7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2091
Okunma

Ateistlerin şöyle bir iddiası vardır:
Bir Müslüman Kur’anı okur da anlamazsa mümin olur. Kur’anı okur da anlarsa ateist olur. Kur’anı okumaz ve anlamazsa yobaz olur.
Ben şahsen en son hükme katılırım. Evet bir Müslüman Kur’anı okumaz dolayısıyla da anlamazsa bu kişinin bir yobaz olma ihtimali çoktur.
Peki Kur’anı okuduğu ve anladığı için ateist olan var mıdır?
Kur’anı okuyan ateist bir hayli fazladır. Hatta belki de kur’anı okumayan Müslümandan daha fazladır Kur’anı okuyan atesit sayısı. İlle velakin Kur’anı okuyan bu ateistler Kur’anı anladıkları için mi ateist olmuşlardır ? İşte işin can alıcı noktası bu.
Ben bu ‘’ Kur’anı okuyup anlayanlar ateist olur ‘’ ifadesini ilk kez çağdaş(!), aydın(!), yüzü aydınlığa dönük(!), son derece Atatürkçü (!) ilerici (!) vesaire vesaire bir sanatçımız olan Gülriz Sururi’den duymuştum.
Hiç kimse için ‘’Ateist’’ yani Kur’anın ifadesiyle ‘’Kafir’’ ifadesini kullanamam. Ancak böyle bir iddiayı ortaya koyduğu için sanırım Gülriz Sururi de bir ateisttir.
Neyse…
Bir başka iddia da şu: Dünyanın en tanınmış ateistleri genelde din eğitimi veren okullardan mezun olmuşlardır.’’ Kim mesela deyince elbette ki bu konuda verilen örnekler vardır. Örneğin bizde Turan Dursun mesala. Emekli bir müftüymüş zamanında.
Peki gerçekten de Kur’anı okuyup anlayanlar ateist mi olurlar? Yani Kur’anı okudukları ve anladıkları için mi ateist olmuşlardır?
Kendi ifadelerine göre öyle…Her ne kadar başlarına kötü bir hal geldiğinde ‘’ Allah Kahtersin’’, birine öfkelendiklerinde ‘’ Allah belanı versin’’, ya da bir beklenmedik afet ile karşılaştıklarında ‘’ Allah’ım Bu ne’’ gibi ifadeleri kullansalar da sorduğunuz zaman bunlar Allah diye bir varlığın olduğuna inanmadıklarını söylerler. Bazılarının içinde ise ‘’ Ulan ya varsa…Eğer varsa öte alem denilen alemde boku yedik’’ Korkusu olduğundan onlar deist takılırlar. Yani ‘’ Allah, ya da kainatı yaratan bir yaratıcının var olduğuna inanıyorum ama dinlere, o dinlerin kitaplarına, peygamberlerine, melek denen varlıklara, ahret hayatı denen bir hayata, cine, şeytana, abdeste, namaza, oruca veya istavroz çıkarmaya, ağlama duvarına, Kabeye, Hacca vs. inanmıyorum’’ diyerek yırtmaya çalışırlar. Böylece kendilerince hani yok ama yüzde bir ihtimal de olsa öteki alem varsa ve o alemde hesaba çekileceklerse Allah’a ‘’ Ey Rabbim, bak yanlış olmasın. Ben sana inandım. Eh sen de peygamber dediğin o adamları(!) zaten benim seni tanımam için göndermemiş miydin? Ben onlara ihtiyaç duymadan senin varlığını kabul ettim. O halde sorun ne? Bana ceza vermeye hakkın yok’’ diyerek cehennemden kurtaracaklardır. Bir nevi Yahudi kurnazlığı yani.
Evet…Gerek bu Yahudi kurnazlığına kaçanlar, gerekse bizim Anadolu tabiriyle aslında ‘’Cıbılın kabadayısı’’ olan mertler(!) yani doğrudan doğruya Allahı inkar edenler Kur’anı okuduklarını, anladıklarını, anladıkları için de ateist olduklarını iddia ederler.
Deist ve Ateistler tabii ki bu iddialarını ileri sürerken Kur’andan sure ve ayetler de ortaya koyarlar.
Şimdi gelin o surelerden birini ele alalım.
Sure Tebbet Suresi.
Bu surede Yüce Rabbimiz (C.C) Hz. Muhammed’in (S.A.S) Amcası Ebu Leheb’e gazaplanmış ve diyor ki:
1 - Ebu Leheb’in elleri kurusun (yok olsun o), zaten yok oldu ya.
2 - Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı.
3 - (O), alevli bir ateşe girecektir.
4 - Karısı da odun hamalı olarak (onunla beraber girecektir).
5 - Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır.
Kur’anı okuyup anlayan (!) bu yüzden de Ateist olan kişi bu ayetleri okuyunca ne diyor:
Allah, dünyada o kadar sorun varken Muhammed’in amcasına özel ayet indirmiştir.
Allah o kadar yüceyse neden beddua eder, kimden yardım bekler?
Düz mantıkla baktığınız zaman doğru. Evet…Allah neden beddua eder kulağından tutup da cehennemine atacağı bir sefil yaratık için? Bedduayı ancak ve ancak aciz insanlar, acziyetleri dolayısıyla ederler. Kudretli beddua etmez. Gazaplandığı kişi için gereği neyse yapar. O halde? O halde Allah diye bir varlık yoktur.(!) Hem canım ne de olsa Ebu Lehep Muhammed’in amcası değil mi? O doğduğu gün onun doğumu şerefine 100 adet deve kestirip fakir fukaraya dağıtmamış mıydı? Yani en azından böyle bir pozisyonu olan insan için böylesine şiddetli ayetler iner mi hiç(!) [ Görüldüğü gibi siyeri de okumuşlardır aslında ] O halde Kur’an da yoktur. Böyle bir kitap indirilmemiştir göklerden. Göklerden indirildiği iddia edilen böyle bir kitaba göre hayatımızı düzenleyemeyiz (!)
Kur’anı okuyup anladığını iddia eden deist ya da ateistin Tebbet suresine yaklaşımı böyledir.
Şimdi gelelim Kur’anı okuyan ve anlayan bir Hristiyan papazının aynı sureye yaklaşımına.
Efgendim elimizde bir resim ve hristiyan iken Müslüman olan bir papaz iddiası var da bu papazın adı ne, hangi ülkeden filan gibi bilgiler yok. Çok da önemli değil. Önemli olan Tebbet suresine yaklaşım.
O papaz şöyle demiştir: “Bu sûre’de muhteşem bir incelik ve mucize gördüm!”
İlginç değil mi? Müslüman bir anne ve babadan doğan, Kur’anı okuyan, hatta din eğititimi almış olan bir Müslümanın o surede göremediği incelik ve mucizeyi bir Hristiyan rahip görmüştür.
Bu incelik ve mucizenin ne olduğunu soranlara şöyle açıklar papaz:
“Tebbet sûresi yaşayan bir insan hakkında nazîl oldu. Yani Ebû Lehep hakkında nazîl oldu. Ebû Lehep bu sûre indikten sonra tam 8 sene daha yaşadı. Bu sûre onun ve karısının cehennemlik olduğunu bildiriyordu. Yani Ebû
Leheb yalandan bile iman etse bu sûre geçersiz kalacaktı. Çünkü Ebû Leheb iman etmiş olacaktı. Ama Ebû Lehep bu sûre inmesine rağmen ve tam 8 sene yaşamasına rağmen inkârında direndi ve karısıyla birlikte zulmüne devam etti. İncelik ve mucize burada. Yani iman ederek bu sûreyi geçersiz kılabilirdi. Ama Allah onun iman etmeyeceğini biliyordu. İşte bu sûrede muhteşem bir mucize vardır. Bu da demektir ki Allah (c.c.) geçmiş ve gelecek ile ilgili herşeyi eksiksiz bilmektedir. Ben bu yüzden Müslüman oluyorum.’’
Gerçekten de bir papaz bu sure yüzünden mi Müslüman olmuştur. Resimdeki kişi önce Hrıstiyan bir papaz mıydı yoksa biraz tip itibarıyla yabancıya benzeyen birinin fotoğrafı konulup üzerine de bu hikaye mi yazıldı kesin bir şey söylemek mümkün değil ama kesin olan bir şey var ki o da söylenenler.
Evet. Ebu Leheb eğer bu sure indikten sonra ‘’ Tamam lan ben de inanıyorum Muhammed’e ve onun Tanrısına’’ deseydi ( Bunu sadece diliyle söylemiş olsaydı bile Allah’ın hükmü boşa çıkmış olacaktı. Bu sure iniyor ama adam da karısı da inkara devam edittikleri gibi zulme de devam ediyorlar.
Yani?
Yani Allah hâşa kudretsiz bir yaratık olduğu için değil, ‘’ Ey Ebu Leheb, sen de, senin gibi bana inanmayanlar da görsün ki benim hükmüm doğrudur. Sen bana inanmayacaksın. Bu yüzden de ebedi olarak cehennemde kalacaksın ‘’ diyor.
Son olarak deist ve ateistlere bir iki çift laf söyleyeyim.
İster deist, ister ateist her ne halt olursanız olun. Bu sizin bileceğiniz bir iş. Ama ‘’ Biz Kur’anı okuduk, anladık, o yüzden ateist olduk’’ gibi saçmasapan şeyler söylemeyin. Siz Kur’anı okuyup anladığınız için değil hiç bir şey anlamadığınız için ateist veya deist oldunuz. Aynen Ebu Cehil gibi…O ne diyordu: ‘’ Eğer ben ona iman edersem, Mekke? nin güzel kızları, Amr, Abdulmuttalib? in yetimine iman etti demezler mi?
Yine Ebu Cehil örneği ile devam edelim:
Muğîre b. Şû’be anlatıyor:
“Ebu Cehil’le beraber oturuyorduk. Allah Resûlü geldi ve bazı şeyler anlatarak tebliğde bulundu. Ebu Cehil, küstahça: ‘Ya Muhammed! Eğer bunları öbür tarafta tebliğ ettiğine dair şahit aramak için yapıyorsan, hiç yorulma ben sana şehadet ederim, şimdi beni rahatsız etme’ dedi. Allah Resûlü bizden ayrıldı. Ben Ebu Cehil’e sordum:
-Hakikaten O’na inanmıyor musun? Cevap verdi:
-Aslında biliyorum ki, O peygamberdir. Fakat, Hâşimîlerle eskiden beri aramızda bir rekâbet var. Onlar, rifâde(Kabede hacılara yemek dağıtma işi[İslamiyetten önce de insanlar Kabe’yi ziyaret ediyorlardı], sikâye( Hacılara su dağıtma işi ) bizde diye övünüp duruyorlar. Bir de peygamber de bizden, derlerse işte ben buna dayanamam.
Sözün Özü: Siz Ebu Cehil olduğunuz için ateist ya da deistsiniz. Kur’anı okuyup anladığınız için değil.