6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1067
Okunma

Evet.
Bu beladan kurtulmanın bir yolu da evden çıkmamak. İnsanlarda bir mahzunluk, bir moral bozukluğu.
Aynısı bende de var. Sanki her gün sokağa çıkan biriymişim gibi. Arada bir Askeri Gazinoya gider arkadaşlarla buluşurdum. Şimdi onu da yasaklamışlar. Oysa çok demişliğimiz vardır:
“Bir izin verseler de şöyle bir ay evden çıkmasam. Yatıp uyusam.” Diye.
İnsanoğlu böyledir işte. En sevdiği işi bile emirle yapmak istemez.
Ben teknolojiyi birçok yararı olmasına rağmen bir türlü sevemedim. Hani hepimizin ellerinde var ya o telefonlardan; mesajlar, resimler çekiyor, videolar yazılar gönderiyoruz. Nefret eder oldum o cihazdan artık. Geçmişim televizyonun başına ya haber dinliyorum ya da sevdiğim bir programı takip ediyorum.
“Dıtt.. Dıtt..”
Önemli bir mesajdır diye açıp bakıyorum. Başımızın belası Korana’yla ilgili nereden bulmuşsa bulmuş ya bir yazı ya da bir video. Siliyor kapatıyorum. Biraz sonra yine:
“Dıtt… Dıtt…”
Yine başka bir yazı. Ya da biraz evvel gelen videonun aynısı. Sinirlenip kapatıyorum.
“Dıtt… Dıtt…”
Vela havle vela kuvvet… Bu sefer gelen mesaj:
“Biraz evvel sana bir video gönderdim. Aldığını biliyorum. Ama cevap vermedin. Ben espriyi çok beğendim. Sen beğenmedin mi?”
Hadi buyur!!!
Ters bir şey yazsam, tanıdık, kırmak istemiyorum. Çocuklara sordum:
“ Baba altta yuvarlak kafalar var. Gönder onlardan birini gitsin.(O kafaların adını da söylediler ya şimdi unuttum.)
Öyle yapıyorum.
Hani espri yapılmaz değil. Yapılması da lazım. Ama arkadaş bu yirmi dört satın her saatinde olmaz ki!
Yatmışım uyumak üzereyim.
“Dıtt…Dıtt…”
Adamı uyku tutmamış. Elindeki aleti karıştırırken bir şey bulmuş. Hoşuna gitmiş:
“Dur şunu Bedri’ye göndereyim.”
Açmasam merak ediyorum önemli bir şeydir diye. Açıyorum daha önce gelenlerin aynısı…
Hadi uyu bakalım uyuya bilirsen?
Daha önce Usul’den bir hasta vardı evimde. “Siz biraz dinlenin” dediler. Bir süreliğine diğer çocuklarından birisi aldı.
Biz de; “Fırsat bu fırsattır.” Dedik Füru’larımızdan birine gittik, başımızı dinlemek için.
Dinlene bildik mi?
Ne gezer…
Oradan da dert küpü olduk döndük.
Bana bakın eyy, Keranacılar espri size aitse; başım gözüm üstüne, okur görüşümü de yazarım.
Size ait değilse öyle kopyalayıp yapıştırmayın.
Kendiniz gülün. Kendiniz oynayın…