8
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
877
Okunma

Apart:
İki veya salon dâhil en fazla 3 odalı, yeme içme ihtiyaçlarınızı kendinizin karşılayabileceği açık mutfağı ve yine kendine ait banyo ve wc si olan dairelere apart daire denmektedir.
Isparta öğrenci kenti olduğundan onlardan çok var.
Apartman:
Genellikle konut olarak yapılan, birkaç katlı ve her katında bir ya da birkaç daire bulunan yapı,
Yanlış bir şey yapmayım diye iki kelimenin anlamlarına baktım. Sözlük apartı da, apartmanı da böyle isimlendiriyor.
Önceleri bazılarımızın köylerde oturduğumuz yıllarda üst katların tahta aralarından baktığımızda ahırdaki öküzlerin, ineklerin sırtı görünürdü. Gün oldu, devran döndü, üç beş katlı apartmanlarda oturur olduk. Bu ya görevimizin ya da gelirimizin bir gereğiydi Geçmişimizi unuttuk.
Genelde –kapıcı- deriz biz onlara. Hemen hemen şehirlerde her apartman da görevlidirler. Duvarları su alan apartman girişlerindeki usulen yapılmış bodrum dairelerde otururlar. Çöpümüzü döker, markete, bakkala gider istediklerimizi alırlar. Kızları güzel, oğulları yakışıklı olsa da kimse bakmaz onlara. Çocukları sitenin çocuklarıyla oynayamazlar. Onlar kapıcı çocuklarıdır çünkü.
Oturduğum site 36 daire. Bizim de bir kapıcımız var. Ben ona hiç kapıcı demedim. Daha önceleri:
“Sen, var ya 36 dairenin de sahibisin. Sen olmazsan biz kokarız be Ali…” Derdim.
“ Sen öyle diyorsun ama abi, neler gördüm, neler duydum yıllarca. Senden başka kimsenin evine girmedim. Bir lokma ekmeğini yemedim. Ben insan değil miyim? Her ay aidatları toplamak için kapısını çaldığım dairede oturanlar vermek zorunda olduğu aidatları köpeğe kemik atar gibi veriyorlar.”
Ali uğradı bu gün:
“-Bu günlerde yalnızım belki de senden ilk isteğim pazara gidersen bana da bir şeyler al- dedin. Pazara beş yaşındaki oğlumla gittim. Mutfak için alınanların yanında muz da aldım. Oğlum gördü. Muzdan istedi. Senin paranla aldığım muzdan bir tanesini ona verdim. İşte paranın üstü. NE OLUR OĞLUMA VERDİĞİM MUZU HELAL ET”
Devam etti Ali:
“Ayrılacağım be abi. Beni hor görmelerine dayanamıyorum artık…”
“Hayır, Ali ayrılma “diyemedim:
“Ayrıl be Ali. Hani derler ya– aç mezarı yok – işin rast gelsin.”
Düzen budur. Kimisi çöp biriktirecek kimisi de atacaktır. Ancak; Ne idim ne oldum dememeli insan. Şu helalleşme işinin bir adaletli yönü yok mu?