Haberleri izliyordu Ecrin , bir doğru cümle yakalamıştı o kadar çok yalanın içerisinden.

Şöyle diyordu sunucu;

-Çocuklara seslenmek üzere sarf edilen kelimeler onların üzerinde geleceğe ait izler bırakıyor, sayın seyirciler...

Düşündü; Demek ki o yüzden kadınlar bu kadar aslan,kartal, koç ve daha nicesinin terbiyesine soyunmuştu.Kırılganlıklar işte bu yüzdendi.Terbiye ederken yaşamı ıskalayan ve sık sık sert kayaya çarpılan kadının hayatı
cehenneme dönüyordu.Hayatı cehenneme dönen biri beraberindekilere nasıl cenneti yaşatsın ki?.

Biz veriyoruz o payeyi evlatlarımıza.Aslan’ım diyoruz aslan kesiliyor.Sonra da, saldırıya uğruyor kadınlar diyoruz.Zira her kadın aslan terbiyecisi olamaz ki!..

Kızlarımıza; meleğim..prensesim diyoruz.Değerli olduklarından çok , bir o kadar kırılgan yetişiyorlar.Açaba kızlarımıza da leoparım..çitam diyerek mı hitap etsek?..Mücadeleye hazırlamak için..Hayatta dengeyi kurmak için..Ya da sevimli filim diye mi hitap etsek haddini bilmeyenleri ayakları altında ezip geçmeleri için .

İşte o zaman paylaşılan bileşkede ya kan gövdeyi götürürdü ya da arkasını kollayan sükûnet içerisinde bir dünyada yaşanılırdı.Zira kurallar
madem güçlü olanlar tarafından koyuluyor alın size güç..

Ne dersiniz?.