Bizim gençlik yıllarımızda bir sürü çizgi kahramanlar türemişti. Hoş bizden önceleri de varmış bu çizgi kahramanlar…Mesela ben Teksas, Tommiks, Zagor, Teks, Kinova gibi çizgi kahramanların serüvenlerini okurdum gizli gizli ders kitapları arasında. Rahmetli peder de yakalardı tabii ki ve ‘’ Vay ulan seni namussuz eşşeoğlu eşek vay…Demek ders kitabı arasında Pekos Bill okuyorsun ha?’’ diye basardı sopayı…Zavallı ben: ‘’ Baba valla Pekos Bill değil…Ekmek Kur’an çarpsın ki Pekos Bill değil’’ diye yeminler eder ya da hiç tanımadığım bu Pekos Bill denilen herif yüzünden niçin dayak yediğime şaşırır dururdum. Sonradan öğrendim ki babam da kendi gençlik yıllarında Pekos Bill diye bir kahramanın maceralarını okurmuş..Dolayısıyla da onun gözünde Çelik Bilek de, Zagor da, Tommiks ya da Kinova da hep Pekos Bil…

Daha sonraları Kaptan Swing ve Tom Braks okumaya başladık…Ontario kurdu Kaptan Swing ve arkadaşları Mister Blöf ile Gamlı Baykuş ile serüvenden serüvene uçtuk…Özellikle de Gamlı Baykuş ile Mister Blöf’ün köpeği Puik arasındaki kavga bizi gülmekten öldürürdü.

Daha sonraları bizim Türkler de olaya el attılar. Onlar da yeni kahramanlar türettiler. Bu kahramanlar içerisinde benim favorilerim Gırgır ve Fırt mizah dergilerinin kahramanları Utanmaz Adam ( Şeref Haktanır ), Onun arkadaşı ‘’ vanki de vanki- Korna Kamil’’ ile yine aynı dergilerin en önemli kahramanı ‘’Avanak Avni- Dıgıl’’ oldu…Özellikle Dıgıl, bizim ailede o kadar sevildi ki ben baba olduktan sonra ikinci oğlumun adını Tuğrul koymakla birlikte ona hep Dıgıl diye hitap ettim. Bu gün Tuğrul yirmi sekiz yaşında ama hâla ben olayım , annesi olsun, hatta amcaları bile ona Dıgıl derler.

İlle velakin…Bütün bu kahramanların en kahramanı kimdir diye soracak olursanız?

Onun cevabı da var: Bütün bu kahramanların en bi kahramanı ‘’ En Kahraman Rıdvan’’ dır.

Ben zaman içinde bu kahramanların unutulduğunu sanıyordum . Meğer unutulmamış. Meğer bizim Anadolu’muzun bakir ama bereketli toprakları daha nice ‘’ En kahraman Rıdvan’lara gebeymiş.

Zamanımızın en kahraman Rıdvanları Me’aşallah, Süphanallah ve de Elhamdulillah bu ülkenin yerlerde sürünen onurunu, kestane misali çizim çizim çizilmiş olan karizmasın tekrar düzelttiler çok şükür.
Şimdi merak ediyorsunuzdur kim bu en Kahraman Rıdvanlar diye…Hemen merakınızı gidereyim efendim. Bu en kahraman Rıdvanlar, T.G.B. diye bir S.T.K. mensubu gençler. Peki ne yapıyorlar da ülkenin onurunu dimdik dikiyorlar, karizmadaki çizikleri nasıl bir pasta-cila ve boya ile kapatıyorlar? Onu da açıklayayım efendim: Bu En Kahraman Rıdvanlar çuvallıyorlar…Evet yanlış okumuyorsunuz…Çuvallıyorlar.

Hani hatırlayacak olursanız Amerikan askerleri Irakta , Süleymaniye’de Bizim Türk askerlerinin kafasına çuval geçirmişlerdi ya… Hah..İşte bizim aslanlar da bunun intikamını aldılar önce.

Adana-İncirlik’te Nato üssünde görevi askerler sivil bir vaziyette İncirlikte barlarda iyice kafayı bulup tam anlamıyla matiz olduktan sonra bizim aslanlar toplaştılar bir araya…’’ Bre Mel’unlar, bre, nâ bekarlar, siz bizim askerin kafasına çuval geçirirsiniz ha? Durun bakalım çuvallamak nasıl olurmuş size gösterelim’’ diyerekten heriflerin kafasına çuvalı geçirdiler.

O günün akşamında televizyon kanallarında bu görüntüleri görünce bir gururlandık bir göğsümüz kabardı ki sormayın. Hatta masum ve de bakir Anadolu’mun masum ve bakire analarının göğüsleri sütle doldu kabarmaktan. Babaların başlar yukarıda göğüsler ileri oldu hep. Başta face olmak üzere bütün boklarda bu gururu paylaştık. Her ne kadar bizim En Kahraman Rıdvanlar Polat Alemdar ağabeyleri gibi bir Amerikan üssüne sadece üç kişiyle saldırıp pek çok Amerikalı asker ve subayın değil de üç beş tane sarhoş Amerikan askerinin kafasına çuval geçirmiş olsalar da netice itibarıyla geçirdik mi geçirdik…Münafıklık yapmanın alemi yok değil mi?

Ben aslında bu En kahraman Rıdvanları yazmayı düşünmüyordum. Gençtirler, gençlikte olur böyle şeyler, heyecanlarına, samimi olan vatan severliklerine verelim bu densizliklerini diye düşünüyordum. Ama iki gün önce iyice cıvığını çıkardılar bu işin.

Bu sefer İskenderun’da ortaya çıktı bizim En Kahraman Rıdvanlar…Beş altı kişilik bir yabancı asker grubunu çuvallamaya kalktılar. İçlerinde bayanların da olduğu bu gruba Amerikalı olup olmadıklarını sordular. O grup ısrarla Amerikalı olmadıklarını, Alman olduklarını söyledi ama bizimkilerin eğitim ve kültür düzeyleri yerlerde süründüğü için anlayamadılar karşılarındaki insanların ‘’ Biz Amerikalı değiliz, Almanız ‘’ dediklerini. Bir erkek ve bir bayan iki Alman’a çuvalı giydirdiler.

Bir kez daha göğsümüz kabar kabar oldu valla…Özellikle de gençlerimizin çeşitli milletlerin dillerine ne kadar vakıf oldukları konusunda gurur ve kıvançla dolduk. İki yüz kişilik bir grupla altı adet tamamen sivil insana çuval giydirmek ne demek biliyor musunuz? Böyle bir kahramanlığa kim cesaret edebilirdi bu aslan parçaları olmasa düşünsenize.

Bizim En Kahraman Rıdvanarı İncirlik’te, İskenderun’da gördük ama her ne hikmetse Diyarbakır’da göremedik…Orada Türk bayrağı yakılırken, Gönderlerden Türk Bayrağı indirilip yerine pkk paçavrası asılırken bizim kahraman aslanlardan hiç biri ortalıkta görünmedi. Neden dersiniz? ‘’ Onun için insanda altı okka testis olması lazım ‘’ dediğinizi duyar gibiyim.

İşte o altı okka testis maalesef hiç bir erkekte çıkmadı da bir kadında çıktı. Sadece ve sadece bir kadın, sayıları on binleri bulan o kalabalığın üzerine elindeki Türk Bayrağı ile yürüyebildi.

Velhasılı kelam:

Siz, En Kahraman Rıdvanlar !

Hiiiç boşuna hava atmaya kalkmayın…’’Her horoz kendi çöplüğünde öter’’ diye bir ata sözümüz vardır. Kendi çöplüğünüzde üç beş tane sarhoşa çuval geçirmek değildir yiğitlik. Yiğitseniz gideceksiniz Diyarbakır’a…Orada açacaksınız Türk Bayraklarını…İşte o zaman ben sizin, değil ellerinizi, ayaklarınızı, ayaklarınızın altını, bastığınız toprağı öpeceğim…Yoksa yaptığınız her eylem fasa fiso dan başka bir şey değildir.

Sizler de ey bu eylemi sayfalarına taşıyıp alkış yağmuruna tutanlar ! Böyle bir çuvallamanın nesini alkışlarsınız? Böyle bir eylemle Türk askerinin kafasına geçirilen çuvalın intikamının alındığını nasıl düşünebilirsiniz anlayamıyorum. Bu süt dökmüş aslanları neredeyse kırk kişi ile Çin Sarayını basan Kür-Şad yaptınız…Etmeyin , eylemeyin. Haydi onlar genç, çocuk, sizler de mi çocuksunuz?

Bitirirken biraz daha nostalji yapalım.

Yıl 1986

Meksika’da yapılacak Dünya Kupası elemelerinde İngiltere Futbol Takımı ile karşı karşıyayız. Adamlar bize Türkiye’de tam sekiz gol atıyorlar...Maçı anlatan spiker maçın sonuna kadar ‘’ haydi bir şeref golü’’ diye dua ediyor…Sekiz tane gol yemişsin...Hem de kendi sahanda ve atacağın bir gol şeref golü olacak? İşte bu gün bizim T.G.B. Aslanlarının yaptığı da bu…Yenen onca golden sonra üç beş sarhoşun kafasına çuval geçireceksin ve böylece yerlerde sürünen onurunu dimdik ayağa kaldıracaksın…Nasıl bir mantıksa artık.

O maçtan sonraki yorum da güzeldi hani (!) ‘’ Yenildik ama ezilmedik ‘’

Değişen bir şey yok demek ki...Hep yeniliyoruz ama hamdolsun ezilmiyoruz(!)