Bir Yaz Gecesi Rüyası
Birkaç gece önce semadaki dolunaya, dolunayın ziyası misali ışıltılarla bakan gözlerimin son günlerde fazlaca televizyon seyratmekten kızarmış ve şişmiş haline aynada umutsuzca baktığım bir gece gerçekleşti anlatacaklarım.
Elime bir kitap alıp, televizyonu kapatmak üzere evdekiler uyanmasın diye ağır adımlarla salona girdim.Lakin amacımdan saparak, ufak bir hamleyle kumandayı elime alıp kanallarda
ne var ne yok diye dolaşırken bir belgesele rast geldim.İlgimi çekti ve kitabımı masanın üstüne fırlatıverdim.Meraklı gözlerle programı seyretmeye başladım.Program süresince dikkatle takip ettim uluslararası bir olimpiyatta başarılı olan şahısları özellikle de onların önüne çıkan engelleri ve yaşadığı güçlükleri.Program sona erdiğinde gözlerimdeki merak, yerini inanç, umut ve güven duygularına bırakmıştı.
Güven...Kendine güvenmek tabirini abartıp kendini beğenmeğe dönüştürdüğüm ve ardından oluşturduğum kibir canavarından nefret edip kendime güvenmeyi unuttuğum günlerden aklımda kalan bir kelimeydi yalnızca.Yeniden hatırladım o gece, dudağımın kıyısında hafif bir tebessüm ile.
Neden sonra yanağımdan kayıp giden hayal kırıklıklarını fark ettim.Usulca parmaklarımı götürdüm elmas zerreciklerine...Ve artık umutsuzluklarım parmaklarımın ucundaydı.Hafifçe silktim onları ve yerimden doğruldum.Dağılmış koltuk örtüsünü düzeltip, kumandayı yerine bıraktım.O, yerinde güzeldi.
Masadan kitabımı alıp, televizyonun fişini çektim.Işığı söndürdüm ve çiçekli tülü çekerek pencereyi açtım.Hem müthiş yaz havasını hem de dolunaydan yarım aya geçerken saçılan muhteşem ışığı sineme doldurdum.
Nefes almak bu kadar kolay mıydı sahiden?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.