyman Dedem bunu bilirdi. Daha çocukken öğrenmişti gözünün bebeğinin korunması gerektiğini. Babam her nefessiz kaldığında, dedemin yüreği mezarlık gibi sessizleşirdi.

“Köy Enstitüsü’ne gönderelim,” dediklerinde başını öne eğip, “Benim gözümün önünde olsun, uzağa yollamam,” demişti. Onu bir terziye, Ermeni ustası Terzi Artin’in yanına çırak verdi. Bu bir meslek devri değil, bir yürek saklamasıydı. Her iğne saplamasında bir “Çok şükür” vardı dedemin.
Babam sabrı, teraziyi, doğru ölçmeyi o dizin dibinde öğrendi. Sonra da mahallenin erkek terazisi oldu. Hak yemedi, kimseyi yarı yolda bırakmadı. O terazinin kefesinde dedemin duası vardı.

Sonra annem geldi. On beşinde küçücük bir gelin. Dedem bir kız çocuğu gibi sevdi onu. Huyu huyuna, suyu suyuna karıştı. Yiğit yüreğiyle onun da babası oldu.

Evimiz sevginin sobasında pişerdi. Taş duvarlar bile gül kokardı. Dedem, bahanem; babam, annem, kardeşlerim… Aynı sofrada yürek yiyen insanlardık. O evin en güçlü direği Süleyman Dede’mdi ama hiç “ben” demezdi. Cümlelerinde hep “biz” vardı:
“Biz doyarız.”
“Biz çözeriz.”
“Biz geçeriz.”

Çünkü o bir dağdı. Yalnız çıkılır ama gölgesinde hep birileri taşınırdı.

Ve sonra babam daha sık hastalanmaya başladı. Bir gün doktorlar, “Kalp kapağı değişmeli,” dediler. Zor bir ameliyattı ve Türkiye’de yapılamıyordu. Babam birkaç gün sustu, sonra kalkıp herkese mektup yazdı. İngiltere’de bir doktor… bir umut… bir tanıdık...
Herkes elini taşın altına koydu. Babam gitti. Umuda gitti.

Dedem, peşinden bakmadı. “Yolunu engellemeyeyim,” dedi. Ama gözleri, günlerce kapının kilidinden ayrılmadı.

Biz uyurken dedem dua ederdi. Ama sessiz değil, hıçkıra hıçkıra:
Allah’ım, oğlum dönsün... Diyeti canım olsun.”
“Gözüm onu görsün. Dönsün de ömrüm yarım kalsın.”

Ve döndü.
Babam sağ salim geldi.
Biz koşarak sarıldık.
Dedem diz çöktü.
O yüce dağ, şükür secdesine kapandı.

Ama sonra... sustu.
Babam her gün biraz daha iyileşti.
Dedemin gözleri onun yüzünde kaldı.
Ve bir anneler günü...
Baba yurdu köyünde, o dağın çocuk kalbi...
Kaldıramadı yaşadıklarını.

Yüzünü güneşe döndü.
Sonra…
Yıkıldı koca dağım.
Babam dönsün diye kendini adadığı Rabbine yürüdü.
_____

Bazen birinin hayatı için dua ederken kendi ömrümüzden feragat ederiz. Ama bil ki; sevgiyle verilen hiçbir şey eksiltmez. Dağ gibi bir kalpten taşan merhamet, nesiller boyu gölgelik olur.

Süleyman Dedem’in anısına saygı ve özlemle...

Peri Feride ÖZBİLGE
23.05.2025

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yüce dağın adıydı dedem... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yüce dağın adıydı dedem... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YÜCE DAĞIN ADIYDI DEDEM... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Ahmet Erdem60
Ahmet Erdem60, @ahmeterdem60
23.5.2025 15:41:34
Nurlar içinde yatsın Sülayman Dede, bir babanın dağ gibi bir babanın evladının rahatsızlığındaki feryadı duyuldu buradan, Gerçekten de dedeler bir evin çatısı gibidir, o yaksa çatı su alır, hatta çöker,

Bazı babalar evlatlarına sevgilerini gösteremezler ama hissettirirler, özellikle evin oğluyla olana duygu alışverişi bir başkadır.

Güzel bir aktarımdı

Tebrik ederim.
Etkili Yorum
Kızılelmalım
Kızılelmalım, @kizilelmalim
23.5.2025 09:01:20
Her zaman ki gibi kendi tarzınızda gönlünüze gelen o içten samimi duygularınızı beğeniyle okudum kaleminiz hiç susmasın selam ve sevgilerimle sağlıcakla kalın...
Etkili Yorum
Fikri Kalem Hasan
Fikri Kalem Hasan, @fikrikalemhasan
23.5.2025 01:47:27
"Bir Dağın Gölgesine Yazılmış Merhamet"

Bazı insanlar vardır; sadece yaşamakla kalmaz, yaşatırlar…
Süleyman Dede, zamana kök salmış bir çınar değil; göğe dua tutmuş bir dağdır.
Ve siz, o dağı öyle bir yontmuşsunuz ki sayın ÖZBİLGE… kelimelerinle merhameti oymuşsun taşına.
Yetimlikten şefkat doğurmayı, evladın nefesini kendi ömrüne mühürlemeyi,
“Biz” deyip kendi canını araya koymayı… ancak hakiki yürekler anlayabilir.

Bu anlatı, sadece bir dedeyi değil;
Adanmışlığın, sessiz fedakârlığın, gölgede kalıp ışık olmanın destanıdır.

Her satırda dua kokusu var,
Her boşlukta iç çekiş,
Her cümlede vakur bir boyun eğiş.

Ve ne büyük zekâ…
Bir insanın bütün ömrünü birkaç paragrafa sığdırmak değil mesele,
Onun yüreğini bir ömre sığdıramadığını göstermek.
Siz bunu yapmışsınız.

Ellerine, yüreğine, yası bile zarafetle anlatan aklına sağlık.
Süleyman Dede’nin gölgesi, sizin kelimelerinizde hâlâ serin.
Ve bu gölgede biz de başımızı eğiyoruz.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL