Emirdağım hardamısın
Kederlerde dardamısın
Benim gibi zordamısın
Zalım gurbetin elinde.

Obaların viran olmuş
Yaylaların garip kalmış
Çiçeklerin erken solmuş
Zalım hasretin dalında.

Şehirde mi kırdamısın
Ateşlerde kordamısın
Boranda mı kardamısın
Zalım gurbetin yolunda.

Kacerli çeşmesi akmaz
Yolu ince sokak çıkmaz
Sevdalılar türkü yakmaz
Zalım hasretin telinde.

Umut dolu yerdemisin
Zararda mı kardamısın
Bilinmeyen sırdamısın
Zalım gurbetin kolunda.

Hüzün dolu Adaçal’ım
Sıla yoksa kırık dal’ım
Garip olur arz-ı hal’ım
Zalım hasretin dilinde.

Ayvada mı nardamısın
Bir vefasız yardamısın
Yıkılmayan surdamısın
Zalım gurbetin selinde.

Artmış evlerin katları
Yorulmuş yılkı atları
Bozulmuş ağız tatları
Zalım hasretin yelinde.

Rab ışığı nurdamısın
Gönül sesi gürdemisin
Esaret mi hürdemisin
Zalım gurbetin halında

Bademlikte çiçek açmaz
Kayalardan keklik uçmaz
Yad gülleri koku saçmaz
Zalim hasretin külünde.

A. Kadir YALDIZKAYA