17
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1040
Okunma


Sizler sıralı sandalyelerde oturuyor, ben de kürsüde konuşuyorum.
Yok, öyle değil.
Bir pastanedeyiz, ya da Kafede bir masanın etrafında toplanmışız Defterle ilgili hasbihal ediyoruz.
Bu sitenin 13 yılı aşkın üyesiyim.
İlk yazım NURİ idi. Sonra MAHALLENİN EFESİ ni yazdım o yazı günün yazısı seçildi. Dünyalar benim oldu.
O günden bu güne neler oldu? Kimler geldi kimler geçti?
Tacettin Yıldırım; devre arkadaşım. Bu siteyi o tavsiye etti bana. Üye olmamı sağladı. Acemiliklerimde yardımcı oldu. Yüreklendirdi, yorumlarıyla destek verdi.
Daha sonra Toynak’ı(Secaattin Öztürk) tanıdım. Dost olduk. Tacettin, Toynak, ben; site arkadaşlarımız üç silahşorlar derlerdi bize.
Eser Akpınar, Emine 45(Emine Uysal), Mavideydi Sevgi(Sevgi Salman),Nermin Kaçar, Ayhan Sarıkaya yazı arkadaşıydık. Edebiyat Defterinin İzmir’deki bir etkinliğinde tanıştık, dost olduk.
Aynur Engindeniz, Numan Kurt, Günay Özdemir, Fikret Tezel, Aysel Aksümer, N.B.C.,Sahaf, Ağyar, İncidal, Oya Gedik, Afet İnce Kırat, Erolabi, Davidof, Esma Kahraman(7 Tepe), Su Misali( Gülhun Ertilav), Halil Kesler(Halil Kaptan), İbrahim Çelikli, Mustafa Sakarya, Genç Ozan, Banu Uludağ, Ahmet Sargın( Yozgat’taki etkinlikte bizi çok iyi ağırladı),Mehtap Yıldız, Mehtap Altan, Billur T. Phelps,Handan Akbaş,Levent Taner, Robinson7575, Alibaba, Onur Bilge diğer yazı arkadaşlarımızdı. Bir birimizin yazılarını okur yorumlardık.
Şimdi onlar Defterde yok.
Kemnur(Kemal Paracıklıoğlu şarkıcı Halil Sezayi’nin babası), Cinok(Devletin üst kademlerinde görevler yapmış bilge insan. Bana yazılarında hep pehlivan derdi.) Onlar şimdi isteseler de olamazlar. Bu dünyada değiller artık. Yattıkları yerler nur olsun.
Sami Biberoğulları(Sami Hoca) diğer yazı dostumdu. Tarih öğretmeniydi. Atatürk’ün aleyhine yazılar yazıyor düşüncesiyle dostluğumuz bozuldu. Yazılarımızla büyük kavgalar ettik. Onunla tanışmak(!) için iki defa İstanbul’a gittim. Karşılaşmak nasip olmadı.
O da yok.
Ahmet Çıtak(Mirim) iyi bir şair, iyi bir şiir yorumcusudur. Yazılarımızda ufak sataşmalar yapardık. Sonra hemşeri olduğumuzu öğrendik, dost olduk. Suat’la(Suat Zobu)beni aldı. Yedi göllerde, İstanbul’da üç gün ağırladı. Merttir, cömerttir. Şimdi konuşmuyoruz. Ben neden dargın olduğumuzu hatırlamıyorum. Ona sorsanız belki o da hatırlamıyordur.
Suat Zobu; onunla da çok iyi dostluklarımız oldu. Moralimin çok bozuk olduğu bir gün yayınladığı bir yazısına hiç te hoş olmayan yorumlar yazdım. Aslında hedefim ne o yazı, ne de kendisiydi. Ertesi gün aradığımda; telefonum da, Defterdeki sayfam da engellenmişti. Tercih kendisinindi. Bir şey diyemem.
Benim defterdeki diğer iki yazar arkadaşımda Necati Kavlak(meslektaşım) ve Ahmet Zeytinci’dir. Bir birimizin yazılarını okur güzel yorumlar yapar(dık)ız. Yazılan yazılarda az da olsa yaşamlarımız hakkında fikrimiz oluşuyor. Özellikle bu iki dostumun okuyup beğeneceğini umduğum SEÇENEK başlıklı bir yazı yayınladım. Her iki dostumda o yazımı okumadı. Doğru ya da yanlış Defterde –al gülüm ver gülüm- hep oluyor.
Fatma Oral; ne zaman yazılarıma ara versem yazar bana: “Abim nerelerdesin?” Sağ olsun var olsun.
Serap Irkörücü; Ne kadar bilge biriydi Serap Hocamız. Okuduğu yazının yüreğine girer, yazarının dahi düşünmediği incelikleri bulur ortaya çıkarırdı. Ondan çok yararlanırdık. Küstü mü, küstürüldü mü?
Bilmiyoruz. O da yok şimdi.
Sahi bir de Mehmet Burhan Akın hocamız vardı değil mi? Ben onun üslubunu Yaşar Kemal’e benzetirdim. Hocam da kayıplarda.
Şimdilerde birçok güçlü yazarımız var. Yazılarını zevkle okuyorum. Öyle yazılar yazıyorlar ki; Bedri Rahmi’nin dediği gibi yazarlığımdan utanıyorum. Bana ABİ derler.
Bir eflatun Ölüm,Rû, Den(iz), Neneh ve diğerleri… Yalnız İsabella hariç.O BEDRİ BABA der. Ben nasıl mutlu olmam? Ben nasıl Defterimizin hakkını inkâr ederim?
Yekta Attila; Seni unutur muyum hiç. O kendine has yorumlarınla yazılarımın bal üstü kaymağısın.
Sana müteşekkirim.
Ayhan Sarıkaya ve Toynak’la haftada en az bir kez telefonla görüşürüz. Hani GİTMESEKTE GÖRMESEKTE dizelerinin olduğu şiirdeki gibi görüşmesek te, bilmesek te birçok dostum, arkadaşım kardeşim var benim bu site de.
Görüşme deyince;
Sitemizin yöneticisi ANSIZIN Habib Dağ’ı Yozgat ve İzmir etkinliklerinde görme tanıma fırsatım oldu.
Kendisi genç, mütevazı ve bol gönüllü birisi. Ben kendisini özel günlerde arar, iyi dileklerimi bildirir kısa da olsa sohbet ederdik. Son zamanlarda telefonlarıma da, mesajlarıma da cevap vermiyor. Canı sağ olsun. Vardır elbet bir nedeni.
Evettt…
Garson getir bizim hesabı. Birkaç çay, üç beş kurabiye ye bu gevezelik çekilmezdi. Ama biz edebiyatçılar hoş görülüyüzdür.
Bir günde siz anlatın.
Hep beraber dinleyelim.
Var mısınız?