4
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
715
Okunma

Hani bizde bir laf vardır ‘’ Kör ölür, badem gözlü olur’’
Öyledir gerçekten de.
Kadının biri kocası öldüğünde arkasından başlamış ağlamaya.
‘’ Ah benim canım kocam…O nasıl bir adamdı siz bilmezsiniz. Bir yatak yetmezdi ona da iki yatakta yatardı, bir sandalye yetmezdi de iki sandalyede otururdu, bir tencere yemek yetmezdi de iki tencere yapardım’’
Kadın böyle abarttıkça abartıp ‘’Bir yetmezdi iki’’leri sıralayınca komşulardan biri dayanamamış artık. ‘’ Evet evett. Rahmetli öyle bir adamdı ki bir tabuta sığmadı da iki ayrı tabutla taşıdık’’ Diye noktalamış olayı.
Toprağı bol olsun Fidel Castro öldüğünde işin doğrusu ben Türkiye’den daha fazla ses çıkacağını umuyordum. Yani en azından sosyal medyada deprem olması lazımdı ama her nedense bizim Castroculardan bile öyle fazla bir ses gelmedi. Bir iki cılız paylaşım dışında önemli bir şey duymadım, görmedim. Herhalde bizimkiler ‘’ Yahu adam doksan yaşındaydı zaten. Dünyaya kazık çakacak hali yok ya öldüyse öldü. Ne yapalım yani ardından yas mı tutalım’’ Diye düşündüler.
Oysa Fidel Castro sosyalist, komünist ve kendilerine Atatürkçü diyen pek çok insan için çok çok önemli bir lider olduğu gibi bu gün kendilerine ‘’Antikapitalist Müslümanlar’’ Diyen insanlar, hatta dindar, daha da ileri giderek dinci kesim tarafından bile en azından mücadelesi takdir edilen bir liderdi. Dolayısıyla da ben Fidel Castro’nun ölümü ile ilgili daha fazla paylaşım beklerdim doğrusu.
Yani ‘’ Kör ölür badem gözlü olur’’ Sözü Fidel Castro için pek de geçerli olmadı. Bir badem gözlü öldüğü halde gözleri badem olmayan herhangi bir ölenin arkasından yapılan övgüler Fidel Castro için pek gelmedi. Herhalde Can Yücel’in, Fidel Castro’dan daha önce ölmesinden kaynaklandı bu durum. Zira Can Yücel, Fidel Castro Türkiye’ye geldiğinde bakın ne yazmıştı şiir olarak onun gelişi ve gidişi ile ilgili olarak:
FİDEL’İN GELİŞİ GİDİŞİ
Fidel çok insan bir dev
Ağarmış saçları sakallarıyla
Karlı bir dağ.
Gözlerinde güleç
Kardelenler açıyor,
Sesi titremeyen bir ses
Umudun sesi.
Demirel’e Türkiye’yi övmüşmüş,
Mesut Bey’i de adam yerine koymuşmuş.
Laf kıtlığında asmalar budamıyor Fidel,
Son konuşmasında, yukarı yarımkürenin aşağı yarımküreyi ezmesine küreselleşme dendiğini mimledi.
Sade konut monut davasıyla da yetinmedi.
Emperyalizm yüzünden, insanlığın altından
Toprağın nasıl kaydığını anlattı,
Sosyalizmin teslim olmadığını temsil etti.
Hoş geldin Fidel,
Gidişinle de
Bizi yine nahoş çakallarla başbaşa bıraktın.
Can Yücel hayatta olmayınca Fidel’in ardından çıkan sesler de öyle pek gür olmadı.Halbuki Başbakan Binali Yıldırım bile nezaketen de olsa
"20. yüzyılın en renkli liderlerinden biri de Fidel Castro’dur. İzlediği yolu benimsemesek de, ülkesinin bağımsızlığı adına mücadele etti. Küba halkına baş sağlığı diliyorum."
Derken Dışişleri Bakanlığımız çok daha çarpıcı bir mesaj yayınlamıştı:
"Küba Devrimi’nin efsanevi lideri Fidel Castro’nun ölümü büyük üzüntü ile karşılanmıştır. Siyasi tarihe derin izler bırakan ve ülkesinde sağlıktan eğitime, sanattan bilime pek çok alanda köklü reformlar gerçekleştiren Fidel Castro, Küba’daki genç kuşaklara yol gösterecek değerleri ve idealleri miras bırakmıştır.
Hayatını adadığı mücadele sadece Küba’da değil, tüm dünyada yankı bulmuş ve farklı siyasi kamplarda dahi saygınlık uyandırmıştır. Küresel adaletsizliğe karşı çıkmış, daha eşitlikçi ve dayanışmacı bir dünya kurulması için çalışmıştır. “Başka türlü bir dünya mümkündür” sözleri de, hangi siyasi görüşten olursa olsun, bugün Latin Amerika’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Afrika’ya, milyarlarca insanın ortak özlemini yansıtmaktadır.
1996 yılında Habitat toplantısı için İstanbul’a gelen Fidel Castro’ya halkımız tarafından gösterilen ilgi ve sevgi hala hatırlanmaktadır.
Fidel Castro’nun ailesine ve dost Küba halkına taziyelerimizi sunuyoruz.’’
Dahası, mesela Cezayir, onun ölümü ardından 8 gün yas ilan etmişti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba başkanlığında CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan’ın oluşturduğu bir heyetin 3 Aralık’ta Santiago’da düzenlenecek mitinge ve 4 Aralık’taki cenaze törenine katılacak olması bile öyle çok da üzerinde durulan bir husus olmadı.
Fidel Castro Türkiye’ye gelmişti Habitat Zirvesi için…1996 yılında. O gelişinde de çok önemli bir mesaj vermişti.
Atatürk posterinin önünde basın toplantısı düzenleyen Castro, Atatürk’e, Boğaz’a ve Ayasofya Müzesi’ne hayranlığını dile getirmiş; bir de tabii ki Türk konukseverliğine… Türkiye’den tespih, baston, kilim ile Mevlana’nın Mesnevi kitabını satın almıştı. Daha sonra kendisini ziyaret eden Türk heyetine yine Atatürk’e duyduğu hisleri şöyle dile getirmişti:
"Devrimci Kemal Atatürk, bizim esin kaynağımız oldu. 1919’da Anadolu’dan emperyalistleri atmak için, Bandırma gemisiyle Samsun’a çıktı. Büyük bir zafer kazandı. Biz de tam 40 yıl sonra, ülkemizden faşistleri kovmak için Granma gemisiyle Havana’ya çıktık. Biz de zaferle kucaklaştık.’’
"Ben de devrim gerçekleştirdim. Ama Atatürk’ün yaptıklarını yapamazdım. Türkler sağdan sola doğru yazarken Harf Devrimi ile tam tersi yönde yazmaya başladı. Kıyafet Devrimi ve Medeni Kanun’la kadınlara getirilen statü çok önemliydi. Ona ve devrimlerine hayranım. Kendinize başka bir önder aramayın."
Evet…Bunları söylemiş olan Fidel Castro’nun ölümü her nedense Türkiye’de öyle çok da yankı bulmadı. ‘’Kim bilir belki de bizim millet Küba için benim gördüğüm tehlikenin farkına vardı ve bu tehlike Fidel’in ölümünden çok daha önemli olduğu için o noktaya odakladı’’ Diye düşündüm bir an ama benim gördüğüm tehlike hakkında da hiç kimsenin herhangi bir şey yazıp çizdiğini görmedim. Sanırım Türkiye’nin karşı karşıya olduğu felaketler dururken dünyanın öte ucundaki Küba’nın başına gelebilecek felaket hiç kimsenin dikkatini çekmedi.
Peki nedir Küba’yı bekleyen felaket?
Küba’yı bekleyen felaket , Castro’nun ölümünden sonra bu ülkenin özgür bir ülke haline getirilecek olmasıdır.
‘’Nasıl yani?’’ Dediğinizi duyar gibiyim.
Çiçeği burnunda ABD Başkanı Trump’ın Fidel Castro’nun ölümü ile ilgili yaptığı açıklamaya bakarsanız anlarsınız.
Bakın ne diyor Trump efendi:
Önce üç kelimelik bir tweet: ‘’Fidel Castro öldü’’
Hiç bir ruhu olmayan kupkuru bir ifade…
Ama hemen ardından açıklama geliyor:
‘’Castro zalim bir diktatördü’’
Daha da devam ediyor sonra:
"Küba halkının bundan sonra hakkettikleri özgür bir geleceğe adım atmasını umuyorum"
Küba halkı için güzel bir mesaj gibi görünüyor değil mi? Yani bunun neresi felaket?
Şimdi de felaket geliyor:
"Castro’nun yarattığı trajediler, ölümler ve acılar tabii ki geri alınamaz ancak bizim yönetimimiz Küba halkının hak ettikleri refah dolu hayatı yaşamalarını sağlamak için elinden geleni yapacaktır. Küba hala totaliter rejimle yönetilen bir ülke olmasına rağmen bugün, çok uzun süredir devam eden korkulardan uzaklaşmak için önemli bir dönemeci temsil ediyor. Muhteşem Küba halkının uzun süredir hakkettikleri özgür hayatı yaşayacakları günlere doğru bir dönemeç"
Altını çizdiğim cümleye dikkatiniz çekerim. Felaket işte orada. Zira ABD Irak ve Afganistan için de ‘’ Hak ettikleri refah dolu hayatı yaşamalarını sağlamak için elinden geleni yapacağını’’ söylemişti. Gerek Irak’ın, gerekse Afganistan’ın hakkettikleri (!) refah dolu yaşamı görünce Küba için neden ‘’Eyvah ‘’ dediğimi sanırım anlamışsınızdır.
Fidel, ‘’Çok İnsan Bir Dev’’ miydi yoksa Trump’ın dediği gibi bir diktatör müydü o konu hakkında herhangi bir yoruma girmeyeceğim ama ondan sonra Küba’yı hayırlı günlerin beklemediği kesin.
Bu arada onun ölümünü tencere tava çalarak kutlayan Kübalılar da var. Şöyle ki:
Dünya liderleri Küba devriminin lideri Fidel Castro’nun yaşamını yitirmesi üzerine taziye mesajları yayınlarken ABD’nin Florida’nın ’Little Miami’ bölgesinde yaşayan bazı Kübalılar, Castro’nun ölümü karşısında sokaklara döküldü.
Kutlama yapan Kübalılardan biri başkan seçilen Donald Trump’ın maskesini takarken bir diğer göstericinin “Şeytan, Fidel artık senindir. Ona hak ettiği gibi davran, huzur içinde dinlenmesine müsaade etme" yazılı bir pankart taşıdı. ( 2. Resim )
Velhasılıkelam: 4 Aralık 2016 Tarihinde Castro’nun cesedi yakılacak ama bence asıl yanacak olan Küba halkı. Allah yardımcıları olsun.
Allah, dünyadaki bütün ülkeleri ABD nin getireceği huzur ve refahtan korusun…
Fidel Castro’nun da dediği gibi ‘’ Başka bir dünya mümkündür’’
Tabii ki ABD ve İsrail o dünyada olmazsa…
RESİMLER.
1- Fidel Castro- Süleyman Demirel
2- Bu resimde Fidel Castro’un sıkı bir Taraf Gazetesi okuru olduğu değil, tam tersine - son günlerinde- her gün, birileri tarafından evinin önüne bırakılan bu gazeteden duyduğu rahatsızlık dile getiriliyor.
3- Fidel Castro ölüm döşeğinde
4-5-6- ABD de yaşayan bazı Kübalıların Fidel Castro’nun ölümünden duydukları sevinç ve kutlamalar...