1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
368
Okunma
Bela
Hani, derler ya belanın nerden geleceği belli olmaz, vallahi aynen öyle arkadaş. Bundan yıllar önceydi ortalıkta o zamanlar toz duman, ben ağır bir işte çalışıyorum akşamları geç çıkıyorum.
Bilmez mıyım memleketin çörü çopü iti çakalı eksik olmaz, her zaman dikkatliyimdir. Senin dikkatli olman başkalarının da ayni dikkatte olmasını gerektirmiyor zaten.
Akşam işleri bitirdim tezgahı topladım. Üstümü başımı giydim mekanın kapısından çıktım, saat var on bir cıvarı falan bir hızla dolmuş durağına seyirttim. Bekle ha babam bekle on iki son arabayı yakaladım. Oda bizim semtin yakınından geçiyor, eh ne yapayım biniyim dedim, paralelden çapraz yürürüm bindim. O noktada indim mahaller arasında karşı mahalleye geçecem, çokta gezdiğim uğradığım yer değil
Gecede bir karanlık bir karanlık ne ay var ne yıldız duman bulut ve soğuk, hızlı adımlarla geçmeye çalışıyorum. Hemen hemen bütün ev lambaları sönük akşam geceye dönmüş çoktan, biraz da tedirgin yürüyorum.
Önümde bir evin bahçesi apaydınlık çifter lamba yanıyor. On beş, on altı yaşlarında bir genç sıgara tutturuyor. Geldim önünde tam geçecem dur dedi, yanlamasına bir baktım tabancayı doğrultmuş enseme, o an şok oldum bir kaç saniye, ne yapıyım ne diyecem, o söze atıldı . Seni vuracam dedi sert bir ses tonuyla, nasıl bir ruh halindeydim bilmiyorum ağzımdan cümleler döküldü verdi.
Ben zaten ölüyüm, vuracak başka adam bulamadın mı dedim ayaklarım kendiliğinden revan oldu . Dönüp arkama bakmadım, bakacak gücüm cesaretim de kalmamıştı doğrusu, arkadaş tetiği çekmedi.
Bilmem ki vadem mi dolmamıştı, sözlerim mi etkili oldu anlamadım. Doğru demişler valla belanın nerden geleceği hiç belli olmaz
Allah herkesi görünmez kaza belalardan korusun
Coşkûnî
5.0
100% (5)