- 663 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İLK KORKUMUZ
Hayatta insan, nelerden korkar veya irkilir bir düşünelim? Nelerden korkarız ya da korktuğumuz şeyler gerçekten korkulacak şeyler mi?
Ondan bundan şundan korkuyorum diyen de olmaz saklar kendine özgürce paylaşmak istemez, içinde yaşar o korkularını, söylemek ister ama söyleyemez paylaşamaz.
Dilleri söylemese de insanca bir davranışla sevmekten korkar belki de... Çünkü sevmek fedakarlık ister, söyleyemez, olumsuz cevap almak red edilmek korkusunu yaşar iç dünyasın da...
Hepimizin bir sürü korkusu olduğu evet bir gerçek… Peki nedir o zaman korku, ilk korkumuz nedir nedendir diye bir düşünelim?
Dünyaya gözlerini açan,yeni doğmuş bir bebeği düşünün etrafına bakar takip edercesine, günler aylar geçer, geçtikce hemen herşeye ilgi duyar. İlk göz temasının ardından adını öğrenir ve seslere ilk tepkiyi verir zamanla emeklemeye başlar ve sonun da düşe kalka yürümeyi öğrenir...
Yürümeye çalıştığı o anı hiç gözlemleyip, izlediniz mi ?
O küçücük minnacık yavrularımız, korku nedir bilmediği için her poposunun üstüne oturuşun da yeniden ayağa kalkar asla da pest etmez, bırakmaz. Önce paytak, paytak ve daha sonrası düzgün yürüyüşler sergiler, kendinin nasıl başarabildiğini gösterir büyüklerine. Peki bu arada, annesi babası, büyükleri o ilk adım attığında yavrularına ne yapıyor?
Bakın neler yapıyor ve yapıyoruz da...!
Koruyucu bir duvar - set örerler sanki, düşmenin kötü bir şey olduğu mesajını. Taa o yaşlar da başlar korkularımız, öğreniriz, öğretiriz de. Kısaca düşündüğümüzde göreceğiz ki ailelerimiz, arkadaşlarımız nelerden korkuyor ise biz de onlardan korkuyoruz bir şekilde...
Demek ki şunu düşünmek gerekiyor, hayata gözlerimizi açtığımız o anda başlıyor, korkularımız büyükler tarafından öğretiliyoruz.
Gerçek bir tehlikenin ya da tehlike düşüncesinin uyandırdığı endişe duygusudur ’ Korku’.
İnsan hayatına yön veren en önemli olgulardan biridir belki de. Bazen korkularımızı kendimiz de yaratıyoruz, yüzleşmez ve üstüne gitmez kaçmaya çalışırsak bunlar büyüdükçe büyür. İçimizde, büyüttüğümüz ve sağlıklı bir şekilde dengeleyemediğimiz korkularımız bizi her gün bitirir ve öldürür de.
Bazı korkularımız da var toplum korkusu, baskısı... ’ Başkaları ne der ?’ düşüncesi, anlayışı. Yaşamayı paylaşmayı bilmediğimiz için korkularımızı körüklüyoruz gücümüzü ve kendimize güvenimizi keşfederek etrafımızı saran korku çemberini kırabilecek güçteyiz aslında...
Oysa korkulacak ne var hayatta? Ölüm mü ? Hiç sanmıyorum korkunun ecele faydası yok diye söylemiş atalarımız. Şair Mehmet Akif Ersoy’un yazmış olduğu milli marşımız da ki dizeler gibi KORKMA!..
Hz. Muhammed (s.a.s) dediği gibi ’Korkma Allah bizimledir.’
Her korku ileride bizlere geri dönecektir. Unutmayalım, düşmekten korksaydık, yürüyemezdik... Boğulmaktan korksaydık yüzemezdik… Her şeyden korkmak yerine mantığımızla çözmeye çalışalım.
Korkmayın, korkutmayın.. sizi sevenler ile paylaşın korkularınızı...
Korkusuz hayat diliyorum...
YORUMLAR
Oysa korkulacak ne var hayatta? Ölüm mü ? Hiç sanmıyorum korkunun ecele faydası yok diye söylemiş atalarımız. Şair Mehmet Akif Ersoy''un yazmış olduğu milli marşımız da ki dizeler gibi KORKMA!..
Hz. Muhammed (s.a.s) dediği gibi ''Korkma Allah bizimledir.''
Akıcı bir üslup cümlelere yansımış,deneme tarzına yakın didaktik boyutu olan eğitime de vurgu yapan yararlı bir yazı olmuş,
Yazarın örneklemeleri yerinde ve güncel hayattan seçmesi okuyucu üzerinde empati yapma boyutunu artırmıştır.
yazarın son bölümde korkunun yersizliğini vurgulaması okuyucu üzerinde olumlu ve güzel izler bırakacağı kanaatındayım.
Yazarı tebrik ve takdir eder.Başarılarılarının devamını temenni ederim efendim..