Şeytan 3
Antik mitlerin hemen hepsi aslında aynı yaratıktan söz ediyor olabilir mi? Bizim Şeytan dediğimiz cennetten kovulmuş melek mi bu? Peki ama nasıl oluyor da insanlığa aydınlanmayı ve bilgiyi getirdiği söylenen bu yaratık kötü olan her şeyin ete kemiğe bürünmüş haline gelebilmiş.
Lucifer kelimesi Latince de mit mük fer yani ışık yapan anlamına gelir. Yunan mitolojisinde de aynı, Prometeus, ışığı tanrılardan çalan demek.
Bunların hepsinin farklı dillerde aynı figüre işaret etmeleri çok hoş bir fikir. Ama insanlar için hoş elbette, dini geleneklerimize göre ve binlerce yıl önce eski kutsal metinlerden seçme yapanlara göre böyle değil. Şeytandan veya Lucifer’dan kötücül bir figür yarattılar. Belki başka türlüydü belki iyiydi.
Şeytan gibi bir şey ararken mutlaka ahlaktan söz etmemiz gerekmiyor. Aslında biz atalarımızla ilgili şeyleri araştırıyoruz. Mitolojiyi araştırıyoruz. Atalarımızın uygarlığı kendi kendine geliştirmediklerini, insan olmayan zekadan yardım aldıklarını anlatan hikayeleri araştırıyoruz. Bu tür öykülere baktığımızda da bu zekanın şeytan olduğunu görüyoruz.
Şeytan bir insan da olabilir, tanrı da, melek de, uzaylı da. Bir şekilde kötücülleştirilmiş bir şey.
Lucifer, Prometedir, ışık getirendir. Çok iyi bir iş yapmıştır. Kendisi bize ateşi getirendir. Bize kendi başımıza bir şeyler yapabilme fırsatını verendir.
Eğer İncil’de anlatılan Şeytan kaynağını uzaylı bir varlıktan aldıysa, efendilerinden bilgiyi çalıp, ilk insanların iyiliği için kullandıysa, o zaman neden katıksız kötülük yapan bir yaratık olarak tanımlanıyor. Antik astronot kuramcıları bu sorunun cevabının eski yazılarda değil şeytan tarafından ele geçirilmiş sayısız olayda yattığına inanıyorlar. Şeytan tarafından ele geçirilme belki de şeytanla ilişkilendirilen fenomenlerin, en korkutucusu ve mantık dışı olanı. Hristiyan geleneğine göre ele geçirme bir iblisin insanın vücudunun içine girmesi ve o kişinin fiziki ve ruhsal varlığını yozlaştırmasıyla meydan geliyor.
Şeytan tarafından ele geçirilme inancı çok yaygın. Dünyanın her tarafında aşağı yukarı görülür. Şeytansı enerjinin varlığına inanılır. Karanlık korkunç bir iblis insanı ele geçirir, vücudunu ele geçirir, aynı zamanda da zihnini, bu kişi özgür iradesiyle davranamaz. Karanlık güçlerin kölesi haline gelir.
Dünyada var olan iblisler insanlar yani bizi etkilemek yani baştan çıkarmak ile ilişki kurarlar. Bu saldırı bizi fiziki olarak sakatlar, hücum eder, vücudumuzda ve zihnimizde etkilere yol açar.
Bir çok Hristiyan iblislerin her şeye kadir Tanrıya baş kaldıran şeytanın isyanı sırasında ondan yana olan düşmüş melekler olduğuna inanıyor. Belzabap, Azmadeus, Malık ve Mamun gibileri …. İnsanoğlunun ruhunu yozlaştırmaya adamışlar kendilerini.
İncile bakacak olursak İblisler düşmüş meleklerdir. Luciferle birlikte cennetteki bütün savaş sırasında düşenler yani. Amaçları insanoğlunu kandırmaktır, kötülüğe sevk etmektir, Tanrıdan uzaklaştırmaktır, bir çok kast vardır içlerinde, ruhunuzun en dibindeki sıradan serseriliklerden yukarıya idarenize zekanıza kadar yükselir, ve insanoğlunun yapıp ettiklerine hükmederler.
Aslında ordu gibi düşünün, generaller var, subaylar var, erler var… Dokuz (9) mertebe bulunuyor. Düşen meleklerin hepsinin üstleri vardı, en tepede ise Şeytan bulunur tabii.
Bir çok dini gelenekte, etkilen kişinin bedeninden şeytan çıkarmak için çeşitli kutsal ayinler bulunuyor.
Şeytanın karşısına İsa’nın kanıyla çıkıyorum. Rahip Bop Larson, bir çok kez İblislerle ve Şeytanın kendisiyle yüz yüze geldiğini söyleyen bir Evanjelist rahibi ve şeytan çıkarıcı. İsa’nın kanıyla acı veriyorum sana, acı veriyorum sana şeytan… Ben Tanrının şeytanı kovan insan ruhlarını özgürleştiren bir aracı olarak buradayım. Bunu yapan benim gücüm değil, Tanrının gücü. Ben sadece O’nun kullandığı bir aracım. Benim misyonum olabilecek bütün İblislere, olabilecek bütün insanların içinden çıkarmak ve hepsini cehenneme göndermektir. Tek amacım işte bu. İblis metafiziktir, görünmezdir, ruhtur, maddi bir bedeni yoktur, dolayısıyla iblis kötü bir şey yapamaz, İblis savaş başlatamaz, silahın tetiğini çekemez, kimseye tecavüz edemez, iblis bu kötü şeyleri yapabilmek için bir bedene ihtiyaç duyar, dolayısıyla iblisler içine yerleşecekleri insan ruhları ararlar, bu sayede insan şekline girerler ve ölüm ve yıkım planlarını hayata geçirirler.
Larson’a ve diğer Hristiyan ilahiyatçılara göre İblisler dünyada daima var oldular ayrıca oradan oraya sürekli dolaşarak yıkım tohumları atıyorlar, peki ama nereden geldiler. Cehennemden mi, yoksa acaba başka bir yerden mi?
Hem Yahudi hem de Hristiyan kitaplarında ve diğer dini kitaplarda iblisler hiçbir zaman doğasının özü bakımından incelenmez, nerde olduklarını bilmez, anlaşıldığı kadarıyla paralel bir gerçeklik var bizim uzay zaman boyutumuzun dışında, Onlar orada biz buradayız, Eineştayn öteki alemlerin kapısını azıcık aralamayı başardı, kendi bildiklerimizin ötesindeki bir gerçekliğe kısaca göz atabildik. Bu başka alemin nerede olduğunu bilmemiz lazım, yalnız ne zaman şeytan çıkartsam o alemlerden içeri giriyorum zaten. Ben maddi ve doğal bir alemdeyim ama bir yandanda iblisin var olduğu başka bir aleme de giriyorum, dolayısıyla fizikselden metafiziksele geçiyorum, orada ne olduğunu bilmek zorunda değilim, benim misyonum basit, o dünya hakkında herşeyi öğrenmek değil, misyonum iblisi insan ruhundan çıkartmak.
Şeytanlar ve İblisler başka bir aleme ait varlıklar olabilir mi ve bu alem cehennem değil de uçsuz bucaksız uzayda başka bir dünya olabilir mi ve gerçekten kötücül yaratıklar mı?
Kenan’da bulunan Megiddo (Mecido), Nasıriye den sadece kırk (40) km uzakta. Bu antik şehir İncil’de 10larca kez geçiyor, en fazla da kehanetler kitabında. Dini metinlere göre şehrin dışında bulunan meşhur Megiddo ovası her şeye kadir Tanrının ordusuyla, Şeytanın kötülük ordusunun nihai savaşı verecekleri yer.
Vahiyler kitabı incildeki en karmaşık metinlerden biridir kesinlikle. Kıyametsel denilen malzeme setin içinde bulunur. Bize gelecekte yaşanacaklara dair bir fikir veren metindir.
Kenandaki Megiddo veya Harmegiddo denilen vadide bir savaş olacak, Armegadon yani.
Şeytan dünyanın her yerinden topladığı ordularıyla Megiddoya gelip Hz İsa ile savaşacak.
Şeytan çeşitli suretlere bürünerek, çeşitli teknolojiler kullanarak, insanoğlu içinde bir çok köle toplayacak, sonunda jeopolitik bir güç haline gelecek, yani bütün dünyaya hükmeden bir diktatör olacak.
Vahiyler kitabında bu savaşın göklerle yeryüzü arasında olacağı anlatılıyor. Gökyüzünden melekler inecek, iblisler karalara yayılıp ateşli kılıçlarıyla yakıp yıkacaklar, ve her şeye kadir tanrı gökyüzünden yıkım yağdıracak.
Vahiyle kitabını okur ve yazılanların gerçekten olacağına inanırsanız, çok korkunç şeyler olacaktır, yani kitapda olanlara bakılırsa dünyada sarsıntılar olacak, depremler olacak, gökyüzünden ateşler yağacak, melekler gökyüzünden savaşacak, sonra şeytan devamlı geri dönecek ..
Peki ama İncil kaynaklı bu kehanet kıyamet gününü, depremleri ve savaşları haber vermiyorsa… Ya başka hatta çok olağan dışı bir yorum daha varsa…
Vahiyler kitabı bize bazı kişilerin uzaylı faaliyeti diye bir şeyi anlatmıyor mu sizce?
Bir düşünün doğaüstü varlıklar kosmosun içinde uçuyorlar, tropetler çalınıyor, gökyüzünden ateşler yağıyor, karanlık ile aydınlık, iyilik ile kötülük arasında büyük bir çatışma var. Burada kozmik bir düalizm söz konusu ve burda çok uzun bir süre önce ilahi otoriteye baş kaldırmış olan çoktan dışlanmış gezgin meleklerin bastırılması söz konusu.
İncilin vahiyler kitabı aslında bir uzaylı savaşına mı atıfta bulunuyor, insanlığın ilahi yazgısı üzerinde çıkacak bir savaşa, eğer öyleyse şeytan kim veya ne bir iblis mi bir kötülük mü kötülüğün ete kemiğe bürünmüş hali mi , yoksa aslında iyilik yapan uzaylı bir varlık mı? İnsanlığı karanlıktan ve cahillikten kurtarmak için uzaylı yaratıklardan teknoloji çalmış bir yaratık mı… Eğer öyleyse o zaman şeytan neden kötülüğün gücü oldu, yoksa kendisine karşı Tanrının yanında duran insanlığı cezalandırmak mı istiyor. Uzaylı teknolojisini, insan davranışlarını henüz anlayamadığımız yöntemlerle değiştiriyor olabilir mi acaba?
Kendisi düşmanlık, yalancılık veya Lucifer kavramıyla içten içe geçmiş bir sınava, düşmüş bir melek kavramıyla iç içe geçmiş bekçilerin isyanına öncülük etmiş olan lideri …. Bence sonuç olarak bizim Lucifer da bulduğumuz şey, bütün bu farklı düşüncelerin ve farklı karakterlerin bir bileşimi..
Şeytanın serahim denilen melekler sınıfından olduğunu unutmamak önemli.. Serahimler dünyaya insanlığa bilgelik taşımak üzere gönderildiler..
Kiliseler bundan kötü canavar şeytanı yarattılar, nedendir bilinmez. Ancak gerçek şu ki şeytanın misyonu insanlığa bilgelik ve bilgi taşımak.. İnsanoğlunu yok etmek değil, göz kulak olmaktır..
Aslında şeytan kötü biri değil, karanlık olmadan ışık olmaz, yanlış yoksa doğru da yoktur, böyle şeyleri kendi kendinize öğrenirsiniz, sonunda doğru ve yanlış arasında bir seçim yapar ve kendimizi buluruz zaten. Nihayetinde biz kendimizin ürünü oluruz, kendimiz tanrı oluruz…
Şeytanın kötülüğün ete kemiğe bürünmüş hale gelmiş olması aslında bilgi taşıdığı insanoğluna bir ceza mı? Eğer öyleyse belki de yaptığı kötülükler kendisini terketmiş olan insanoğlundan intikam almak içindir. Ya da belki şeytanla ilişkilendirilen kötülükler büyük bir planın parçası olabilir mi, bizi daha sonrasına belki de nihai karşılaşmaya hazırlayacak bir dizi ahlaki sınav mı?
kaynak :
hdbelgesel.tv/filmizle/antik-uzaylilar-51.html
Kaynakta linki verilen 39 dakika 35 saniyelik belgeselin
yaklaşık olarak 26. dakikadan sonuna kadar olan bölümünün yazıya dökülmüş halidir.
Sonraki belgesel de “Uzaylı Operasyonları” onu da bir başkası yazıya geçirsin ya hu :))
YORUMLAR
Her ne ararsan içinde ara
İncilde Tevrat’ta Kuran’da değil
Ekremim😂
Şeytan da melek de insanın Ta kendisidir
Nice saygılarımla Kardeşim
Yinsani
saygı ve huzurla..
Nesildaşım bu yorumu yazıyorum ama lafımı yutmuş gibi olmak istemem...sitede bir süre şiir ya da vs. Bir paylaşın yapmama kararı aldım...tabii ki sevdiğim birkaç kalemi takip etmek için giriyorum zaman zaman...artik merakla beklediğim şeytan yazı dizisi bitince tebrik etmeden duramadım...
Emeğine, sabrına sağlık...kendi adıma zaman zaman merak duyup araştırdığım konulardan biriydi ve bu yüzden iyi bilirim derlemek oldukça zor bilgileri...belgeselden anlatım yapmak ise bambaska bir sabir işi kesinlikle....bu sebeple zor bir iş yaptığın ne denir...eline sağlık
Bu arada şeytan ile ilgili görüşüm; Lucifer dizisi olasıdır...ya da eğer olacaksa şeytan ancak şeytanın avukatı filmindeki gibi "AL PACİNO"olsun derim;))
Buna benzer kavramlara bakıldığı zaman birbirinden bağımsız topluluklarda hep benzer şekillerde türemiş hikayeler bulunur...sadece toplumsal yapılar birkac farklılık yaratır....tabii bu hikayelerin hep bir çıkış noktası olur ve başka başka yerlere tasinir....diyeceğim o ki öyle gökten inmiyor be kardeş...bildiğin karada ağından ağıza toplumdan topluma geçerek gelişiyor...
Uzatmadan tekrar tebrik ederim...sana yoruma gelmiştim sağlıcakla kal dilerim....
black_sky tarafından 6/5/2020 11:34:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
black_sky
Yinsani
Şeytan ise muammasını koruyacak daha:) Lakin bir sonraki bölümde yani 52. bölümdeki konularda çok ilginç. zaten teknolojiyi yakından takip ederim ki, artık beyinle uyumlu ve beyinsinirlerine göre hareket eden mekanik, biyomedikal kolllar da dünyada görülmeye başladı..Kolunu kaybetsen bile paran varsa ustasını buldun mu sana demirden çelikden asli kolun gibi kullanabileceğin kol ayak vb takabiliyorlar..Bu da bize mekanik insana götürecek ihtimal.
Dünya çağ atlayacak ancak devletler geri kalma yolunda hala birbirleriyle yarışıyor. insnaın gen ve ruh haritası tam anlamıyla çıkarılabilir mi veya bu teknoloji nerede daha ??
Şeytanın ve meleklerin gıpta edeceği bir tür olma yolunda ilerliyoruz, son 30-40 yılda bir çıta atladı insanlık ancak insan yedisinde neyse yetmişinde o hesabı eğitim ve öğretimin çağın gerisinde kalmasının ve kuşakların anlayış farklılıklarının acısını daha çekeceğiz anlaşılan..
Şimdilik çok aşağı bir türüz daha.. çok kusurluyuz.. eksiğiz her konuda.. :)
Bedenine hükmedebilen, zihnine hükmedebilir, zihnine hükmedebilen dünyaya hükmedebilir desem abartmış olmam sanırım..:))
sözle veya yazıya veya ideale herşey kolay lakin gerçekler epey zor daha...:(
defter ve yazı şiir paylaşma ise dediğin gibi, 3-5 belki 10 kişi olasun fikri açık vicdanı hür yeter.. eksilmeyin nesildaşım, küsmeyin deftere...veya varsa başka bir defter oraya geçelim diyeceğim ama alışkanlık yaptı, ben daha bir türlü kopamadım.. biraz daha takılırım gibi..yine de pek tadı kalmadı sanki..
saygı ve huzurla efendim.
eksik olmayın..
black_sky
Şeytanlara büyücüler , vampirler, türlü gece yaratıkları, tanrılar, yarı tanrılar, iblisler be daha daha birçok varlık...çok ama çok eski zamanlardan beridir fileden dole toplumdan topluma anlatılan hikayeler....bana göre hepsinin varlığına inanırım...tabii ki asıl merak konusu zaman içinde bu varlıkların nasıl sekillendigi...yani şeytan iyiyken kötü ilan edilmesi gibi...
Yine ilginç jir bilgi...cadılar...tarih içerisinde öyle farklı şekillenmişler...genelde hatta hepsi kadın olmuş cadıların...bir dönem çirkin, ucube gibi resmediyorken sonra alımlı fazlasıyla seksi olarak resmedilmiş...bu değişik o zamanki toplumsal algıyla direkt alakalı...
Aslında cadı konusuda bir hayli ilginç nesildaşım...çok farklı kültürlerde dilden dile gezen ve büyü yaptığına inanılan karakterler bulunuyor...güzel bir yazı diziside buradan çıkarmış:)))
Konular çokça ilgi çekici bana göre...diğer boyut ya da fantastik öyküleri ruhlar alemi her ne ise yaşadığımız dünya kadar gerçekliği var diye düşündüm hep...
Ne diyeyim nesildaşım ben halen seni okumak için uğruyorum buralara...ama huzurum kaçtı biras gereksiz durumlardan...belki bir gün bu duygu gider içinden öylece geliveririm...ama şu an okumak oldukça güzel...
Eksik olma dilerim ve hep yazmanı..
Saglicakla
Yinsani
Bilemiyorum nesildaşım, daha ne görmemiz gerekir.. ihtimal doğaüstü bir şeyler, metafizik bir şeyler ne olursa... şeytan melek karagüç beyazgüç, paralel evren,zaman yolculuğu, tayyi mekan...
o kadar çok hapsolmuş gibiyiz ki.. Bu mahpus da daha bizi ne huzursuz edebilir ki.. 3 . dünya savaşı mı, uzaylıların ziyaretimi, isanın gelmesi mi:)) yazıda da bahsedilen göklerin ve yerin çatışması mı??? bizi artık şaşırtacak fazla bir şey yok.. belki tanrı geldim işte burdayım ben bu işte ustayım çekirge zıpla bakalım derse:))) biraz şaşırabilirim:))
2018 yılı predatörü izledim bugün.. omurilik sıvısından en sağlam türe dönüşmek için çalışan uzaylı avcılar:))
arkeoloji veya dünya tarihi, toprak altında kalanları ve çıkanları, eski uygarlıkları tanımlamaya güç yetmiyor..
tüm bunların yanında günlük sıradan işler, yeme içme ...sıradan fatura ödemeleri, alışverişler...
ben yazı okuyamaz durumdayım.. son yazını okudum şu siyah tişörtü enteresandı..:)
tüm gerçekler aslında ne basit ifadelerde saklı dedim..
hücrelerin veya dişlerin veya saçların veya alın kırışıklıklarının vb kendini yenileyemediği bir türüz.. çok alt bir türüz sanki..
kimi zaman aman be diyorum.. lakin yine de devam diyorum..
ay tutulmasını izledik bugün... :))
bir insan zihin kapasitesinin yüzde 100 ünü kullanmaya başlarsa ne olur diyordu LUCK de:))
black_sky
Son yazı pek iyi değildi attım o da bana gol atti;)) defterden olduk:))
Teknoloji giderek gelişiyor ama içimizde dolmayacak derin boşluklarla ilerliyoruz... ne denir...artık ne düşüneceğimi bile bilemedigim haller içerisinde buluyorum kendimi.. ve tıpkı bir robot gibi programlanmış yaşıyoruz sanki..
Yinsani
atılmış siteden ama hala yorumunun duruyor olması sitenin eksikliği..
sitenin en berbat özelliği... yorumları ve yorumlara verilen cevaplarda üyenin silme yetkisinin olmaması..
sıkma üzme canını sakın..
insanlar neye saracağını bilemiyor...
baksana son şiirime..:) gırgıra karaladım...:))
hayatçok eksikliklerle dolu..
mesela lahmacunun ve pidesini sevmediğim bir lokanta siparişleri çok hızlı getirir hem de uzak olmasına rağmen..
lakin lahmacunun ve pidesini beğendiğim yer
çok geç getirir siparişleri..kimi zaman lanet olsun bir daha oradan sipariş vermeyeceğim desem de yine veriyorum..bugün sinir oldum mesela, 48 dakikada geldi sipariş ya hu...
neyse benim zihin karıştı.. kulaklıkta luck filmi, gözler piyasalarda, eller klavyede yorum yazıyor.. her parmak da on marifet:))
sen yeni bir yazı yazarsın şimdi...
hatta şiir olabilir... ne bileyim karala gitsin..
her zamanda önem verilmez ki her ifadeye ve cümleye...
hani olur ya tıbbi cihazlarda osiloskop denir temelinde ama şu kalp eğrileri sinüs eğrileri..
öyle biraz da yaşam ve düşünme...
black_sky
Yorum içeriği değil de...bende gergiigi kaldı...Eskiden deftere her girişimde heyecan duyardım o gerginliğe döndü...o yüzden bu hissiyat geçene kadar uzakndurmak mantıklı geldi...Aslında yorum yazmayım dedim ama yazılarını okuyup yazmadan duramadim;)) artık bu da benim ayıbim olsun..
Dediğin givi her şey beyni anda olmuyor..biri varsa diğeri yok...önemli olan sana uygun ve önemli olan bağışı onu bilmek...gerisini görmezden gelmek...ben şu an bana önemli gelen şeyin sıralamasını kaybettim...buranın dışında kalan hayatın hepsi sıkıntı doluydu burada nefes alıyordum nefesim kesildi:)))
Kendime yeni uğraşlar bulmam lazım sanırım;))
Yinsani
yazılarda haber ve bilgi arıyor hale geldim zaman içinde.. haber sitelerinden bahsetmiştim yazının birinde... başlık cennet gibi yazının içeriği 5. dünya ülkesi gibi çoğu... var mı öyle bir kategori..:))
müzik kursları
spor kursları
resim kursları
teknoloji kursları...
blockhain kursu bulabilirsen git bence:))bilgisayardan az çok anlıyorsan...
şimdi çocuklara okullarda yazılım dersi veriliyor...şu gogle veya apple mağazaları için...:))
mutlaka bir oyun yazabilmeliyiz gençlikten kopmamak için bence:))
veya bir set roman al... okumaktan bıkmadıysan....
hatta toprak yeşerince knut hamsun olmalı en fovari romanımdır benim..
beyazdiş romanını da okuyabilirsin yeniden.. okumadıysan oku...
kimi zaman gecede 250-300 sayfa okuduğumu hatırlıyorum..
lakin imdi iki sayfa bile okuyamamak, hadi 5 sayfayı geçtim 20 sayfa sonra bıkıyorum hikayeden, senaryodan...
bu çağ bizi aştı gider nesildaşım..
black_sky
Saldırgan insanlar saldirganlari çeker sanırdım meğer saldırgan insan pek insan artırmıyormuş..artık kişiler kavramları bile kendi işine geldiği gibi yorumluyor...
En basiti iş ortamı; patron her türlü arsızlığı profesyonellik adi altında yapıyor ama sen buna karşı sinirlenince abartan ve gergin taraf oluyorsun..özellikle iş ortamından öyle bir gerildim ki...insana zerre değer yok..senelerce ter döktüğün firmalar seni sadece bir rakam , yeri gelince üzeri çizilecek bir şey olarak görüyor...samimiyetsiz , kişiliksiz ilişkiler...
yalan yok benzer bir durum yaşamıştım sinirimden ağladım oturdum...ya kendime zarar verecektim ya da ağlayacaktım...çaresiz hissetmek kadar insanı yıpratan bir şey görmedim ben ve yaşadığımız devir insanları yani gücü olmayanları her türlü çaresizlikle sınıyor...sırf birileri daha çok keyif yapsın diye...tabii ki bizi bu devir aşar nesildaşım.. asmasın da ne yapsın.. iyi yalan söylemek artık bir kabiliyet....
Yinsani
Teferruata girmiyorum lakin çok iyi anladığımı bilmelisin. 4 yıl oldu hala yaşıyorsam nedendir bilmem yani iş yok, iş arama isteği yok, mahkemeler 18 aya yaklaştı karar çıkmıyor, beraatin onanması lazım bilmiyorum nerede bekliyor, cüzzamlıları bilirsin tarihte aynı öyle..
devir hem teknolojik düzen hem de alt kesimler için cehennem gibi, üzerine bir de toplumsan hatta dünyasal salgınlar... işçinin köylünün sgklının emeklinin durumunu nasıl izah edebilirsin. edemezsin..
bir şekilde gülebilmek için yol bulmalı zihin.. parasız olmaz, çalışmasız olmaz.. bir de inanç değişimine uğruyorsan yandı keten helva..
insanlara komedi gibi geliyor. düşün işsizsin veya özelde veya devlette zulme uğruyorsun ve yıkılıyorsun..
bir de terörist olarak fişlenip işsizsin, özelde veya devlette zaten terörist olarak görülüyorsun :))
konumuz şeytan ya, şeytan bu hayatın neresinde???
berbat ki ne berbat bir durum yani..
lakin bahar gelir kış sürüp gitmez ..
umarım düzelir iş hayatın..
nfk'nın birmısrası var ya..
öz yurdunda garipsin öz yurdunda parya...
işsizler, işçiler, torpilsizler, köylüler, alt kesim , eyt liler, 65 yaş üstü... bilemiyorum yangın her yerde ateş her yere birer birer düşüyor..
ve sönecek mi , en kötüsü de şu ki; umut yok.
yalan , tek gerçek olmuş.. zulüm artık anayasanın yerine geçmiş..
lakin güneş doğuyorsa umut vardır...
saygı ve huzurla..
black_sky
Haksızlığa uğrayıp artık kendine yediremeyip kendini öldürenler....var mı acaba hesap günü...umarım.vardir..
Armegedon gerçekleştiğinde ki umarım gerçekleşir bir hesap soran çıkar...varsa hesabim sorulsun ama o kişilerin de ödediğini görmek tüm acılarımı alırdı..
Çaresiz kalanlar en çok umutlara sarılıyor sanırım...dediğin doğru her gün yeni bir gün hatta her gün geri kalan hayatının yeni günü...direnmeye devam elimizden geldiğince..
Sağlıcakla kal hep
Yinsani
saygı ve huzurla