17
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1078
Okunma


Kıvamında pişirilmiş yumuşak bir biftek sade de yenilebilir. Ancak; yanında bir yarım domates, közlenmiş sivri biber, bir taze soğan olunca bir başka tat bir başka zevk, bir başka görüntü, bir başka iştah verir yiyenlere.
Yazılan bir şiirde, bir yazıda yapılan benzetmeler de o yazılanın süsüdür, güzelliğidir, tadıdır. Yazılanın okunmasını, okunanın sevilmesini, okunandan zevk alınmasını sağlar.
Bazı benzetmeler vardır. Şiddetli bir yağmur anlatılırken -sicim gibi, bardaktan boşalırcasına- denilir. Güzel anlatımlardır bunlar. Yalnız; bunun gibi kullanımlar ihtiyarlamış, eskimiş, kalıplaşmış, anlamlarını yitirmişlerdir. Yazarlara düşen bir başka görev de; yeni bir kelime, yeni bir cümle, yeni bir anlatım katmaktır edebiyata…
YAĞMUR:
Yavrusunu kaybetmiş annenin gözyaşları gibidir yağmur. Bulutlar ağlarken acısından üzüntüsünden arada bir bağırır. Yaz boyunca nazlı nazlı yürüyen leylekler sıcaklara uçmuştur. Toprağını terk etmeyen serçeler, korkmuşlar ağaçların dallarına sinmişler, çatıların altlarına saklanmışlar, bulutların gözyaşlarının dinmesini, acılarının hafiflemesini beklerler.
KAR:
Azimli, kararlı, birbirlerine dokunmadan, aynı hedefe iner kar taneleri. Vakur ve sakindirler. Toprağa inerler, birleşirler, sonra güneşe teslim olup, yavaş yavaş ölürler. Karların ölümüne ağaçlar, bitkiler sevinir. Bir ölüm bir dirim demektir. Onlar yeniden can bulacak, canlılara can olacaklardır.
Biri bakar pencereden, apak karlara. Yüreği kararır. Tek umudu bahardadır. Bahar gelecek, güneş gülecek, toprak tütecektir.
GECE:
Akşam olmuş güneş ışıtmış, ısıtmış yorulmuş, işi bitmiştir. O dinlenmeye çekilirken, Ay yanında yıldız çocuklarıyla alır nöbeti. Ay güler, yıldızlar, aşağılara taaa aşağılara göz kırpar. Bazen aralarından, bazı yıldızlar alır başını giderler. Nereye niçin gittiğini kimse bilmez, bilemez. Belki de kardeşleriyle kavga etmiştir, ya da önemli bir görevi vardır.
SOĞUK:
İşsiz babanın evdeki karısını, çocuklarını dövmesi gibidir soğuk.
Sokağa çıkar iş yok. Eve gelir aş yok.
SICAK:
Güçlü bir pehlivanın rakibini altına alıp ezmesi gibidir sıcak. Rakip çaresiz nefessiz, umarsız kalmış gözlerini hakemin düdüğüne dikmiştir… Ve hakem çalar düdüğünü. Kalkar alttaki rakip. Bir peşrev atar ki…
Aman Allahhh…
Alkışlar göğü tutar. Bulutlar bu sefer sevinçten ağlar. Kim mi kazanır?
İYİ olan kazanır…