PŞİSKOMOFAZY TERAPİES
Kolay zannetmeyin.
Vallahi de billahi de zor.
Hele tanımadığınız insanlara hakikatlerle dolu bir anınızı anlatmak... oldukça çetin.
Kimin ne tepki vereceğini bilemiyorsunuz ki.
Mahallede bir yerde otursanız,mesela mahalle kahvesinde ,kasabında, benim bir zamanlar Güngören Köyiçinde oturduğum Çüngüşlü Adnan Akmeşe abinin bakkalının önündeki "kürsü"ler gibi ,eyvallah.
Burası mahalleye benzemiyor. İki dakikada yerlerde sürünür bulabiliyorsunuz kendinizi.
Şu yakma isimlerin altındaki şahsiyetleri biraz tahlil edebiliyor iseniz,yaşadınız.
Kim alıngan,kim büyük olduğunun idrakinde,kim salıngan,kim zenci ,kim beyaz tespit ettiniz mi artık yazabilirsiniz.
Bana bakmayın. Beni kabul ettiler olduğum gibi. Kızsalar da laf söyleseler de, yüzüme bir müddet bakmasalar da veya kırık çıkık oyunu oynasalar da,onlara karşı olan samimi sevgim ve saygım asıl niyetimi döküyor önlerine her zaman.
Bunları söylemek için anılarımı yazamadım hala.
"Beni var yaa..anam doğurmamak için nele yapmamış ki?"
" iyi " dedim,elimdeki gazeteyi çok mühim bir havadis okuyormuş gibi yüzüme doğru yaklaştırdım.
Eliyle dirseğime kolunu geçirip " şerefsüzün la.anam var ya beni doğurmamak için "
Bakışlarım bu kadar etkili olabilir mi?
Bir bakışla adamın sesini kestim .
Allahım hakikat mi bu?
Evet,hakikat tabii ki, hem Naciye abla ne demişti "Bakışların vel Fecri okuyo lan itoğluuu".
O der demez ben de göğsünden ta göbeğine kadar uzanan dekoltesinden sarkan memelerinden gözlerimi alıp ne kadar kızarmıştım.
Ah Naciye abla,sen ta o zaman benim bakışlarımın etkili olduğunu söylemiştin.
Allahın rahmeti ruhuna.
O beyaz memeler ta ne zamandan çürümüştür.
Çok yazık valla.
Hoop bir dirsek daha geldi ,bu sefer karaciğer de yokladı namussuz herif " Sen galba benü dinlemüyün ha" dedi ve cebinden şu sokaklarda satılan çocukların sokak eğitiminde kullandığı masum "kelebek" denilen bıçağı çıkardı bir anda.
Uf bu ne sürat.
"Yok ya dinliyorum ,meraktan şu sayfayı bitireyim de hemen seni dinlemek için şeysi.."
" Bag hele seni sıkmıyom deel mi lan ?"
"Yok ..yok kattiyen olur mu şunun şurası üç günlük dünya şeyimiz şey oldu yani"
"haa,eyi la,bağa bak ,benüm anam benü düşürtmek içün var ya ne kocagaru ilajlarıynan şey yaptı."
"Ama ben düşmedüm la,en son bi tane otun kökünü benü düşürtmek içün sokunca galüba o beynüme gelüyü,bende hasar buraguyü"
"Bisssmillah..bitkiyi ne şeysi mi?"
" heee valla la bi de elli lira para verüyü o ota anam"
Yolculuk bu öyle zart diye bitmez.
belediye otobüsünde olsam, durağa geldim diyecem atlayacam aşağıya da...Allah kahretsin şehir hatları vapurunda nasıl denirki?
Denmez tabii,biliyorum da ,işte denize düşen yılana sarılır mı ne ?
Kaçacak yer de yok. Tıklım tıkış.
Hay anasını satıyım ya.
mecburen anasının şeysinin hikayesini dinleyecez de,midem kalkıyo bazı yerlerde.
Adam anlatmaya devam etti.Annesi meğer ne ilaçlar kullanmış, fayda etmeyince kocakarı ilaçlarını da tecrübe etmeye karar vermiş.
Ne kadar keskin ilaç kulanırsa kullansın çocuk "düşmemiş".
Düşmedim diyor inatla.
Zavallı "düştüğünü" bile anlayamış.
Bu resmen "düşmüş" yani.
Kadın bu çocuğu "düşük" yapmış.
Zaten beline bakınca da anlıyorsunuz.
Pantolon neredeyse düştü düşecek. Kilotu da bütün ihtişamı ile mavi rengin en cazibeli haliyle nerdeyse başından çıkacak.
Zavallı keşke biri oba "düşmüş" olduğunu anlatıp ikna edebilse.
Aman Eminönü ne kadar da güzelmiş.
Geldik valla.
"Oldu ,geldik ben burada.."
" Ooo öyle hemen nereye ,daha sohbetümüz var, saa anlatacam daa,anam benü düşürtmek içün neler daa yaptı"
" Hay ananı..."
"Hıııı nıııııı"
" Haymananı biliyo musun ? haymana ovası dedim de"
" Yooo valla bi yerde oturak da sen hem bi çay ısmarlasan bi de simit bi de anlat"
"Bak ben gizli polisim aslanım,şimdi sen ufak..ufaak"
"Ya!"
"Evveeet"
"Yaaa...o zaman tapancanı göstettt,tapancanııı göstet"
" Lan dur dalma oralarıma..lan s..tir git...dur ..Poliis"
"Allahım yaa koca bankanın krediler bölümü müdürüne bakın ya...Eminönünün ortasında zavallı bir meczup tarafından soyuluyo"
"Ya Nermin öyle deme ne soyulması?"
"Ay yanlış dedim...bi deli tarafından soyunduruluyo"
"bak aşkım ben şindi tam"
"Ya sus Allah belanı versin,maalleye rezil olduk,akşam haberleri seyreden kıçındaki doğum lekesi mi yoksa o deli mi bişi yaptı diye soruyo"
İKİ AY SONRA KADIKÖY VAPURU
"İsteseniz çantanızı şöyle bırakabilirsiniz beyfendi"
"Çok naziksiniz teşekkür ederim valla makbüle geçti"
" Ne demek hepimiz insanız, ne iş yapıyorsunuz?"
"ben bi bankanın krediler bölümünde çalışıyorum,geçtiğimiz aylarda o bölümüğn müdürüydüm de,bir anlaşmazlık odu ,neyse ya işte böyle ,siz?"
"Ben memurum,daha doğrusu yeni memurum"
" iyi,ne güzel"
" Bakın ben memurum ama daha yeni başladım,bakın ben hamileyim. ben bu çocuğu doğurmamak için neler yaptım anlatıyım mıııı?"
"Zoooorrrrtt...zooortttt...Ne oldu kaptan?"
"Allah allah ..adamın biri durup dururken kendini denize atıvermiş"
"E tabi kimbilir ne sıkıntısı vardı,kaynana mı,borç mu?"
"Ay yazıık daha bebeğimi düşürtmek için neler yapacaamı anlatmadan "
YORUMLAR
haladaha gülüyorumkahkahalarla gülüyorum allah sizide hep güldürsün hatta ben kahkahalarla gülerken ızım kızdı anne sormayacağımneye güldüğnü dedi ben gülüyorum anne sormayacağımdedi sorma dedim amasordu gülmekten anlatamadım
süperdi çok güzeldi iyiki tesadüfen yazınızı okumuşum
Erol abi, sen artiz mektebine gitsene. Vallahi oradakilere rol kalmaz sen gidince:)))
Akşam akşam beni güldürdün ya, Allah da seni güldürsün emii.
saygımla.
erolabi
Amin,cümlemizi güldürsün.Hem iki cihan güldürsün.
Saygı ile değerli hocam.
Emine UYSAL (EMİNE45)
erolabi
işte zaman yok...
:))))
Benim abim nasılda kilitleniyor gözleri okurken, bir sonraki satırda ne olacağını tahmin edemiyor , zevli oluyor. Ben uzun romanlara son sayfalara ara ara bakanlardanım. Bazılarınıda yarıda bırakanlardan hani. Osman ÇEVİKSOY vardır abi bilirsin belkide, senin anlattım tarzını O na benzetiyorum ben. Seni ilk okusaydım, onu sana benzetirdim neyapabilirim :)
Abi hem gülümsetiyor, hem acaba dedirtiyorsun. Seni severek kendim okuyor, bazende yüksek sesle arkadaşlarıma tekrar ediyorum.
EROLabi n bu gün yazmamışmı diyen bile var:)
Tebessümle ayrılıyorum sayfandan, Rabbim sonumuzu hayr etsin abim. Ellerinden öperim.
erolabi
Aşık kardeşim..ince işler nasıl?
Asıl mühim olan o.
Sakın kimseye,hiç bir şeye değerinden fazla kıymet verme.
sakın.Zararlı olur sonra sana ve geleceğine.
Geçen gün bi arkadaşımızın kızının nikahına gittik.
Çocuğu da tanıyorum.
"La şu benim kızı bi alsa da on milyon borcum olsa" denilen delikanlılardan.
Çıktılar biraz şişman olduğundan eleştirdiler.
lennn dedim millet kzını verecek düzgün ,az içki içen az döven söven adam arıyo siz melaikeyi buldunuz kanadı niye kırmızı diyosunuz" dedim de rahatladım.Onlar biraz bozuldular ama iyi oldu.
Selam ve sevgilerimle kardeşim.
Ya abi adam ne güzel anlatıyordu.Düşmemek için ne kadar inatçı olduğunu.:)
Oysa bu bir tezgahmıydı?
Aslında annesi bunun ilerde bir yan kesici olacağını bildiği içinmi düşürmeye çalışmış hatta ve hattası koca karılardan şey için şey araklamıştı.Ama ne fayda.Beyin talanda akıl ziyanda .Bu düşemeyen üşütüğün okadın olabileceğini düşündüm sonradan.Belli olmaz kırk ot birbirine karışmış.Aklın hertürlüsü civatalarını ,tiyatro sahnesi gibi gösterime sunuyor.Denize atlamasındaki sebep havaların sıcak olmasından muhtemelen:))
Selam ile abim.Her zaman ki gibi hem güldürüp hem düşündürdün...
erolabi
benim annem kırk seneye yakın ebelik yaptı.
maşallahı var çok başarılı.
Tek kazası bir akrabamızın ölüö bebeği. O da anne karnında ölmüş. İlla "abla sen alıver bizi hastanelere gönderme " dediler de öyle aldı.
Bu hikaye bizim ilçede bi arkadaşımın annesinin hikayesi.
Çocuk maşallah şimdi koca delikanlı.
Başının yanında küçükken düştüğü için bir iz var. Biz de takılırdık işte otlar başını delmiş ,kızardı bize.
:)))))))))))))))
Valla yakında bi Bayburtlu ile yolculuğumu yazacam amaa nasıl diye düşünüyorum.
Selam ve saygı benden.
Saat: 08.15. İkinci çayımı aldım, balkona çıktım. Bir güzel esinti var ki anlatamam. İzmir, karşımda. Keyfime diyecek yok, diyordum ki yazınızı okudum. Keyfim; katlanarak çoğaldı. Kahkahamı duyarak balkondan başını uzatan komşumla da Günaydınlaşmış olduk sayenizde. Ama biraz kızgındı bakışları ve dağınıktı saçları. Galiba uyuyordu, balkonunda.:-) Çok da umurumdu...Bu sabah da erken uyanıversin, değil mi?
Teşekkür ediyorum. Saygılar, selamlar.
erolabi
Ayıldım "hayırdır?" dedim.
Valla size sormalı?" dediler.
Neyse ekranı çevirip gösterince onlar da başladı gülmeye.
Valla İstanbul yanıyor.
yanabilen yandı,yanamayan hava aldı.
Selam ve saygı ile.
erolabi
Teşekkür eder saygılar sunarım.
Erol Bey merhabalar bugün kızım Didim'den geliyor az sonra terminalde karşılamaya gideceğim. O yüzden döndükten sonra okuyacağım yazınızı. Selam ve saygılarımla.
erolabi
sayın Aksümer,benim oğlum da dün Avrupadan geldi.Antakyaya gitti.Annesi ve kardeşi orada.
Gelip gidiyorlar. Bizi yalnızlık talimine mı tutuyoralr ne?
Hadi hayırlısı inşallah .Allah hayırlı sağ selamet yolculuklar nasip etsin.
saygı ile.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
:)))
yazık adama yaa:)))
bilirim öyle tuhaf insanları yolculukta. dinlesen bi türlü, dinlemesen bi türlü, allah sabır versin karşılaşana:))
bu saatte de gülünmez ki bu kadar:))
sevgim ve saygımla abim..
erolabi
ben Erzurumdan Bayburtlu bi usta ile İstanbula yolculuk yapmıştım..
Öldüm öldümmm.
Onu da yazacam da çok rezil şeyler anlatmıştı.
Bi de etrafımız ehram giymiş kadın doluydu.
Saygı ile değerli kardeş.
Sabah sabah çayımı içerken kahkaha attırdınız bana :)
Çay lekesi çıkar dimi, çıkmazsa borçlusunuz bana üstadım, yandığıma mı yanayım, üzerime döküldüğüne mi , p.c de bu çaydan nasibini aldığına mı ,Erol abi hangisine yanayım:))
Lazların meşhurrrr lafı vardır, pohh yiyen horon etmesunu bilmiyosen nediye horona gireysun , benimkide o hesap hem gülücem hem yazı okucam bide çay içecem ba ba ba hemde üç işu birden edeyrumm :)))
Ömrünüz uzun olsun, kaleme sevgiler, yüreğe saygıyla ...
erolabi
Bildiğim emin olduğum bişey var pc lere karpuz suyu zarar vermiyor,beyaz peynir de.
Lazların sözünü yumuşatmışsın.Güzel de olmuş. "ne diye" yerine "ne b... yemeğe giriyisun" derler DA!
Değerli yorumunuza ve tebessümlerinize çok memnun olduğumu belirteerek...
Selam ve saygı sundum.
" Hay senin ananı.... de diyecektim onuda demişsin...
Peki ben şimdi sana ne diyeyim ?
Bu tarzda üstüne adam yok... Profosyonellere bile taş çıkarırsın sen...
Erol... Yoksa piyasadaki mizah dergilerinin birinde baş yazarsında bizlerin mi haberi yok?
Seni seviyorummmm.. Öptüm gözlerinden...
Ülviye Yaldızlıı
Gizliden gizliye içimize giren bu mizahi bakış Erol abi olabilir.Artık yanılmıyorum:)