HİÇ
Tanınmış bir triko fabrikası:
-Efendim, utanıyorum ama nasıl söyleyeceğimi de bilemiyorum. Sizden bu haftalığımdan bana biraz fazla para vermenizi istesem, ayıp olur mu? Diğer haftalığımdan kesersiniz.
-O ne demek Cemal Efendi, herkese haftalığı ne zaman veriliyorsa, sende aynı haftalığı o zaman alacaksın. Bir daha böyle tuhaf şeyler için benim odama gelmeyin lütfen.
-Özür dilerim Beyefendi, oğlum çok hasta. Doktor pek iyi şeyler söylemedi, yani mümkün oldukça istediklerini yapmaya çalışın dedi. Hep bir bisikleti olsun istiyordu. Annesinin bütün biriktirdiği paraları zaten hastalığına harcadık. Şimdi de annesi ya patronundan al, ya da komşudan borç isteyeceğim diye tutturdu.
Ben de, evimin durumunu kimsenin bilmesini istemediğim için, kendime en yakın sizi görüp gelmiştim. Tekrar özür dilerim.
-Bakın Cemâl Bey, hepimizin çocuğu hastalanabilir. Böyle durumlar için kenarda üç beş kuruşunuz olmalı. Bakın bana, her zaman kenarda param var. Değil mi ya? Hadi işinizin başına.
Bu ne yaa böyle, herkese iyilik edecek olsak... Önceden para da ne demekmiş, bak sen.
*
(İşçinin evi)
-Ne oldu bey, çocuğa bisiklet alabilecek miyiz?
-Kısmet hanım, kısmet. Oğlan nasıl, doktor ne diyor?
-İlaçlara devam diyor. İlaçlar onun acı çekmesini engelleyecekmiş.
-Çok üzülüyorum hanım.
-Sus bey, üzülme. Allah’tan ümit kesilmez.
*
(Fabrika sahibinin evi)
-Hanım, pek güzelsin bugün. Oğlum nerede?
-Yatıyor halâ, gece biraz geç geldi. Arkadaşındaydı.
-Ya ben bu çocuğun gecesi ile gündüzünü anlamıyorum. Hangisi gece, hangisi gündüz. Altında araba olmasa demek eve de gelemez bu çocuk.
-Hiç sorma bey, zaten bütün derdi de o. Arabadan bıkmış artık, motor istiyormuş. Bütün arkadaşlarının altında motor varmış.
-Alsın hanım, bankada parası var. Biraz daha kaymakla bal verir misin, taze ekmekle iyi gitti sabah sabah.
-Alacak da, onun istediği model henüz ülkeye ithal edilmemiş onu bekliyormuş.
-Başka alsın o da, sonra değiştirir.
-Sahi ya, dur uyanınca söylerim. Ne akıllı adamsın sen tatlım ya.
**
(Büyük bir caminin kalabalık avlusu).
İki cenaze ve iki cenaze namazı kılınıyor. Anneleri ve babaları bıraksalar cenazelerle beraber gidecek. İki taraftan yükselen ses de aynı sanki.
-Bizi bırakıp da gitme oğlummm.
Birisi bisikletsiz ama tek parça gidiyor.
Diğer motoruyla ama paramparça gidiyor.
Bir babanın cebinde metelik yok.
Diğerinin cebi dolu.
Para: Hadi gücünü göster bana!...
"İş adamı Vehbi Koç, ölmeden önce iki mektup yazmış. Birisini kabrimin başında açın, diğerini gömüldükten sonra. Birinci mektubu açmışlar. [ Ayağıma bir çorap giydirip gömün beni. Hocaya sormuşlar, dinimizce caiz değildir demiş. Gömülmüş. İkinci mektubu açmışlar. Gördünüz mü, bu kadar malım, mülküm var ama Öbür Dünya’ya bir çorap bile götüremiyorum.] "
Not: Gerçek hayattan esintiler
Davi/ 2014
YORUMLAR
Davidoff
Bazen yazdığım ve ekleyeceğim güzel bir yazının sevinci ile açıyorum
Defterin kapısının anahtarını.
Bir de bakıyorum ki; gözlerimin eli, bir önceki yazımın kaleminin ucuna değmiş.
Üzgünüm.
Kusura bakmayın, hayat işte bize bunları yazdıran.
Sevgili Davidoff
Yazınız hayatın enteresan olaylardan birini resmetmiş. ilgiyle okudum.
Mahmut paşada tanıdığım bir tüccar vardı iyi bir insandı. Fakat bir oğlu vardı ki yaşantımda tanıdığın en kibirli insanlardan biriydi.
Dükkanın kapısına gelen dilencileri hakaret ederek kapıdan kovardı.
Bir keresinde malzeme almaya gittiğimde alacağım malzemenin tamamına param yetmiyordu. kalan
parayı haftaya versem olur mu? dedim paran ne kadarsa o kadar al deyince siparişi yetiştirmek için tamamını almam gerekiyor kaldı ki yıllardır müşterinizim siz den alış veriş yapıyorum. dediğimde.
yaptığın alış veriş miktarıyla ben sizi müşteri olarak görmüyorum babam olmasa ben size malzeme falan satmam dedi çok üzülmüştüm. Çünkü çok gençtim ve gururum incinmişti.
Bir süre sonra babası vefat etti tek oğlu olan adama müthiş bir servet kalmıştı.
Aradan 8-10 yıl gibi bir zaman geçti nasıl olmuş orasını bilmiyorum ama o servet tükenmiş ve bitmişti hatta üstüne borçlanmış da belki kapı kapı dolaşıp üç beş kuruş dilenmemiş ama çevresindeki her kez den para istemiş. kader işte!! bir süre sonrada bir vesileyle çalıştığım şirkette iş başı yapmıştı. birkaç hafta sonra işe gelmedi. Ne oldu acaba diye araştırdığımızda maalesef intihar etmek için banliyö treninden atlayıp feci şekilde ölmüş olduğunun haberini almıştık.
Sizin yazınızı okuyunca bu anım aklıma geldi.
düşündüren güzel yazınızı kutlarım
Saygı sevgilerimle
Serhat BİNGÖL tarafından 5/12/2014 9:54:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
Davidoff
Katkılarınızdan dolayı sağ olun Serhat Bey.
Çok güzel bir hikaye idi.
Teşekkür ederim. Saygılarımla.
selahattincansız
diyecektim ama benzerini yaşadım.
kasaptayız. kasabın oğlu ihtiyar müşteriyle ilgilenmedi.
babası oğlunu azarladı.
"sen bununlailgilen ki, yarın bende olmam o da olmaz.
ama onun çocuğu senin müşterin olur.
kasap bir yıl sonra öldü. altı ay sonrada dükkan kapandı. çocukta hapse düştü.
sizin anlattığınız çok ibretlik bir hikaye.
paylaşmak istedim. saygılar.
Serhat BİNGÖL
Selahattin bey
Sevgili Davidoff’ çok ibretlik düşündüren anlamlı bir yazı kaleme almış, kendisini bir kez daha kutlarım
Evet, sizin örneğini verdiğiniz olayda olduğu gibi insan ne oldum dememeli ve hiç kimseyi küçümsememeli ve yaratandan başka güce tema etmemeli ama maalesef insan nefsine yenik düşe biliyor.
Yorumumda anlattığım olay türünden o kadar çok hadiseye tanıklık ettim ki yaşantımda. bu yaşanmış olay emin olun bunlardan sadece bir tanesi.
İlginize çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Anlattığınız veciz öğütü duymuştum önceden de ama Vehbi KOÇ'a ait olduğunu bilmiyordum.Dünya hırsı ile gözü kör olan zorba insanların özellikle ders çıkarması gerektiği ama yine bizim gibi insanların kulak verip, anlamlı bulduğu veciz öğütlerden biridir bence. Yazınızdaki kısa ama etkili hikayede hayatın görmek istemediğimiz gerçeklerinin altını çizen nitelikteydi. Anlamlıydı (yine anlayana) teşekkürler...
Davidoff
Çok uzun yazılar, benim kalemimin ucuna göre değil.
Okur gözleri ile yazmak güzeldir. Bıktırmadan ve anlatarak.
Teşekkür ederim Sn. Çitoğlu.
Yıl ikibiniki,
Adı Safa
İstanbulda,
İstanbulun tam ortasında
Sokakta donmuş...
Dağda değil...dağda değil...dağda değil
İstanbulda! evde değil... evde değil evde değil
İstanbulda istanbulda istanbulda
Sokakta... sokakta... sokakta
Donmuş...donmuş...donm,
........
ne de görkemli evleriniz var
ne de süslü...
dekorasyon son model..
arabalar son model
jakuziler kabinler..
uydular çifter çifter
bu oğlumun yatak odası
bu kızımın...
Çalışma odalarını ayırmadık
Ne gerek savurganlığa...
Oğlum bilgisayarını kardeşine verdi
Kendisi daha modelini alacakmış
Çokta masraflı oluyorlar hani.
Oof çok sıcak oldu..
Bu kaloriferci de çok para istiyor
Ona çalışıyoruz zahir..fitreyi aldı
Zekatı aldı
Birde zam zam diyor..
Geçenlerde pastırma sucuk,
Fırında tavuk,
Bonfile,fileto yerken mutfakta..
Reha muhtar konuşuyordu
Bir çocuk donmuş sokakta
Adı safa
Ay çok üzüldüm valla..
Çok soğuklar geliyormuş
Odunsuz kömürsüzler varmış
Sıktı bu haberler kapat kızım bir dizi aç
Biz niye olmuyoruz kimseye muhtaç
Her yanımızı sarmış bir dizi aç
Tembeller,niçin alınmamış zamanında ihtiyaç
Yazın saz çaldınız,şimdi oynayın biraz!!
......
Beyazıt’ta.. İstanbul’un tam ortasında
Taş duvarların dibinde...bir insan..
Çekmiş naylonu üstüne..
Kar öbeğiyle taş arasında...
Bir insan...
Bu istanbul kışında
Ve istanbul’un tam ortasında
çok çarpıcı bir karşılaştırma.
ve dahada çarpıcı final.
hayattaki öncelikler ve konumlar farklı da olsa sonuç aynı.
biri kader der, biri yakışmadı bu ölüm.
saygılar
selahattincansız tarafından 5/12/2014 10:15:14 PM zamanında düzenlenmiştir.
Davidoff
Kader bir isim.
Adını bizim koyduğumuz.
Teşekkür ederim Hocam.
Davidoff
Çok güzel bir şiirdi Hocam.
Katkılarınızdan dolayı tekrar Teşekkür ederim.
Üzücü bir hikaye.
Dersler verici bir hikaye.
Düşündüm de hikayeyi okurken;
bu tür olaylar aslında ne çok cereyan ediyor hayatımızda.
Her gün,
belki de çok yakınımızda bir yerlerde,
evine akşamleyin boynu bükük gitmek zorunda kalıyor bir Cemal Efendi.
Yarınımızla ilgili hiç bir garantimiz yok aslında hepimizin.
Bu gün az buçuk çulluyuz,
yarın, anında çulumuzu kaybedebiliriz.
İnsanın içi acıyor bu realiteler dillendirildiğinde.
Vehbi Koç,
güzel ders vermiş geride bıraktıklarına.
Güzel bir çalışma.
Harika bir sunum.
Davidoff
Öyle çok Cemâl Beyler var ki BTH.
Sayamıyorum. Keşke matematiğim daha iyi olsaydı diyorum.