Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Davidoff
Davidoff

Komşu Çınar

Yorum

Komşu Çınar

20

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

1595

Okunma

Okuduğunuz yazı 4.5.2014 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Komşu Çınar

Komşu Çınar




Bugün hava ne güzel.
Güneş ve deniz beni dürtüyor sanki. Haydi kalk, giyin at kendini şöyle adımlarının seni götüreceği bir yerlere!...

Ben adımlarımı ve onun beni götürdüğü yerleri hep sevmişimdir, çünkü onlara yaşam boyu bütün ağırlığımı verdim. Ben off dedim, onlar demediler. O halde haydi bakalım, yürü öyküsatıcısı. Yolun açık olsun.

Demeye kalmadan ayaklarım beni komşum, Rıfat Ilgaz’ın kurduğu, Çınar Yayınlarına götürdü. Aydın Ilgaz ve hepinizin tanımasını istediğim değerli eşi Nilgün Ilgaz’la yaptığım, uzunca süren sohbetin, bugün sizlere sadece Rıfat Ilgaz’ın oğlu olan Aydın Ilgaz’la olan kısmından bahsetmek istiyorum. Çünkü biz "Bir Çınar’ı kaybettik. Şimdi eserlerinin arkasından müzeler kurup anıyoruz. Peki bu Çınar’ın ardında bıraktığı, benim çoktandır tanıdığım fakat, bu kadar geniş sohbet etmediğim için, nasıl güzel bir yüreğe sahip olduğunu anlayamadığım için kendisinden özür dileyerek sizlere konuşmalarımızdan kısımları aktaracağım Kocaman Çınar’ımız Aydın Ilgaz (Beyefendi, Hocam, Ağabeyim demek gelmiyor içimden, çünkü öyle sıcak kanlı bir insan ki) komşumla (güneş hala çok güzel ısıtıyor, bu arada Nilgün Ilgaz’ın arka plandan bize dinlettiği müzik de harika) sizleri söyleşimizle baş başa bırakıyorum.

- Sizce toplumun kitap okuma oranını nasıl buluyorsunuz?

A. ILGAZ - Türkiye’de sanat kültür diye konuşurken, soruyorum çocuklara kaç Türk ressam tanıyorsunuz? Ses yok, kaç yabancı ressam tanıyorsunuz, tek bildikleri Picasso. Kaç romancı tanıyorsunuz? Yaşar Kemal. Kaç şair, Orhan Veli. Bitti, bu söylenen üç kuşak öncede böyle idi.

- Boşuna çalışıyoruz yani, öyle mi? Başka bildikleri yazar veya şair yok mu bu çocukların ve gençlerin.
A. ILGAZ-Yok maalesef. Çünkü ellerinde cep telefonları var ya, şiir veya roman okumaya gerek duymuyor bu çocuklar.

-Sağ olsun ailelerde gayet güzel gelen faturaları ödüyorlar.
A. Ilgaz-Aynen öyle. Nilgün iş için Tokat’a gittiği zaman bir ilkokulda cep telefonunun yasak olduğunu görünce çok şaşırdı. Aile gerek duyarsa çocuğunu okuldan arayabiliyormuş. Ne güzel değil mi? Keşke bizlerde de böyle olsa, en azından çocuklar yaptıkları dersin konusunu anlar.


- Kitap fuarları bile değişti, eskiden kitap almaya, kitabın yazarı ile tanışmaya büyük bir şevkle giderdik. Ya şimdi!...

A. ILGAZ - Şimdiyi sormayın, ilerden on dört, on beş yaşında genç kızın biri ıslık çalarak giriyor içeriye. Fuar dediğimiz yer, bir yazar için önemli yerdir. Sen oraya nasıl ıslık çalarak girersin? Aslında seni ayıplamıyorum ben, önce sana o yaşta sokakta ıslık çalma cesaretini gösteren medeniyetsizliğini, sonra da, kitap okumayı öğretmeden kitap almaya gönderen aileni ayıplıyor ve çok üzülüyorum. Bu çocuklar tabi ki ne romancılarımızın isimlerini bilecektir, ne şairlerimizin ne de ressamlarımızın.

- Burgercilerde hata yapmazlar ondan emin olun.

A. ILGAZ - Kesinlikle katılıyorum. Avrupa’da Kitap Fuarına katıldığımda, o ülkenin insanları yazar, şair, ya da yayıncı tanımak için önceden fuara müraacat ediyor, bizde o ülkenin insanlarını tanımak için kabul edip gidiyoruz. Yine ücret ödüyoruz ama otel ücretleri kadar fahiş ücretler ödemediğimiz gibi, daha samimi ortamlarda kalmış oluyoruz. Fuar dönüşü gece susadık. Canımız bizim burada marketlerde ulu orta satılan cola tarzı içeceklerden istedi. Nereye baktıysak yok. Dayanamadık, bankodaki görevli bir kıza sorduk. Aldığımız cevap çok enteresan, "beyefendi bizim ülkemizde colalı içecekler 11 yaşındaki çocuklar içmesin diye ortalıkta satılmaz. 11 yaşına kadar colalı içeceği tanımayan çocuk zaten daha sonra da içmediğinden biz pek içmeyiz. Be mübarekler, o zaman bizim 11 yaşındaki çocuklarımıza neden yolluyorsunuz ki o içecekleri?


Dudak bükerek gülüştük...


- Bu fotoğraftaki Kızılderili siz misiniz?

A. ILGAZ - Evet. Amerika’da burslu okurken Kızılderilerle beraber dostluk günlerimden kalmadır o fotoğrafım. Nasıl, Cüneyt Arkın görse kıskanır değil mi şu bileği?

- Çocukluğumda Kızılderili filmleri çok izlediğimden midir nedir, ben de severim onların yaşamlarını ama sadece filmlerden ve romanlardan izlediğim kadar, gerçek yaşamlarını yerinde görmedim.

A. ILGAZ - Mutlaka görün, onlar anlatıldığı gibi insanlar değillerdir. Bizim gibi doğada üremesi gereken hayvanı önceden öldürüp, parçalayıp sonradan yerim diye buzdolabında saklamazlar. Ne zaman ihtiyaçları olursa o zaman avlanırlar, yine de adları vahşiye çıkmıştır. Acaba asil vahşi kim?

Doğanın elindeki hayvanını alıp deep freeze torbalarında saklayan mı? Onu dolaba koymakla, doğada bırakmak arasında çok fark var. Doğada bıraksanız, o hayvan kim bilir kaç yavru yapacaktır, doğa da çoğalacaktır. Şimdi sorarım size, kim beyaz, kim aklından geçirdiği Kızılderili?

- Bir şey soracağım size. Bu düşünceler bana ders gibi geldi, bunları kimden ders aldınız?

A. ILGAZ - Hem babamdan, hemde annemden. Babam ne kadar doğru bir insansa, annemde o kadar kaliteli bir öğretmendi. Düşünün ki o sadece bizlerin değil, Türkan Saylan’ın bile öğretmeniydi. Annemle de her zaman gurur duyarım.

Bu kez dudak bile bükmedik...


- Bana biraz da babanızdan bahsedin diyeceğim de, dilim varmıyor.


A. ILGAZ - Benimde... Tam şurama bir şey oluyor (boğazını gösteriyor.) Babam ve annem, Dünyanın en iyi insanlarıydı. Onların çocukları olmam benim için büyük bir şanstır. Babam, yazdığı bir şiir kitabı yüzünden ben dört buçuk yaşındayken hapse atılan bir öğretmen. Annemin gözyaşlarını hiç unutamam. Annem yirmi dört yaşında Pertevniyal Lisesinde müdür muavini idi. Okul, Aksaray’ın, Fatih’in, bütün esnafının çocuklarının gittiği bir okuldu. Esnafsa çoğu annemden ve babamdan büyük insanlar. Babamın yazdığı kitap "Sınıf" isminde, kendi sınıfı anlatan bir kitap. Kitabın içinde geçen bir, iki dizeyi okuyan halk alevlenmiş. Devlete babamı arattırıyor, babam kitap yüzünden saklanıyor. Sözler de aynen şöyle:

Yoklama defterinden öğrenmedim sizi benim haylaz çocuklarım
Nane şekeri uzattı en tembeliniz

Çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun
Palto ayakkabı yüzünden"



- Aman Yarabbim, Rıfat Ilgaz gibi bir Çınarı bu sözler yüzünden mi hapse attılar?


Yutkunamıyor Aydın Ilgaz.

Susuyoruz...



Duvardaki güllü tabloları gösteriyorum ona.

-Ne kadar güzel değil mi?










devam edecek...





Davi/ öyküsatıcısı 2014 Mayıs






Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Komşu çınar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Komşu çınar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Komşu Çınar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Seval Doğan
Seval Doğan, @seval-dogan
10.5.2014 20:35:38




Sevgili Davidoff.

İstanbul'un soluk aldırmayan havasında yanına çömelip oturduğum, yapış yapış bir Cumartesi günü bugün.
Işıkları söndürüp duvarda asılı gaz lambasını yakıyorum. Tıpkı çocukluğumda olduğu gibi. Bu gaz lambası babamın armağanı. Özellikle kış aylarında nar gibi kızaran kuzine sobasının etrafında toplanır babamın bize kitap okumasını beklerdik. Her gece bir kitap okurdu. Ve daha sonra o kitapta anlatılan hikaye hakkında ne düşündüğümüzü sorardı. Kendimizi renkli ışıklar ile aydınlanmış sahnelerde bulurduk bir anda. Anne, baba ve beş kardeş farklı roller alırdık. Keşke şu gaz lambasının ağzı olsada konuşsa, soytarılık etmeden anlatsa tüm çıplaklığıyla şu an gözlerimde ne renk olduğunu. Ve "İstanbul" adı güzel kendi güzel İstanbul sitemini bırakıp sarılsa boynuma sıcacık. Tane tane kouşup hikayeler anlatsa çocukluğuma kendi dilinden. Ve çıkarıp atsa üzerimden bu koyu renk hüznü.
Dur kızma hemen susuyorum. Yaptığın söyleşi üç kuşağı bir araya getirmiş. Dünü, bugünü yarını. Dünü yaşadık acısıyla tatlısıyla, bu günü seviyoruz, kırgınlıklarımız, coşkularımız ve hüzünümüzle, ya yarın ya yarınlarımız onları neler bekliyor. Kendi ayaklarının üzerinde durabilecekler mi. Nasıl bir gelecek sağladık onlara. Çok azımız çok gözlü gökkubbeler inşa ediyoruz çocuklarımıza.
Oysa okuyarak okutarak kaygan zeminlerde nasıl yürüneceğini pek ala öğretebiliriz olara. Keşke okumuş olsaydım. Belki o zaman çok iyi insanlar yetiştirebilirdim. Şimdi ne kadar uğraşsam da yeterli gelebileceğimi düşünmüyorum. Çocuklarımın en büyük kaybı benim okuyamamam.

Sevgilerimi sunuyorum sevgili Davidoff ...
Sihirli Kalem
Sihirli Kalem, @sihirlikalem
5.5.2014 20:54:06
Ne kadar güzel bir paylaşım olmuş...
Böyle bir karede yer almıştım ben de geçen yıl kitap fuarında...
Güne yakışmış ...
Sevgiyle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
5.5.2014 20:24:49
Gerçekleri acı da olsa yaşayanların ağzından öğrenmek güzeldi.

Emeğine, yüreğine sağlık Davim, çok güzeldi.

Tebrik ederim, sevgimle
ayşe1
ayşe1, @ayse1
5.5.2014 19:07:07
Duygulanarak okudum bu değerli söyleşiyi.
Tebriklerim ve saygılarımla.
TheRaven
TheRaven, @theraven
5.5.2014 12:38:59
Kıymetli sohbetinizi bu denli hoş bir samimiyetle paylaştınız için teşekkür ederim. Ayrıca Aydın Ilgaz ve eşi olan tanışıklığınızı ve hatta sohbetinizi kıskanmadığımı söylesem yalan olur. Devamını merakla bekliyorum. Tebrik ederim. Elinize, fikrinize, sohbetinize sağlık..
f.liz
f.liz, @f-liz
5.5.2014 12:10:57



Fikri, edebiyatı demir parmaklıklara hapsettiğini sananlar içinde bir yutkunma boyu konuşmalı. Acınası..

Sevgili Davidoff zihnim beni yanıltmıyorsa daha önce sizden söyleşi okumamıştım. Ne sıcak :)
Teşekkürümle size ve sn. Ilgaz ailesine.




selahattincansız
selahattincansız, @selahattincansiz
5.5.2014 11:15:06
olup bitenleri birebir yaşayanlardan öğrenmek değerli bir ayrıcalık.
herşey bir yana bahsettiğiniz konu korkarımki ileriki yıllarda çok sıkıntı çıkaracak. çünkü bu cahil gençler anne baba olacak.
Tokattaki o okulun müdürü telofonları öğrencilerden toplayınca veliler isyan etti. soruşturmalardan sonra görevden alındı. mahkemeler ve bunalımlar ... sonunda intihar etti.
saygılar selamlar efendim.
Denizce
Denizce, @denizce
5.5.2014 10:14:38


Çok güzel bir yazı Davim,

hem hüzünlü hem gerçek , saptamalar çok güzel...

Devamını bekliyorum ...


Sevgimle...
grafspee
grafspee, @grafspee
5.5.2014 09:00:26
biraz geç oldu ama günden düşmeden okuyabildim samimi sohbetinizi. yazınızda komşuluğunuzu kıskandık efem haberiniz olsun. bizi de mahrum bırakmadığınız için teşekkür ediyorum. :) elinize sağlık.

bu arada kusura bakmazsanız, arka planı siyah yapmak çok estetik duruyor ama gözleri aşırı yoruyor, yazı da biraz uzun olunca nereye baksak beyaz harfleri görmeye başlıyoruz :))
glenay
glenay, @glenay
4.5.2014 23:30:37
Gerçekliğiyle insanı saran,
güzel bir yazıydı.

Şimdiki çocuklar gerçekten anlatıldığı gibi.

japonlar ne yapıyor geldi aklıma.
Onlar çok kitap okuyormuş.
Öncelikleri bizim gibi değil herhalde.

tebrikler,
Ilgaz ailesini anlatımınızdan tanımak hoştu.

selâmlar..
Mehmet GÜZEL
Mehmet GÜZEL, @mehmetguzel
4.5.2014 20:54:30


Devamını sabırsızlıkla beklediğim muhteşem bir yazı okudum.

Rıfat Ilgaz'a Rahmet dilerken, Aydın Ilgaz Beye bizimle beraber olduğu için kendim ve Edebiyat Defteri için Teşekkür ederim.


Sağol Davi.


Sevgiyle.





Afet İnce Kırat
Afet İnce Kırat, @afet-ince-kirat
4.5.2014 19:00:20
bazı insanlar üç adım geriden başlıyor hayata, tıpkı benim gibi. Gıptayla bakıyorum sizlere, olanaklarınızla ne değerli insanlarla başbaşa vakit geçirip değerli düşüncelerini alabiliyorsunuz. Devamını bekleyeceğim, sevgiler.
fosil61
fosil61, @fosil61
4.5.2014 17:20:20
10 puan verdi
Yaşamak bir yürek işçiliği günümüzde
Ölümün anlamı değişti birden
Eskiden yataklarda beklerdik
Ders mi sınav mı görev mi belli değil
Gelecekse ayakta bulsun dimdik
Açılan bir sorumsuz yaylım ateş
Bir top karanfildir göğsümüzde

Rıfat ILGAZ

Ne yazık ki tanıyamadık,tanıtamadık değerlerimizi.

Kalemine sağlık Usta.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
4.5.2014 16:58:15
bırak söyleşi yapmayı garibanlar ekmeğini yesinler sen neymişsin yaaaa çoğuları nal toplayacak bilesin.....
ustalarla tanışmak bir ayrıcalıktır...davi beni bu gün yine şaşırttınki sorma.... muhteşemdi saygılar
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
4.5.2014 16:50:08
biraz rahatsızdım ayfana uğrayamadım özrümü kabul edersin can
saygım sevgilerimle çok güzeldi ok yine harikasın öykücüm sevgimlein
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
4.5.2014 15:31:26
Güne renk katan çok güzel bir çalışma tıpkı tüm diğer çalışmalarınız gibi.

Ve bir o kadar anlam yüklü.

Devamını büyük bir sabırsızlıkla bekliyor olacağım.

Saygı ve selamlarımla...

Not: Bu arada bu hafta kargo ile gidiyor adresine kitaplar ve eşliğinde üç beş çam sakızı çoban armağan. Biraz geciktirdim, artık affola.
Etkili Yorum
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL, @serhatbingol
4.5.2014 14:35:18
10 puan verdi
Sevgili Davidoff

Pazar sabahı keyifle okuduğum bu güzel yazıyı kaleme aldığınız için size çok teşekkür ederim.

Sizin yazınızı okuyunca geçmişte kitap almak için bey oğlunun arka sokaklarında seyyar kitap satıcılarından kitap aldığım günleri anımsadım. Tezgâh üzerine sıralanmış kitaplardan birine elimi uzattığımda kitabın ön sözü ve arka kapaktaki yazarın bioğrafisine göz atıp kitabın içeriğini anlamaya çalışırken. Kitapçı yanıma gelir aynen gömlek satan mağazada ki tezgâhtarın gömleğin özelliğinden bahsetmesi gibi kitabın içeriği hakkında bilgi verir. Hatta bir önceki ki aldığım kitabın kritiğini yapardık.

Birkaç’ı müstesna.

Şimdi kitaplar A V M içerisinde televizyondan bilgisayara oyun cd ve oyuncaklara kadar hatta bazılarında çamaşır makinesi buzdolabı gibi ürünlerin arasında bir köşede satılırsa yani kitap daha satışında bu düzeysizlikle okuyucuya sunulursa veya kitap’a bu düzeyde önem verilirse. Varsa eğer o kitapların okuyucusunun imza gününe ıslık çalarak gelmesi.’’ Buda benden’’ kitap fuarını bir taraftan elindeki dürümü yiyerek gezen okuyucu profilini normal karşılamak lazım.

hele birde çok satan kitapların tv den de tanınan filanca hanımın yemek tarifi veya güzel bir hanımı bilmem kaç metot sonrasında yatağa atmanın formüllerini veren kitapların çok satan kitaplar arasında olması derin dondurucunun ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor sanırım.


Saygı selamlarımla.


UÇUK
UÇUK, @ucuk
4.5.2014 13:02:16
Çok güzel sohbet olmuş, anlamlıydı,saygımla.
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
4.5.2014 08:22:49
Çok güzeldi.
İlgi ile okudum.
Bir ağabeyim var, orta birinci sınıfa kadar okuyabildi.
Kitapları sever, kitaplığında boy boy biriktirir ama,
hiç okuduğunu görmedim.
Pek okumayı sevmiyor galiba geleneksel olarak.
Küçük bir çocuktum,
sadece bir kez büyük bir iştahla kitap okuduğunu hatırlıyorum.
hatta beraber uyuduğumuz odanın ışığını kapamamış,
uykusuz kalmama neden olmuştu.
İşte,
hayatım boyunca onu okurken gördüğüm tek kitap,
Rıfat Ilgaz'ın Hababam Sınıfı idi.
O zaman filmleri flan çekilmemişti tabi ki.
Bana da okuttu zorla.
Hala,
hayatımda en çok zevk alarak okuduğum kitap olarak liste başındaki yerini korumaktadır.
Filmlerinden çok daha güzeldi.

Anlatılan konular ilginç yazıda.
Kızılderililer kısmı mesela.
Severim ben de onları. Hala seyrederim filmlerini.
Pazar sabahlarım TRT1 karşısında geçer çok uzun yıllardır.
Eşimden çokça fırça yememe rağmen,(Yine mi atlı filmler diye)
içinde Kızılderililerin olduğu filmleri hiç kaçırmam.
Sanırım doğa ile iç içe yaşadıkları için.

Kitap ve telefon karşılaştırması da güzeldi.
Geçenlerde 14 yaşındaki oğluma aldığım son model telefon geldi aklıma,
yüzüm kızardı.

Güzel bir çalışma olmuş.
Hoş bir sohbet yazısı.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL