Adam eşeğe boynuz takıp cifte koştu.
Bir gün bir atlının yolu tarlaya düştü ve çiftçinin yanına gelip,tek eşekle bu kocaman tarlayı süremezsin dedi.
Köylü,öküzümün biri amansız bir hastalığa yakalanıp öldü dedi.
Atlı dedi sen eşeği öküz sanıyorsun galiba.
Anası Hollanda ithalidir çok yaman öküzdür dedi köylü.
Madem eşeğe öküz diyorsun,neden başına boynuz geçirip eşek olduğunu gizlemeye çalışıyorsun dedi atlı.
Gizlenen bir şey yok sen öyle görüyorsun,eğer öküzle eşeği karıştıracak göze sahipsen ben ne yapabilirim,öküz ne yapabilir dedi köylü.
Atlı köylünün inadını kıramadı fakat aklına bir plan geldi,ertesi gün iki öküzle yine köylünün tarlasına uğradı köylü tek eşekle çift sürmeye devam ediyordu.
Atlı bukez başka bir kılıkla atsız uğradı tarlaya,önce selam verip ne aradığını söyledi.
Dedi pazara gidiyorum,bu öküzleri tek eşek fiyatına satacağım.
O zaman köylünün gözleri parladı ve benim eşeği vereyim sana dedi.
Atlı senin elinde tek öküzden başka bir şey yok deyince,köylü dedi vallahi bu öküz değildir,öküz sansınlar diye başına boynuz geçirdim.
Bazen insanlar arasındaki diyalog hikayedeki gibi uzayıp gider.
Bu insanlar arasında yaşanırken,kurumlarla insanlar arasında da yaşanır.
Olay kişinin baktığı pencereden gördüklerini ve amacını yansıtır.
Bazıları eşeğe boynuz geçirip öküz diye başkalarına yutturmaya çalışırken,kendileri gerçekten ve canı gönülden onun bir öküz olduğuna inanırlar taki,okkalısından yutulacak bir lokmayla karşılaşana kadar.
Orada bir yutulacak lokmaya birde boynuz geçirdikleri eşeğe bakarlar,bakarlar ki lokma büyük derler vallahi biz boynuzu bile bile geçirmiştik,oysaki eşeğin öküz olduğuna işlerine geldiği sürece inanmışlardı.
Ístediler ki başkaları da inansın fakat yaşamda iki öküzü bir eşeğe feda edecek kadar yiğit insanlarda vardır ve bunlar keşifçilerdir,hem doğayı keşfetmeye çalışırlar,hemde insanin fetbazını.