14
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1633
Okunma

Site Kurallarını biliyorsanız yazımı çizgiden aşağısından başlayarak okuyabilirsiniz.
Yazıma başlamadan önce hemen site kurallarından bazılarını hatırlatayım çünkü bu kurallardan birini çiğneyeceğim bu gün. Çiğneyeceğim için de bu yazım büyük ihtimalle silinecek.
Neyse…Önce site kurallarını hatırlatayım.
GENEL KULLANIM ŞARTLARI:
3-a) Başkalarının haklarını çiğneyen, yasadışı söylemler içeren, içinde tehdit edici sözler ve sövgüler bulunduran, kişilere ya da kurumlara gerçek dışı suçlamalarda bulunan, özel veya genel yaşama tecavüz niteliği taşıyan, edebiyat dışı kalem kavgası yaratan, sitemizin huzurunu tehdit eden, isim verilerek sataşma yapan, yasadışı örgütlerin sözcülüğünü ya da destekleyiciliğini yapan yazı ve şiirlerin eklenmesi yasaktır. Eser sahipleri; yazdıklarından hukuki olarak tek sorumlu olup, sitemiz bu yazılardan dolayı hiçbir hukuki sorumluluk kabul etmez. Bu tip yazılar uyarılmadan silinecek ve yazı sahiplerinin üyelikleri iptal edilecektir.
3b) Edebiyatdefteri.com’a yalnızca yasal amaçlarla kullanmanız gerekmektedir. Başkalarının haklarını çiğneyen, yasa-dışı içerik bulunduran, tehdit edici, sövgü ve küfür içeren, kişilere ya da kurumlara gerçek-dığı ve kanıtlanmamış suçlamalarda bulunan, özel veya genel yaşama tecavüz niteliği taşıyan, yasadığı örgütler için sözcülük ya da destek niteliği bulunan yazı, bilgi ya da resim yüklenmesi yasaktır. Aynı şekilde yazılarda ve Kişisel Sayfalarda hiçbir ticari kurum için reklam (verilecek bağlantılar dışında) yapılamaz.
4b) Sitemizde mükerrer üyelik kullanımı yasaktır.
(c) Hakaret -Taciz: Site’de ifade özgürlüğü desteklenmektedir. Ancak, Üyelerimize kendilerini özgür şekilde ifade etme alanı sunarken üçüncü şahısları taciz etme, karalama, aşağılama, hakaret etme veya başkalarının kişilik haklarına saldırı imkanı verilmemektedir. Ayrıca, kişi veya grupların dinini, dilini, cinsiyetini, ırkını, etnik grubunu, milliyetini aşağılayıcı İçeriğeve saldırgan davranışlara, tehdit, taciz, özel yaşama ve kişilik haklarına saldırı gibi fiillere de izin verilmemektedir.
8-) Sitemize, birden fazla kullanıcı adı ile üye olunması yasaktır. Aksi anlaşıldığında, tüm kullanıcı isimlerinin üyeliği iptal edilecektir
15-)Yapılan yorumlarda, konu her ne olursa olsun, üyeler arası isim vererek ya da o kişiyi işaret ederek eleştiri yapılması, düzeysiz tartışmalara girilmesi, konunun kişiselleştirilerek, kişisel ve grupsal tartışma zeminlerine açık hale getirilmesi kesinlikle yasaktır...
AÇIKLAMALAR:
15-) Sitemizde siyaset yasaktır.
---------------------------------------------------------------------------------------------
Evet..Bu yazımda yukarıdaki kurallardan GENEL KULLANIM KURALLARI Madde 15 i çiğneyeceğim çünkü buraya aldığım diğer kurallar bazı üyeler tarafından çatır çatır çiğneniyor. Peki çiğneyenler hakkında gereken yapılıyor mu? İşte bu soruya evet ya da hayır diye cevap verebilmek zor. Zira bazen site kurallarında da belirtildiği gibi bu kuralları çiğneyenlerin ya yazıları siliniyor ya da üyelikleri iptal ediliyor ama çoğunlukla da gözden kaçıyor ki bu konuda site yönetimine fazla yüklenmemek lazım. Zira binlerce üyesi olan bir site burası ve her gün bir sürü yazı yayınlanıyor; hepsini takip etmek mümkün olmuyor tabii ki. Yani site kurallarını çiğneyen bir yazı gördüğümüzde bizim durumu site yöneticilerine mesajla bildirmemiz lazım.
Bu açıklamalardan sonra yazımın başlığı ile ilgili konuya geçeyim:
4 Ekim günü bu sitede başlığı ‘’ Asimile Edilerek İslamlaşan Alevilik ve Yok Olan Kızılbaşlık Kültürü’’ olan bir yazı gördüm ve okudum. Yazının oldukça büyük bir bölümü işin doğrusu beni hiç ilgilendirmiyordu. Zira yazarın( İbrahim Marcus Jönck) tamamen alıntı yaparak sayfasına kopyaladığı bu yazının ilk bölümünde Alevilik-Kızılbaşlık anlatılıyor ve yazar Aleviliğin-Kızılbaşlığın Ali ile de, İslam ile de uzak yakın hiç bir ilgisi olmadığını söylüyordu. Hatta ‘’ bu gün yerleşik bir Kızılbaşlık – Alevi kültürüymüş gibi genç kuşaklara yutturulan „Ehl-i Beyt“ sevgi ve saygısından başka bir şey değildir.’’ Diyordu.
Evet…Yazar Ehlibeyt sevgisinin Alevi kültürüymüş gibi yutturulan bir şey olduğundan bahsediyordu ki dediğim gibi bir Sünni olduğum için beni ilgilendiren bir tarafı yoktu bu yazdıklarının. Neticede eğer itiraz edilecekse bunu benim değil Alevilerin yapması gerekirdi. Ancak yazılanlar bununla sınırlı değildi. Oldukça uzun olan bu yazıda bolca siyaset de yapılıyordu. Yani Site kuralları AÇIKLAMA bölümünün 15. Maddesi çiğneniyordu ama yine de benimle ilgili bir husus yoktu çünkü benim bir siyasi partim yoktur.
Bahsi geçen yazıda İbreti adlı bir ozana ait bir de şiir vardı. Aynen şöyle:
İlme hizmet edip, uykudan kalktım
Sarık seccadeyi elden bıraktım
Vaizin her gün ki, vaazından bıktım
Ramazanı sele verdim de geldim
Karnım acıktıkca kederim arttı
Hele hac kaygısı ayrı bir dertti
Paralılar hemen hacı oldu gitti
Seytanı taşlarken gördüm de geldim
Dört kitabı koyup torbaya astım
Cennet hurisinden ilgimi kestim
Muskacı hocaya sanmayın sustum
Agzının payını verdim de geldim
Aklım ermez ahret eğlencesine.
Saygım var insanın düşüncesine
Hayal cennetinin has bahçesine
Yobaz sürüsünü sürdüm de geldim
İbreti emelim insana hizmet
Eşim bana huri, evim de cennet
Hacıya, hocaya kalmadı minnet
İrbiği, tesbihi kırdım da geldim
Bu şiire bazı site sakini arkadaşlarım bayılmışlardı. Zevkler ve renkler tartışılmaz elbette buna da bir diyeceğim olamazdı. Ta ki aşağıdaki ifadeleri okuyuncaya kadar:
‘’ ALİ DE NİHAYETİNDE ZÜLFİKARINI İSLAM İÇİN SALLAYARAK BİNLERCE SUÇSUZ İNSANIN KANINA GİRMİŞ BİR KATİLDİR.’’
İşte bu noktadan itibaren ‘’Bana ne’’ diyemezdim. Üstelik devam ediyordu yazar:
‘’ ALİ’NİN, ÖMER’DEN, OSMAN’DAN, VE DE BEKİR DENEN KANLI KATİLLERDEN ZERRE KADAR FARKI YOKTUR.’’
Yani site kuralları GENEL KULLANIM ŞARTLARI 3.a, 3.b, 4.c maddeleri çatır çatır çiğneniyordu.
Artık susamazdım. Hemen bir yazı yazmaya başladım ama aynı gün bilindiği gibi internet gitti. Ertesi gün de bizim mahallede uzun süren bir internet kesintisi yaşandı. İnternetim tekrar geldiğinde baktım bu yazı siteden silinmiş. Eh yazı siteden silindiğine göre ‘’Yorgan gitti, kavga bitti’’ demeliydim ama diyemedim. Neden mi?
Bahsi geçen ‘’ Asimile Edilerek İslamlaşan Alevilik ve Yok Olan Kızılbaşlık Kültürü’’ başlıklı yazıya aşağıdaki yorumu yazan vatandaş…
Pardon önce o yorumdan bir iki satır nakledeyim kısaca:
cigerine saglik.. dalagina saglik..
hepsinden onemlisi yuregine saglik..
ibreti ustadi da ayrica tebrik ederim
‘’surda sairim diye gecinen
lakayit
haysiyet fukarasi
profil resmine bakinca beyaz kadin ticareti yaptigi dusunulen
yagci yalaka tipleme yorumcuya kendi kendini yalatarak
siir yazdim diyenlere kapak olsun’’
Evet o günkü adıyla ‘’hamdidamarlıkökler’’ adlı vatandaş artık kimi kastetmiş bilinmez ama profil resmimize bakarak içimizden bazılarının beyaz kadın ticareti yapan yağcı, yalakalar olduğu şeklindeki sevgi ve saygı dolu(!) cümleleriyle bolca iltifatta bulunmuştu(!) bizlere
Yetmemiş. İmamlarımıza, hocalarımıza da bolca övgüler yağdırmıştı. Aynen şöyle:
‘’ o yobaz hoca cennete gidecek diye hoparlorden duburunu yirtacak derece mahalleyi ayaga kaldiriyor
pis pis siritarak’’
Tabii ki yazı ile beraber bu yorum da silinmişti siteden. Tahminim o ki ‘’hamdidamarlıkökler’’ de silinmişti. Çünkü artık böyle biri yoktu sitede. Ancak ‘’hamdidamarlıkökler’’ bu sefer bir başka isimle yine sitede arz-ı endam eylemişti. Daha önce bir deli profil resmiyle sitede olan bu kişi bu sefer bir derviş profil resmi ile ve de ‘’’abdullahavnibolkor’’ olarak sahneye çıkmış. Sahneye çıkar çıkmaz da ilk iş olarak ‘’Kaç paralık yazarsınız’’ Başlıklı yazısıyla hepimize kalemlerimizi alıp kulaklarımızın arkasına sokmamızı emir buyurduğu gibi daha önce yukarıda bahsettiğim yazıda ilk kez gördüğü İbreti’nin şiirini de bu yazıya almış. Sitemiz sakinlerinden bir arkadaşın ‘’Şiirinize şapka çıkartırım’’ Yorumuna da ‘’ Şiir bana ait değil’’ diyememiş ama yine de daha sonra şiirin altına şairinin adını yazma nezaketinde bulunmuş.
Yani ‘’hamdidamarlıkökler’’ şimdi yeni adıyla ‘’abdullahavnibolkor’’ olarak yine sitede ve bu gün de ( 09.11.2016) ‘’ Keşke Kabeyi de iç etseydik’’ Başlıklı yazısı ile huzurlarımızda.
İşte bu sebeple daha önce İbrahim Marcus Jönck’ün yukarıdada bahsettiğim ve siteden kaldırılan yazısına o çirkin ifadelerle yorum yazan ’hamdidamarlıkökler’’i bu sefer de ‘’abdullahavnibolkor’’ olarak sitede görünce ‘’ Boş ver..Nasılsa silinmiş yazı, uzatmaya gerek yok’’ diyerek yayınlamaktan vazgeçtiğim yazıyı bu gün yayınlamam artık bir zaruret oldu benim için.
Yeni adıyla ‘’abdullahavnibolkor’’ bu sefer de harika bir fikirle(!) karşımızda’’ Keşke Kabeyi de iç etseydik’’ Başlıklı yazısı ile.. Özet olarak Süleyman Şah Türbesini nasıl ki içini boşaltıp ülkemiz sınırları içine taşımışsak ( Ülke sınırlarının içine mi taşımıştık?) Kabeyi de ülkemize taşıyıp böylece bu güne kadar Arapların yaptığı Müslüman sövüşleme işini bizim yapmamız gerektiğini söylüyor şu cümlesiyle: ‘’merhum zat.. Hz ibrahim bey ( Hz. İbrahim oluyor bu İbrahim Bey.) ve aile efradinin naslari( naaşları demek istemiş.) ile birlikte binanin taslarida( Taşlarını da demek istemiş.) alip getirsek’’
Bu matruşkalardan site nasıl temizlenir bilemiyorum. Çünkü tek örnek maalesef bu değil. Sürekli isim ve profil değiştirerek sitede kendi mercimek kadar beyinleriyle karıştırıcılık yapmaya çalışanlar bir tane iki tane değil. Ancak site kurallarını çiğnemiş olduğum bu yazı için yönetimden hiç kimse bana ‘’ Yönetime bildirmediniz. Bizim her şeyden haberimiz olamaz’’ Diyemez. Bu kişiyi yönetime bildirdim ama en azından nezaketen de olsa bir cevap verilmedi.
Evet…’’Sitenin Don Kişot’u olmayacağım’’ Demiştim ama o kadar uzun boylu değil. Eğer yazdığım bir yazıda ‘’ Kurtuluş Savaşı yedi düvele karşı yapılmadı’’ İfadesi ‘’Atatürk’e hakaret’’ olarak yorumlanıp karşılık olarak üç –dört tane makale yazılıyorsa, buna karşılık Hz. Ali’ye, Hz. Ömer’e,Hz. Osman’a, Hz. Ebubekir’e katil diyenlere karşı susuluyorsa, Hz. İbrahim ‘’Hz. İbrahim Bey’’ denerek dalga geçilen bir unsur haline getirildiğinde milletin dilleri lal, elleri kötürüm oluyorsa, sitede önüne gelen İslam’a ve onun manevi değerlerine saldırıyorsa, siyasetin ise dik alası her gün bir sürü vatandaş tarafından partilerin pürtülerin adı verilerek, devlet adamlarımıza ( hangi partiden olursa olsun) türlü hakaretler her gün rahatlıkla yapılabiliyorsa ve bütün bunlar sevgi, saygı, hoşgörü ve Atatürkçülük maskesi altında yapılıyorsa bu duruma tepki koymak benim için bir haktan da öte görev olmuştur artık.
Sözlerimi sitemiz sakinlerine seslenerek noktalıyorum.
Ey sitemizin güzide sakinleri !
Bu matruşkaların yazılarındaki ‘’Canla kalın, aşkla kalın! Sevgiden başka yere gidilecek yolların sonu hep karanlık olmuştur. Іşığınız insanlık ışığı olsun! Can ile saygılar!’’ ifadeleri ya da yazılarına aldıkları şiirde ‘’ Eşim bana huri, evim de cennet’’ dizesi hoşunuza gidiyor olabilir buna bir itirazım yok. İlle velakin önce ‘’ışık’’ deyip ardından ‘’pışşşıııkk’’ yapan bu bir kaç yüzlü yaratıkların sinsice yaptıkları tecavüzleri görmüyor ya da gördüğünüz halde hissetmiyor olmanızı anlayamıyorum doğrusu.
Evet..Bu gün site kurallarının GENEL ŞARTLAR Başlığı altındaki 15. Maddesini ihlal ettim. Hemen peşin peşin belirteyim: Hz. Ali’ye, Ömer’e, Osman’a, Ebubekir’e katil diyenler , insanların manevi değerlerine karşı küçümseyici ve hakaret dolu ifadeler kullananlar bu sitede yazı yazmaya devam ettikçe. Pek çok kişi kafasına göre site kurallarını çiğnedikçe ben de site kurallarından bir tanesini çiğnemeye devam edeceğim. Bu sebeple iş bu yazım silinirse diğer tüm kuralları ihlal edenlerin niçin hâla sitede olduklarını ve bu tür ihlalleri yapmaya devam ettiklerini sorma hakkımı saklı tutarak yazıma son verirken bu tür parazitler dışında kalan tüm site sakini dostlara selam, sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.