Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri

TOPLUMSAL ACILARIMIZ....... ADI YOKTU ...

Yorum

TOPLUMSAL ACILARIMIZ....... ADI YOKTU ...

5

Yorum

11

Beğeni

0,0

Puan

355

Okunma

TOPLUMSAL ACILARIMIZ.......  ADI YOKTU ...

TOPLUMSAL ACILARIMIZ....... ADI YOKTU ...


Kardeşi doğduğunda köy meydanında davul çalındı.
Evin önünde kurban kesildi, pirinçler dağıtıldı.
O doğduğunda yalnızca annesi ağladı.
Bir kaybedişin sessizliğiydi o gözyaşı.
Çünkü üçüncü kızdı,
ve köyde üçüncü kıza artık hayal kurmak bile haramdı.

Annesi bir mendilin içinde sakladı umudunu.
Kaynanası, “Bari sağlam doğmuş mu?” dedi.
Babası ise gözüne bile bakmadan geçip gitti:
— “Kız işte... ne olacak.”

İsmi konulmadı.
Kimse “hoş geldin” demedi.
Nüfus cüzdanı çıkmadı.
İlk sözcükleri bile evde yankılanmadı.
Sanki sesi yoktu,
ya da sesi sadece sofrayı kurarken, evi süpürürken duyulurdu.

Adı yoktu. Ya da vardı da, evde kimse söylemezdi. Onun adı sadece “kız”dı.
Sabahları erkek kardeşinden önce uyanır, sobayı yakar, çayın altını koyar, ekmeği dilimleyip masaya dizerdi. Kardeşi okula giderken, o tabakları toplardı.

Beş yaşına geldiğinde çamaşır yıkamayı,
sekizinde tencereyi,
dokuzunda susmayı öğrendi.

Bir gün kitapla geldi kardeşi. Kapağında “Hayvan Çiftliği” yazıyordu.
O, kitabın sayfalarına elini sürerken babası görmüştü.
“Ne yapıyorsun sen? Kitap mı okuyorsun? Güldürme beni kızım, sen kızsın.” demişti.
Ve kitap, o gece sobada yanmıştı.

Ama o yanmamıştı

O gece yıldızlara bakarken içinden bir dua etti:
Allah’ım, bir gün ismimle çağrılmak istiyorum.”

Gece herkes uyuduğunda, komşunun çöp tenekesine gizlice kitap aramaya çıktı.
İlk defa orada “Çalıkuşu”nu buldu.
Kitabın yarısı eksikti ama Feride’yi tanımıştı artık.
Ve o gece bir karar verdi:
"Babamın bana biçtiği hayatı değil, Feride’nin yolunu seçeceğim."

O büyüdü.
Çeyiz sandığı büyüdü.
İçinde biriktirdiği yalnızlıklar büyüdü.
Kimse onun neye ağladığını, neye güldüğünü bilmedi.
Ama her gece yastığının altında bir defter sakladı:
İçine küçük cümleler, büyük sessizlikler yazdı.

Bir gün annesi buldu defteri.
Yırtmadı.
Ağladı.
“Senin hayalin olmuş be kızım...” dedi.

Okula gizli gizli gitti. Ablası hasta bahanesiyle izin kağıtlarını imzaladı.
Bir öğretmeni vardı: Melahat Hanım. O sessiz kızın gözlerindeki ışıltıyı fark etti.
“Okuyacaksın” dedi, “ama önce hayatta kalacaksın.”
Ve saklı saklı harçlık verdi. Kalem aldı, kitap buldu.

Kız, sabahları ev işlerini yapıp okula koşar, akşamları yine sessizce eve dönerdi.
Kardeşiyle çalışır, sonra kendi defterini açardı.
Annesi biliyordu, ama hiçbir şey söylemiyordu.
Bir gün kızının yazdığı bir şiiri buldu yastığın altında:
"Kız olmak değil, susmak ayıp
Ben sustukça, yok oluyor ayım."

Ve o gün annesi, ilk defa kızının saçlarını taradı,
“Yarına sakla gözyaşını, bugünü yaz.” dedi.

Yıllar geçti. Lise diplomasını evde kimse görmedi.
Üniversite sınavını kazandığında ise babası hastaydı.
Kız yollara düşmeden önce, babasının elini öptü.
“Ben artık kız değilim baba, öğretmenim ben.”
Ve babası ilk defa ağladı.
“Ben seni susturmakla değil, geç kalmakla cezalandırmışım.” dedi.

Yirmi sekizinde gizlice sınava girdi.
Otobüse ilk kez tek başına bindiğinde elleri terledi ama düşmedi.

İşte o kız şimdi bir köy okulunda öğretmen.
Adı hâlâ bilinmiyor belki ama her öğrencinin gözünde bir ışıltı onunla başlıyor.
Sınıfa ilk kez "Hocam" diye girerken,
geçmişi de sınıfa girmişti onunla.
Susturulmuş kızları gördü her sırada.
Ve her sabah onlara tek bir cümleyle başladı:
“Adınızı siz koyun. Çünkü siz varsınız.”

Adı yoktu ama şimdi her sınıfta onun sesi var.
Her susturulan kız çocuğuna bir pencere açıyor.
Çünkü o biliyor:
Adın yoksa, sesin olur.
Sesin yoksa, kalemin...
Kalemin yoksa, direnmen olur.
Ve direnmek bazen, bir çocuğun kalbinde filizlenir.

Sonra kendi kitabını yazdı.
“Adı Olmayanların Hikâyesi”
Tüm kız çocuklarına ithaf etti.
Ve bir gün, yıllar sonra babası onun adını söyledi.
İlk kez.
Sert bir sessizlikle:
“Benim kızım öğretmen olmuş...”
O ise kendi adını, kalbinin en üst rafına astı.
Ve şöyle dedi:
“Ben artık sadece bir kız değilim.
Ben hikâyeyim.
Ben sesim.
Ben varım.”

Peri Feride ÖZBİLGE
30.04.2025

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Toplumsal acılarımız....... adı yoktu ... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Toplumsal acılarımız....... adı yoktu ... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TOPLUMSAL ACILARIMIZ....... ADI YOKTU ... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tüya
Tüya, @tuya
30.4.2025 16:26:56
Geri kalmışlığın. cehaletin ve baskının zıncirlerini kıran her kadın, toplumu iki adım önde götürür sosyal refaha, bilimsel ilerlemeye ve ekonomik kalkınmaya. Böyle bir kollektifte, cinsiyet ayrımı yapmadan, eşit haklara sahip olarak, kim yaşamak istemez?

Yaşasın o adsız kız'ımıza ki, başarmış zinicrleri kırmayı; başka kızlara rehber olmayı ve ayaklarının üstünde durmayı...

Teşekkürler, hikayeniz için, Peri hanım.

Sevgi, selam ile.

Etkili Yorum
Mehmet Emin Sakin
Mehmet Emin Sakin, @mesakin
30.4.2025 07:42:28
Azmın sonucunu görmenin verdiği mutluluğu anlatan çok güzel bir yazı okuduk.tabiki bu Hikaye bizım toplumun bir gerçeği, hemen her yerde benzeri yaşanmiştir diyebiliriz. Tam aydınlandık,kadınlar özgürleştı derken bu defa kadın cinayetleri ile devam ediyor günumuzde üzülerek belirtelim.
Güzel bir yazı tebrik eder başarılarının devamını dilerim saygılarımla
Etkili Yorum
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
30.4.2025 02:07:15
Saygıdeğer Peri Feride Özbilge Hanımefendi, Merhaba,

Yazınız, sıradan bir yaşamın içinde kaybolan ancak içsel bir güç ve azimle yolunu bulan bir kadının hikâyesini son derece etkileyici bir şekilde dile getiriyor. İlk bakışta basit bir yaşam öyküsü gibi gözükse de, derinlere inildikçe, okuyucuyu düşündürmeye ve duygusal bir yolculuğa çıkarmaya olanak tanıyor.

Yazının ilk bölümünde, karakterin içindeki büyüyen potansiyel ile, ona çevresindeki insanlar tarafından biçilen kısıtlamalar arasındaki çatışma çok açık bir şekilde tasvir edilmiş. Özellikle kız çocuklarının toplumdaki yerini sorgulayan bir bakış açısı sunulmuş. Burada karakterin adı yok; adının yokluğu, ona bir kimlik ve değer biçilmeyişi, yazının temel anlatısının bir parçası haline gelmiş.

Yazının ortasında, küçük yaşlardan itibaren sessiz kalmaya, varlıklarını dillendirmemeye zorlanan kızın, içsel bir isyanla kendi yolunu seçme mücadelesi, yazıya taze bir dinamizm katıyor. Kitapları bir kaçak gibi okumaya çalışması, bir yandan ev işlerini yapmak zorunda kalsa da okula gitmek için gösterdiği çaba, adeta bir devrimci ruhu simgeliyor. Bu, yazının daha da derinleştiği ve karakterin potansiyelini keşfetmeye başladığı bölümdür.

Final kısmında ise, yazının ne kadar güçlü bir dönüşüm içerdiğini görüyoruz. Adının olmadığı bir dünyadan, kendi kimliğini bulma ve bu kimlik üzerinden topluma bir şeyler verebilme noktasına gelmek, metnin başından sonuna kadar bir gelişim gösteriyor. Finalin, karakterin tam anlamıyla özgürleştiği ve her adımda daha da büyüdüğü bir an olduğunu söyleyebilirim.

Bu yazı, sadece bireysel bir mücadelenin değil, toplumun ve bireylerin gelişen bir değer anlayışının da hikâyesidir. Her adımda, "ben kimim?" sorusunun ötesine geçerek, "ben ne olabilirim?" sorusunu soran bir yazarın kaleminden çıkmış gibi duruyor.

Yazın dünyasında yol arkadaşın Delibal Celil ÇINKIR
Etkili Yorum
Ahmet Erdem60
Ahmet Erdem60, @ahmeterdem60
30.4.2025 01:23:12
Bu coğrafyada çok kan akıyorsa halala kızlarını seb kızsın diye sakat yaklaşımların eseri

Geri kalmanın izahı olduğu kadar mücadelenin başarıyı da getireceğini önceleyen bir paylaşım

Tebrik ederim
Kenaner
Kenaner, @kenaner
30.4.2025 00:57:17
Yüreğinize sağlık...Beğenerek okudum.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL