6
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
594
Okunma

Bahçedeki badem ağacı pembe çiçekleriyle merhaba dedi bahara. Peşinden kiraz da katıldı ona. Beyaza büründü dalları. İkisi de fazla beklemedi döktüler çiçeklerini. Meyveye durdular.
Toprak kıpır kıpır gözle görünüyor, hani kulak verilirse sesi de duyuluyor. Güneş açmış kollarını yeşille türküye durmuş.
Yol kenarlarındaki gülfidanları sürgündeler. Yakında onlar da tomurcuklanacak, kırmızı kırmızı açacaklar. Bir kırmızı coşku ki görmek gerek.
Alloşşş…
Yıl iki bin. Oturduğum bu site yeni yapılmıştı. Bahçesine güller, fidanlar dikiliyor. Bende balkonumun önene denk gelen yere bir çam fidanı diktim. Yirmi dört yılda büyüdü dallandı çam.
Bahar geldi ya, çıkıyorum balkona. Sabah güneşinin uzattığı sıcacık elini tutuyorum. Çamla selamlaşıyorum. O bana hep çocuklarımı hatırlatır. Onlar da küçüktüler, büyüdüler evlendiler. Çekip gittiler. Ama çam vefalı çıktı!!!
Balkondayım.
Bir saksağan ağzındaki küçük dalı çam dallarının arasına bırakıp gitti. Peşinden bir başka saksağan geldi. O da aynısını yaptı. Tatlı bir telaştalar. Gittiler, geldiler. Taşıdıkları küçük dalları üst üste dizdiler. Güneş günü karanlığa teslim ederken, onlarda paydos ettiler.
Ertesi gün sabahtan çıktım yine balkona. Saksağanlar iş başı yaptı. Yine küçük dallar ağızlarıyla taşınıyor, taşınan dallar üst üste diziliyordu. Dört gün sürdü bu uğraş. Bir komşu ev yapıyordu çam ağacıma. Ben onlardan daha heyecanlıyım. Evlerini bitirince dişi yumurtlayacak. Sonra üzerlerine yatıp ısıttıkları yumurtalar çatlayacak. Yavrular çıkacak yumurtalardan. Bir renge adını verdikleri ağızlarını açacak, yiyecek bekleyecekler annelerinden. Daha sonra yavrular tüylenecek, palazlanacak büyüyecekler. Zamanı gelince de uçurulacak yavrular yuvalarından. Geri gelmeyecekler. Onlarda kendilerine yuva yapacaklar. Bu döngü böyle sürüp gidecek.
Ben yuvaları tamamlandı sanırken öyle olmadı. Saksağanlar küçük dallar getirmeye devam ettiler.
Altta bir kapı bırakıp yuvalarının üstünü de örttüler. İlahi güç soğuktan, yağmurdan, kardan üşümemeleri için böyle emretmişti belki de. Kim bilir?
Şimdi bahar, sonra yaz, sonbahar derken kış gösterecek yüzünü. Apak karlar yağacak canlıların yüreğini karartan. Yaşamınızı araştırdım. Kışın da yuvanızı terk etmiyormuşsunuz. Telaşlanmayın komşularım. Ben buradayım.
Toprağı kapatan karları temizleyecek, oraya yiyecekler koyacağım sizler için. Aç kalmayacaksınız. Açlıktan ölmeyeceksiniz.
Biz komşu değil miyiz?
Can cana muhtaç bütün canlar Allaha…