elbet birgün buluşacağız
Ne melek
Ne şeytan Ne tanrı heyhaat Sensin varmak istediğim Sensin ılık nefesim Sensin odayı saran odun kokusunda dışardan gelen yağmur tıpırtıları Ve sobanın üstünde sıcak çay Kızarmış ekmek kokusu Önünde dizimi yere dayayıp Nereye istersen oraya gidelim Sen seç demek Ne zaferler kazandım bilemezsin Ne mağlubiyetler yaşadım Hiçbiri beni mutlu etmedi seninle bir bardak çayı paylaştığım kadar Hiçbiri beni yıkamadı tek başıma içtiğim bir kadeh rakı kadar Madem bir tanrı var Ve madem o tanrı beni seninle olmam için yarattı Madem melekler iki yanımızda elin elimde olduğu için var Bir damla gözyaşın olurum verirken son nefesimi Kelime-i şehadet değil Elbet birgün buluşacağız nağmeleri dökülür dudaklarımdan. |
Eğer hayattaki kazanımlar insanları mutlu etmeye yetseydi, çok ünlü, çok başarılı, çok zengin... gibi 'çok'lara sahip olanların hepsinin mutlu olması gerekirdi.
İnsanın hayatında bu başarıların/kayıpların... sevincinin/hüznünün paylaşılacağı birinin olması bence sağlıktan sonraki en büyük zenginliğidir.
Şiir, bunu haykırıyor!
'Yarımım, gel beni tamamla!...' diyor... :(
Etkili bir şiirdi, kutlarım Erdal Bey.
Saygılarımla...