Yıl 1833...

Kavalalı Mehmet Ali Paşa Osmanlı Devletine karşı isyan etmiş. Oğlu İbrahim taa Kütahya’ya kadar gelmiş..

Uzun Hikaye...

Sonunda Osmanlı Padişahı II. Mahmut, Devlet-i Âl-i Osman’ı ayakta tutabilmek için - Boğazları Rus savaş ve ticaret gemilerine açmak ’’ karşılığında Rusya ile bir antlaşma yapmış ( Hünkar İskelesi Antlaşması ) Böylece Osmanlı Devletine dışarıdan bir saldırı olursa Rusya bize askeri yardım yapacak.

Padişaha sormuşlar ’’ Padişahım hiç Rus’tan dost olur mu?’’ Cevap vermiş: ’’ Ne yapalım... Denize düşen yılana sarılır ’’

O gün bu gündür denize düşen yılana sarılıyor.

Bu gün geldiğimiz noktada ülkenin iktidarı da muhalefeti de Ahmet Kaya’ya sarılmış durumda.

Yani?

Yani çok daha açık bir ifade ile iktidarda olan AK Parti ve onun başındaki Tayyip Erdoğan da, Muhalefetin en büyük partisi olan CHP ve onun başındaki Kemal Kılıçdaroğlu da Apo’yu çok ama çok özlemişler. Çünkü Ahmet Kaya Apo’yu en çok özleyenlerin başında olduğuna göre ve bu liderler ve partileri, partilileri de ’’Ahmet Kaya yaşasaydı bizim yanımızda olurdu’’ dediklerine göre demek ki Apo’yu çok mu ama çok özlemişler...Yahu Hazretler...Haydi Ahmet Kaya öldü, Apo yaşıyor. Yahu, gidin İmralı’ya bol bol hasret giderin. Ya da elinizi kolunuzu bağlayan mı var? Salıverin adamı, o sizinle hasret gidersin. Sonra da seyreyleyin bakalım kimlerin yanına gidiyor.

Memlekette bir Ahmet Kaya çılgınlığı başladı ki sormayın. Ak Partilisi de CHP lisi de neredeyse Ahmet Kaya’yı mezarından çıkartıp diriltecek ve onun sayesinde oy patlaması yapacak. Pardon Ahmet Kaya çılgınlığı n başladı dedim. O çılgınlık vardı zaten. Çok çok iyi biliyorum ki toplumda muhafazakar, hatta şeriatçı olarak tanıdığım pek çok türbanlı, sakallı-cübbeli.’’Takunyalı’’ diye dalga geçilen, beş vakit namazında niyazında mütedeyyin olarak bilinenler bile Ahmet Kaya konserlerinde boy gösteriyorlar, en azından arabalarının müzik setlerinde onun albümlerini dinleyerek vecde geliyorlardı. Sol kesimi, entelleri, liboşları varın siz düşünün gayrı.

Şimdi birbirlerine horozlanıyor hazretler: ’’ Ahmet Kaya yaşasaydı bizim yanımızda olurdu ’’ Diye...Ne gerek var bunca polemiğe? Çıkarın Apo’yu Hapisten, salıverin...Bakın o nereye giderse bilin ki Ahmet Kaya da oraya gidecekti işte. Merakınız gitmiş olur hiç olmazsa.

Ahmet Kaya yaşasaydı nereye giderdi ben söyleyeyim mi? Yukarıdaki resme bakın anlarsınız aslında.

Bu gün bir kısmı AKP nin, büyük bir kısmı CHP nin saflarında olup o gün kendisini protesto etmek için ’’ Bir başkadır Benim Memleketim ’’ Şarkısını Reha Muhtarın yönettiği (!) bir koro eşliğinde söyleyen, bu gün ise onun arkasından kanlı göz yaşları döken, esen yele göre fikirleri de zikirleri de değişen iki yüzlülerin arasında olmazdı muhakkak.


Adamı bitim kadar semem ama ’’ yiğidi öldür hakkını yeme ’’ Demişler...Ahmet Kaya iki yüzlü insanların arasında olmazdı. Çünkü o bir dava adamıydı. Hiç bir zaman davasından taviz vermedi. Severim ya da sevmem ayrı konu ama davasına samimimi bir şekilde dört elle sarılmış mert bir insandı. Hani derler ya namert dostum olacağına mert düşmanım aolsun’’ Diye işte o tür bir insandı ve onun olabileceği tek yer vardı. Neresi mi o yer ?

Yahu o kadar saf mısınız?


Yılmaz Güney’den başlayalım...Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan,İbrahim Kaypakkaya, Hüseyin Cevahir, Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı ve zincirin hayattaki son halkası Ertuğrul Kürkçü....Evet zincirin hayattaki son halkası Ertuğrul Kürkçü nerede ise o da orada olurdu.

Kemal Kılıçdaroğlu doğru bir şey de söyledi ’’ Ahmet Kaya yaşasaydı Ethem Sarısülük’ün yanında olurdu ’’ Derken..Evet kesinlikle bir TİKKO Militanının yanında olurdu ama hiç bir zaman CHP nin yanında olmazdı ne kadar kıçınızı yırtıp onu bağrınıza bassanız da yahut da ’’Aziz dostum Ahmet Kaya ’’ Deseniz de. Albümleriye kimileriniz devrim hayalleri görüp kimileriniz ilahi vecd ve transa geçse de. O gideceği yeri gayet iyi biliyordu. Bilmeyen sizlersiniz.

O, Apo’yu hepinizden çok daha fazla özleyenlerin yanında olurdu. O bakımdan da kesinlikle BDP nin yanında, Selahattin Demirtaş , Gültan Kışanak, Gezi eylemlerinin baş aktörü Sırrı Süreyya Önder’in yanında olurdu. Barzani için , Apo’nun nasıl bir sevgi ve barış kelebeği olduğunu(!) anlatmak için türküler bestelerdi.

Tek anlayamadığım husus var: Lafa gelince BDP liler hariç herkes -sözde- Apo karşıtı iken uygulamada bu kadar Apo severlik nasıl olabiliyor? Yahu...Bir daha söyleyeyim. Adam İmralı’da, çıkarın gitsin. Salıverin adamı. Böylece AK Partilisi de, CHP lisi de, BDP lisi de sevinsin. Hasret sona ersin. Üç beş tane yorgun ve yaşlı kurttan korktuğunuzu hiç sanmıyorum ki onlar arasında bile var Ahmet Kaya hayranları. O halde daha ne bekliyorsunuz ki? Salın gitsin. Hem Ahmet Kaya’nın ruhu da şâd olur...Daha ne? Sarılın Apo’ya bol bol Ahmet Kaya soluyun, ciğerleriniz Ahmet Kaya kokusu ile dolsun Apo’ya sarılarak.

Salıverin...T.C liler sevinsin, Rabia’lılar sevinsin, ’’ Atatürk’ün askerleri ’’sevinsin, ’’ Alkolik hareket ’’ sevinsin ’’ Dersimin öcünü alacağız ’’ Diyenler sevinsin. Dinlisi, dinsizi, donlusu, donsuzu , sanatçısı, dansözü, devrimcisi, evrimcisi, çevrimcisi, aşığı , maşuğu...Millet sevinsin.

Bana bakmayın..Ben sevinmesem de olur...
-----------------------------------------------------------------------------------------------
16 KASIM 1999- REHA MUHTAR KOROSUNDAN ’’ BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM ’’ ŞARKISI

RESİMDEKİLER: Pelin Körmükçü, Hande Ataizi, Ajda Pekkan, Berna Laçin, Sibel Turnagöl, Günel, Zara, İbrahim Erkal, Faruk Tınaz,Ebru Gündeş, Osman Yağmurdereli,Beyaz, Emel Sayın, Muazzez Ersoy, Mustafa Topaloğlu, Elif Karlı, Faruk Tınaz, Serdar Ortaç, Ece Erken.