Kuyruklu yalanlar kuyruğa dolananlar
Açıklamalar, söz sataşmaları, koltuğundan ederim tehditleri, soruya cevap yerine yeni sorular düzmesi
İnceden methiyeler…

Gün geçmiyor ki sataşmaların ardı arkası kesilsin
Siyaset denilen kavramın zannedersiniz ki temeli kavga
Oysa sizi de bir ana doğurmadı mı?
Ne diyordu Nazım;

"Analardır adam eden adamı
Aydınlıklardır önümüzde gider.
Sizi de bir ana doğurmadı mı?
Analara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin."

Analardır adam eder adamı
Şimdilerde dili geçmiş zamanlı ağrılar…
Sözün doğrusu olduğu yerdeyim
Böylesi bir kargaşanın, kaosun müsebbipleri analar olmasa gerek
Ama yine de baktığımızda dövülen, sövülen hatta öldürülen analar niyeyse!

Hani gereken değeri kadına veremiyoruz ya bir yere kadar anlamanın mantığını çıkartmaya çabalarken aklımın ziyan tahtasında bu ülkenin Müslüman ve Türk olduğu yüzyıllar boyu kadına ve analara verilen, baş tacı edilen, son sözün - evin direği olan analara ne oldu?

Öldürülen, şiddet uygulanan aynı analar değil mi?
Ülkenin doğusunda da ana batısında da
Fakiri de zengini de.

Tarlada tütün, çay toplayanla aynı ateş yanar elinde evraklarla koşturan kadınların
Ne deniz kenarı mangal, ne ocak başı bazlama ayrıştırmaz bir anayı bir diğer anadan…

Hiçbir kutsal ölüm hafifletmez içindeki acıyı
Analara kıydınız bulutlar adam öldürdü maalesef.

Siyasetin kirli hali olmasaydı.
Zemini kaygandır diye adı çıkmasaydı.
En büyük makam Türkiye Büyük Millet Meclisinde kavgalar olmasaydı belki hep bir örnek teşkil edecekti zarafete, vicdana, insan olmaya, insanlığa..

Keşke…